CHP Kilimli İlçe Başkanı Erol Sarıal'ın da bulunduğu bir içki masası, "Bir iftar yemeği de böyle bitti" etiketiyle, aynı masada bulunan Mehmet Bilgili tarafından sosyal medyada paylaşıldı.
Paylaşımın ardından konu, yerel medyaya yansıdı. CHP kanadı, konuyla ilgili açıklama yaparken, "AK Parti trolleri..." gibi ifadeler kullandı.
Haberi paylaşan, CHP'li Mehmet Bilgili...
Parti ihraç kararı alınca, apar-topar istifa eden, yine Mehmet Bilgili...
İçenler, CHP'li...
Konunun AK Parti'yle ne ilgisi var?
Bu kavga, olsa olsa CHP içinde yaşanan hesaplaşmanın sosyal medya aracılığıyla kamuoyuna yansımasıdır!
Bir "adam eksiltme" taktiğidir!
Suçu, AK Parti'ye atarak, bu rezillikten kurtulmak mümkün değil!

Zonguldak insanını ezen-üzen kim varsa...
Pusula, Zonguldak'ın son 20 yılına damgasını vuran bir yayın organıdır.
Aylık dergiden sonra günlük gazete ve internet sitesiyle Zonguldak'ta gündemi belirleyen bir yayın organıdır.
Olayların üstüne korkusuzca gider.
İktidar-muhalefet-işadamı-mafya fark etmez.
Biz, inandığımız doğrular uğruna mücadele ederiz.
Zonguldak için gözümüzü budaktan sakınmayız.
Zonguldak insanını ezen-üzen kim varsa; siyasetçi-bürokrat, bizim için hiç fark etmez!
İşte bu nedenle sık sık hedef oluyoruz.
Ama bu saldırılar, bizim hedefe ilerlememize engel olmuyor.
Zonguldak'taki herkes "Zonguldaklı" oluyor!
Ama Zonguldaklılar "Zonguldaklı" olamıyor!
Böyle bir hastalık başladı!
Eğrisiyle-doğrusuyla "Zonguldak" ve "Zonguldaklı", bizim birinci önceliğimiz olmaya devam edecek.

Verdiğin yemeği geri alamazsın!
Ereğli'den gelen haber şöyle:
"Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde yaşayan 70 yaşındaki Necati Öztürk, Ereğli Belediyesi'nin Ramazan ayında verdiği sıcak yemeğin evine getirildikten sonra geri alınması karşısında büyük şaşkınlık yaşadı."
Adamın; evi varmış, maaşı varmış, o yüzden yemek geri alınmış!
Kardeşim, verilen yemek geri alınır mı?
Gidersin, durumu anlatırsın, bir daha yemek vermezsin.
Ama verdiğin yemeği geri alamazsın!

Günün Fıkrası: Hanıma ayıp olur!
Temel, arabası ile giderken köpeğe çarpmamak için direksiyonu kırınca, yolun kenarındaki derin hendeğe uçmuş. Oradan geçen çok güzel bir kadın, olayı görünce, arabasını durdurup yola tırmanmaya çalışan Temel'i görmüş, "Beyefendi, iyi misiniz?" diye telaşla sormuş.
"Sanırum iyu... iyiyum..." diye cevap vermiş Temel...
"Hemen arabama binin, sizi evime götürüp detaylı bir kontrol edeyim" demiş kadın...
"Çok naziksinuz, ama eşim habuni hoş karşilamaz da, ona ayup etmiş olurum" demiş Temel...
"Saçmalamayın, ben hemşireyim,. Bakalım görünmeyen bir hasar oluşmuş mu? Muayene edeyim" demiş güzel kadın...
"Çok iyisinuz... Buna 'hayır' diyemiyrum. Fakat eşime habunu yapmam ayip olacak daaa..." demiş Temel...
Sonunda birlikte kadının evine gitmişler. Tepeden tırnağa kadar muayene olmuş, sıcak bir duş, birlikte içilen bir kaç kadeh içkiden ve test sürüşünden sonra, "Çok teşekkür edeyrum, şimdi kendumi çok iyi hissediyrum. Ama benum kariya gerçekten ayıp oldi" demiş Temel...
"Aptal olma... Biraz daha kal... Karın ne bilecek ki? Şu anda evde değil mi?" diye sormuş kadın...
Temel de, "Yooooo... Saniyrum hala hendeğun içinedur" diye yanıtlamış.