Zonguldak'ta; kimse, kimsenin işine karışmazsa, hiç sorun olmuyor.
Mesela, SİT alanı içine kafasına göre imalat yapanı haber yapmazsan, hiç sorun yok.
Belediye, kaçak kata göz yummuş, haber yapmazsan, sorun yok.
Parasını alıp dairesini teslim etmeyen müteahhidi yazmazsan da, sorun yok.
Sami Aydın, hazine arazisine kaçak inşaat yapmış. Sonra hazine arazisini satın almış. "Yaptığım yasal" diyor. Devlet, imar kirliliğinden hapis cezası vermiş. Binanın yıkımına karar verilmiş. Yazarsan, sorun oluyor.
Nitelikli dolandırıcının biri çıkmış, önüne geleni dolandırıyor. Bu kişi yüzünden insanlar intihar ediyor. Devleti dolandırıyor! Milletvekili sahip çıkıyor! Yazıyorsun, sorun oluyor!
Niteliksiz dolandırıcılar bile Zonguldak'ta piyasa yapıyor! Sahte kimlikle devlet katlarında ağırlanıyor. Yazıyorsun, sorun çıkıyor.
Hayatında bekar bir erkekle beraber olamamış kadın, herkese ahlak dersi veriyor! Yazıyorsun, sorun çıkıyor!
Cinayet işleyen biri, bu caddede itibar görüyor. Yazıyorsun, sorun çıkıyor.
Bildiğimiz hırsızın gördüğü itibarı, değme işadamı görmüyor. Yazınca, çıkıyor.
Adalet ve Kalkınma Partili Belediye Başkanı, mafyaya yer tahsis ediyor, para kazanmasını sağlıyor. Yazıyorsun, sorun çıkıyor!
Ama sadece basın açıklamaları kullanır, demeç alıp haber yaparsan, sorun yok.
"Neden, niçin?" diye sorarsan, sorun var.
Yazarsan, daha büyük sorun var!

İletişim problemi...
Zonguldak'ın en büyük problemi, iletişim...
Zonguldak insanının nasıl yaşamak istediğine Ankara karar veriyor.
Orayı kaldırdım, burayı yıktım, şuraya cami yaptım...
Böyle olmaz... Olmamalı...
Biz, Zonguldak olarak talebimizi iletelim...
Devlet ile millet otursun, konuşsun, uzlaşsın...
Halk ne istiyorsa, öyle olsun.
"Demokrasi" diyoruz... "Cumhuriyet" diyoruz...
Ama halka sormuyoruz.
Belediye başkanı seçimle geldi. O zaman, "Başkanın her dediği olsun" mantığı yanlış.
Milletvekilleri, "Reis öyle dedi" diyerek, topu taca atmamalı.
Zonguldaklı sivil toplum kuruluşları daha aktif olmalı.

Aynı suya iki kez dokunamazsınız!
Kuş yaşarken, karıncaları yer ama kuş ölünce, onu yiyen karıncalardır.
Zaman ve koşullar her an değişebilir. Bu nedenle, etrafınızdaki hiçbir şeyi değersizleştirmeyin. Bugün gücünüz olabilir. Ama unutmayın, zaman hepimizden çok daha güçlü! Bilin ki; bir ağaç, bir milyon kibrit yapar ama bir kibrit, milyonlarca ağacı yakmaya yeter. Öyleyse iyi ol! İyi yap!
Zaman, bir nehir gibidir, aynı suya asla iki kez dokunamazsınız. Çünkü geçen su, bir daha asla geçmeyecektir.
Hayatınızın her dakikasının tadını çıkarın ve şunu unutmayın:
Asla güzel görünüm aramayın, çünkü zamanla değişirler. Mükemmel insanları aramayın, çünkü onlar yok. Ama her şeyden önce gerçek değerinizi bilen birini arayın.
4 aşkın olsun:
Allah...
Hayat...
Aile...
Arkadaşlar...
Allah, hayatın sahibi olduğu için...
Hayat, kısa olduğu için...
Aile, benzersiz olduğu için...
Arkadaşlar, nadir oldukları için... (Alıntı)

Günün Fıkrası: Salak koca...
Pazar sabahı, sakin sakin giyindi, kahvaltısını etti, köpeği kapıp sessizce garaja geçti.
Kayığı arabanın üzerine atıp, şelaleye doğru yola çıktı ki, baktı, fırtına çıktı-çıkacak...
Garaja geri döndü, radyoyu açtı. Hava durumu, havanın gün boyu böyle gideceğini söylüyordu...
Eve geri döndü, yavaşça soyunup, yatağa süzüldü.
Uyumakta olan karısının vücuduna arkadan sarılıp, arzu dolu, kulağına fısıldadı:
"Dışarıda hava berbat..."
10 yıllık sevgili karısı mırıldandı:
"Salak kocam, bu havada balığa gitti, inanabiliyor musun?"