Son günlerde, şehirde bir "barış iklimi" yaratılmaya çalışılıyor.
Ama bu iklimden rahatsız olanlar var!
"Kaostan beslenen" bir kesim var!
Ama bu isimlerin kaostan yeteri kadar beslenebildiklerini düşünmüyorum.
Azıcık akıllı olsalar, "barış"tan da beslenebilirler!
Kendini "zeki", karşısındakini "aptal" sanan bu kesim, her dönem gündemde oluyor!
Ama kapladıkları hacim, her zaman gölgeleri kadar oluyor!
Güneş çıkınca, gölgeleri de kayboluyor!
Bu kişilerin Ramazan Bayramı'nda akıllarını başlarına devşirmelerini tavsiye ediyorum.

20 yılda nereden nereye gelindi?
Neredeyse 20 yıl oldu...
Karaelmas Gazeteciler Derneği'nin kuruluş heyecanını hep birlikte yaşadık.
Masasından sandalyesine kadar her şeyinde emeğim var, param var.
Derneğin üyeleri arasında, üye olduğum dönemde en fazla katkıyı veren gazeteciydim.
Hem şahsi hem de kurumsal olarak destek verdim.
Öyle heyecanlıydık ki...
Bir gün, fikirlerine çok değer verdiğim bir büyüğüm, "Dernek çok iyi olunca, ne olacak?" dedi.
Ben, basının geleceği noktayı filan uzun uzun anlattım.
"Sonra ne olacak?" dedi.
Sonrası yoktu ki...
"Sen, önce kendi işine bak. Sen, işini sıkı tut, iyi çalış. Bu işlerin nereye gittiğini görünce, üzüleceksin" dedi.
Dediği oldu.
Dernek giderek güçsüzleşti.
Ele geçirilip, güç devşirilecek bir kurum haline dönüştü!
Eleştirdikleri Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti'nden kötü duruma düştüler!
"Emlakçı" dediğimiz Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Derya Akbıyık, gazetecilerin ev sahibi olmasını sağladı.
TOKİ Basın Sitesi'nde bugün 2+1 en kötü daire 500 bin lira...
Ödenecek para 150 bin lira...
Derya Akbıyık, gazetecilerin cebine 350 bin lira koydu!
Gazetecileri ev sahibi yaptı.
Israrla bu işe girmek istemeyenler eleştiriyor.
Gerçi, ev alanlar da eleştiriyor.
Ama Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Derya Akbıyık, Zonguldaklı gazetecilere karşı sorumluluğunu yerine getirdi.
Şimdi sıra Karaelmas Gazeteciler Derneği'nde!
Bir iş yapın da görelim!
Hele son dönemde hiçbir iş yapmadılar!
Bence bu dönem de yapamazlar!
Ama hiç olmazsa, derneğin üyelerini yenilemeliler.
Gazetecilikle ilgisi kalmayan kişiler, üyelikten çıkarılmalı.
Ereğli'de çok sayıda dernek oldu.
Ereğli'deki arkadaşlar, artık oradaki derneklere üye olmalı.
Bir basın kuruluşunda sigortalı çalışmıyorsa, dernekte üye olmamalı.
Geçimini gazetecilikten sağlayanların üye olduğu bir dernek olmalı.
Yoksa sadece "dernek" olur!
Biri "dernek başkanı" olur!
O kadar...
Bu arada, Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Derya Akbıyık'tan Ereğli'de konut istiyoruz.
Ereğli'deki arkadaşlar, Zonguldak'tan konut aldılar.
Biz de Ereğli'den konut almak istiyoruz.
Sonra "yazlık" konusunu unutmayalım.
Gazeteciler için "yazlık konut" projesinin hayata getirilmesini istiyoruz.
Gazeteci örgütleri, gazetecilerin birbirlerine üstünlük sağlayacakları, siyaset ve bürokrasi üstünde etkinlik kuracakları yapılar olmaktan çıkmalı. Üyelerine katkı sağlayan yapılara dönüşmelidir.
Son dönemde en beğendiğim hareket, Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti ile Karaelmas Gazeteciler Derneği'nin birlikte iftar yapmasıydı.
"İftar parasını siyasetçiler ödedi" diye eleştirenler oldu.
Bu dernek, kurulduğu günden bu yana; siyasetçiler, bürokratlar, işadamlarından destek gördü.
Belediye başkanları, milletvekilleri derneğe bağış yaptılar.
Kongre sürecinde "sanki ilk kez böyle şeyler oluyormuş" gibi algı yaratmak çok yanlış oldu.
Gazetecilerin birlik-bütünlük içinde olmasında fayda var.
Bakın, TOKİ'de daire sahibi olan gazeteciler arasında dernek-cemiyet ayrımı yapılmadı.
Bu arada, Karaelmas Gazeteciler Derneği'nin en başarılı başkanı, o dönem Pusula Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olan Yaşar Atilla Öksüz'dü. Bunu da tarihe not olarak düşelim.