Türkiye Kamu-Sen Bartın temsilciliği tarafından yapılan basın açıklamasında Sosyal Güvenlik Reformu´na tepki gösterildi.
Türkiye Kamu-Sen Bartın İl Temsilcisi Sezai Hangişi, yaptığı açıklamada 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu&[#]8217;nun yol açtığı sorunları hatırlatarak, eylemlerin amacının ise hükümeti bu kanun noktasındaki niyetinden vazgeçirmek olduğunu ifade etti. Hangişi, "Hem ekonomik hem de hizmet sunumu anlamında bakıldığında geçen bir yılın vatandaşlarımızdan neler alıp götürdüğü görülecektir. Türkiye Kamu - Sen olarak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sakıncalarını anlatabilmek için yaptığımız eylemlerin haklılığı, uygulama safhasında ortaya çıkmıştır. Konfederasyonumuz, kanunun vatandaşlarımızın emeklilik ve sağlık haklarını budayacağını; emekli olmayı zorlaştıracağını, sağlığı paralı hale getireceğini söylemişti. Kanunun sakıncalı maddelerinin yeniden düzenlenmesi için basın açıklamaları, mitingler, eylemler gerçekleştirdik. En son yaptığımız bir saatlik iş bırakma eylemi, sağlık hizmetlerinde vatandaşlarımızın cebine el atılacağını vurgulamak ve hükümeti bu niyetinden vazgeçirmek içindi" dedi.
Sosyal Güvenlik açığının azaltılması gerekçesiyle yapılan düzenlemelerle açığın daha da büyüdüğünü kaydeden Hangişi, &[#]8220;Sosyal güvenlik açıklarını azaltmak üzere yapıldığı iddia edilen bu düzenlemelere rağmen, bu konuda başarılı olunamadı. Yıl sonuna kadar Sosyal Güvenlik Kurumunun açığının 50 milyar Türk Lirasını geçeceği ifade ediliyor. Seçim öncesinde siyasi rant sağlamak için yapılan uygulamaların cezası yine vatandaşa kesilmekte, yanlış yönetimden kaynaklanan sosyal güvenlik açıkları bizlere ödetilmeye çalışılmaktadır" diye konuştu. Tek çatı altında toplanan SGK&[#]8217;da çalışanların ayrımcılık, sendikal baskılardan zor anlar yaşadığını vurgulayan Hangişi, kurumda sürekli başkan değişiminden yakındı. Reformun aldatmacan ibaret olduğunu kaydeden Hangişi; şöyle devam etti:
"Tek çatı altında toplanan kurum çalışanları ayrımcılıktan, sendikal baskılardan bıkmış durumdalar. Kurumun oluşumunun üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen tam 4 başkan değişti. Bir çok görevler vekaletle yürütülüyor. İşte reformun içyüzü bundan ibarettir. Adına reform denilen aldatmaca, son bir yıl içinde sosyal devlet ilkesinin son kırıntılarını da alıp götürmüştür. Sosyal Güvenlik Kanunu ile hastanelerin paralı olacağını, muayenelerde, tedavilerde, kullanılan araç gereçlerde ve ilaç bedellerinde vatandaşlarımızın cebinden çıkacak paranın artacağını söylemiştik."
Muayene katılım payı ile yılda 70 milyon insandan en az 10 Milyar Türk Lirası&[#]8217;nın gasp edildiğini ileri süren Hangişi, "Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye´de kişi başına yıllık 4 muayene yapılıyor. Başka bir deyişle yılda ortalama dört kez doktora gidiyoruz. Muayene katılım payı, reçetelerden alınan 3 Türk Lirası, ilaç ve tedavi katılım payları ile birlikte 70 milyon nüfustan yıllık toplam en az 10 milyar Türk Lirası gasp ediliyor. Yani yılda kişi başına ortalama 143 Türk Liramız hastanelerde biz farkına varmadan cebimizden alınıyor. Dört kişilik aileden kesilen para yıllık 572 Türk Lirası, aylık 48 Türk Lirası. En düşük memur maaşına yapılan zam ortalama 37 Türk Lirasıdır. Bir taraftan kaşıkla verirken, diğer taraftan kepçeyle gözümüzü oymaya çalışıyorlar. Hastaneye adım attığımız andan ilacımızı alıncaya kadar yolunacak kaz muamelesi görüyoruz" dedi.
Editör: Pusula Gazetesi