CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, TTK’nın özelleştirileceği iddiasıyla Zonguldak’ta kamuoyu oluşturmaya çalıştığı günlerde CHP Bursa milletvekili Kayıhan Pala, TBMM kürsüsünden Türkiye’nin kömürden ivedilikle çıkması gerektiğini söyledi. 
CHP Bursa milletvekili Kayıhan Pala, TBMM kürsüsünde şu konuşmayı yaptı:
“Kömür, yüzyıllar boyunca insanlığa hizmet etti ama gelinen noktada artık kömürle ilişkili enerji politikalarına bir "Dur!" demek ihtiyacı var. Neden? Çünkü kömürün gerek çıkartılması, gerek taşınması, gerek yakılması süreçlerinde hem sağlıkla hem de iklimle ilgili sorunlar var. Biliyorsunuz, mesleki sağlık ve güvenlik açısından Türkiye, kömür madenlerinde hayatlarını kaybeden, hastalanan işçilerin öyküleriyle dolu. Ayrıca, santral çevresinde yaşayanların hastalanması ve erken ölümleriyle ilgili de ciddi sorunlar var. Biz de yaptığımız araştırmalarda, örneğin, Bursa'daki Orhaneli Termik Santrali çevresinde yaşayanların sağlığının olumsuz etkilendiğini kanıtlarıyla ortaya koymuştuk. Ayrıca, kömür, genel olarak bir hava kirliliği sorununa yol açıyor, özellikle "PM 2.5" dediğimiz partiküler maddenin 2,5 mikrondan küçük bölümünün özel bir kaynağı. Ve yapılan araştırmalar Türkiye'de de dünyada da çok ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını gösteriyor. Örneğin, biz, iki yıl önce yayınladığımız araştırmada Türkiye'de bir yıl içerisinde PM2.5 kirliliğine bağlı erken ölüm sayısının 44 binden fazla olduğunu yine kanıtlarıyla ortaya koymuştuk. Ayrıca, kömür, küresel iklim krizine yol açması nedeniyle de insanlığı tehdit eden çok önemli bir kavramdır. Dolayısıyla, bir kere, dünyanın üzerinde uzlaştığı gibi yeni kömürlü termik santrallerden kaçınmak gerekir, biliyorsunuz, bütün dünya da buna "Kömürden çıkış" adı veriliyor. Paris İklim Anlaşması ışığında 2030 yılına kadar ülkelerin, kömürden çıkmasını sağlayacak eylem planlarına ihtiyaç duyduğu söyleniyor ama maalesef bugüne kadar Türkiye'de böyle bir eylem planı hayata geçirilebilmiş değil. Bir yandan hastalanmalara, bir yandan erken ölümlere yol açan böyle bir tehdit hâlen karşımızdayken yerine de yenilenebilir enerji kaynakları gibi kaynakları koymak söz konusuyken bu konuda bir eylem planının olmaması oldukça kötü çünkü risk gruplarına baktığımızda en başta çocuklar, sonra yaşlılar, sonra kronik hastalığı olanlar ve elbette ki yoksullar bu süreçten çok daha fazla etkileniyorlar. Özellikle çocukluk çağı astımlarındaki görülen artışın kömürle, kömürlü termik santrallerle yakın ilişkisinin olduğuna ilişkin çok sayıda araştırma var. Özellikle kronik tıkayıcı akciğer hastalıklarının hem PM2.5'la hem kömürle hem kömürlü termik santrallerle yakın ilişkisinin olduğuna ilişkin çok sayıda araştırma var. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde artık Türkiye'nin kömürden çıkışı ve yeni enerji politikalarını konuşması gerekir. Bir yandan biz kömürden çıkışı konuşurken bakın, elimde IMF'nin raporu var, bu rapora göre Türkiye'nin 2022 yılında kömüre sağladığı örtülü teşvik tutarı 41,5 milyar dolar civarında. Yalnızca kömürü değil, bütün fosil yakıtları düşünecek olursanız IMF'nin resmî raporuna göre bir yılda 117 milyar dolarlık bir teşvik söz konusu; ki bu, bizim gayrisafi yurt içi hasılamızın yüzde 16'sına denk düşüyor. Bir yandan kaynak bulamayan bir ülke, bir yandan sağlık sıkıntıları, iklim krizi gibi sıkıntıları karşımızda duran bir kaynağa çok yüksek miktarda bir sübvansiyon uyguluyor, bir teşvik uyguluyor. Bütün bunlar bir araya geldiğinde Türkiye'nin artık ivedi olarak bir kömürden çıkış politikasını ve ivedi olarak insana zarar vermeyen, çevreye zarar vermeyen bir enerji politikasını tartışması gerekir.”

Kaynak: Haber Merkezi