Futbol sektöründe büyük paralar dönüyor.

Hedefinizi ne kadar büyük koyarsanız, bütçenizi de o kadar büyük oluşturmanız şart.

Şampiyonluk için önce kariyerli, tecrübeli, en önemlisi; ilkeli, oyunu okuyabilen, yapacağı hamlelerle oyuna yön verebilecek, sonuç değiştirebilecek bir teknik adama ihtiyacınız var.

Görüştüğünüz teknik adam, size soracak: “Hedefiniz ne?”

Yönetimin cevabı hazır: “Tabi ki şampiyonluk...”

Teknik adam, yine soracak: “Bütçeniz ne kadar?”

Yönetimde yine cevap hazır: “Hiç merak etme hocam, para sorun değil.”

Teknik adam, haklı olarak o can alıcı soruyu yöneltecek: “Tesisiniz var mı?”

“Para sorun değil hocam” diyen yönetimin her halde tesisleri de 10 numara 5 yıldızdır!

Yönetim, bunu da cevaplar, hem de böbürlene böbürlene: “Tesislerimiz çok iyi hocam...”

O teknik adam, “Taraftarınız nasıl, camia takımı sahipleniyor mu?” diye sormaz artık.

Çünkü Türkiye’de; hangi kulübün taraftarı var, hangi kulüp taraftarı etkili, hangi kulüp taraftarı takımının arkasında dimdik duruyor, hangi kulübün camiası takımına sahip çıkıyor, bunu herkes biliyor artık.

Sonra hoca atar imzayı, geçer karşıya...

Bütün bir gece hesap-kitap yapar.

Şampiyon olacak kadro kurulmaya başlar.

Ertesi gün teknik adam, yönetime transfer listesi verir, imzalar tek tek atılır.

Sezon başlar... 1 galibiyet, 3 galibiyet, 5 galibiyet, sonra bir bakmışsınız sezon sonu gelmiş, şampiyonluk kupası müzede...

Parayla saadet oluyor muymuş?

Olmaz mı?

Oldu işte...

Kupa müzede...

Ah Zonguldak Kömürspor, ah…

Para var mı? Yok...

Tesis var mı? Yok...

Eee nasıl olacak?

O yok, bu yok...

Parayla yapılanlar yok ama ne var biliyor musunuz?

Taraftar var, ateş gibi…

Yürek var, mangal gibi…

Hoca var, kurt gibi…

Futbolcular var, arma ve forma için rakibi parçalamaya hazır aslanlar gibi…

Türkiye liglerinin en üst zirvesini yaşayan, Türkiye Birinci Futbol Ligi’nde (Süper Lig) 14 yıl kesintisiz mücadele eden Zonguldakspor, en dibi gördü.

Amatör kümeyi gördü.

Para yok, pul yok...

Ama küllerinden yeniden doğdu.

Basamak basamak çıktı.

Önce, 3’üncü Lig...

Sonra, 2’nci Lig...

Kulüpte çok mu para vardı?

Tabi ki yoktu.

Ama bu takım, bu yokluklar içinde bugün 2’nci Lig’de play-off kovalıyorsa…

Yönetime  "Eyvallah" demeliyiz.

Teknik adama, “Helal olsun” demeliyiz

Futbolculara, “Maşallah... Allah nazardan korusun” demeliyiz.

Masörüne-malzemecisine, “Yüreğinize, emeğinize sağlık” demeliyiz.

Taraftarına, “Sizsiz asla olmaz, iyi ki varsınız” demeliyiz.

Bu şartlarla bu kadar...

Daha ötesi olmuyor.

Yukarıda bahsettiğimiz bol paralı, tesis sorunu olmayan kulüp var ya…

Hani teknik adamı bol sıfırlı transfer listesini verebildiği…

Yönetimin tüm transferleri sorunsuz bitirdiği…

Sonunda bazılarının mutlu sona ulaştığı...

Bazılarının da yarı yolda lastiğinin patladığı kulüpler var ya...

İşte Zonguldak Kömürspor, bu kulüplerle savaşıyor.

Birçoğunu tokatlıyor, deviriyor.

Sahayı dar ediyor, rezil ediyor.

Ama bir yere kadar.

Ah o imkanlar, o paralar, o tesisler var ya…

Bir de Zonguldak Kömürspor’da olsa...

Bakın neler oluyor.

Bugün emekçi takım Adana Demirspor’un Süper Lig’de yaptığını madencinin torunları da yapardı.

Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe, Trabzon....

4 büyüklerin futbolcularının Zonguldak deplasmanında, muhteşem taraftarın önünde dizlerinin titrediğini hissetmek harika olmaz mı?

Bir gün o da olur mu sizce?