Çaydeğirmeni Belediyesi, Cumhuriyet Bayramı için çok geniş katılımlı etkinlikler düzenledi.
Etkinliklere gelenler ve gidenler, Zonguldak İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Bölge Trafik Şube Müdürlüğü ekiplerince durduruldu, ceza yazıldı!
Tam da cumhuriyet coşkusunun yaşandığı bir günde!
“Bayrama niye geldiniz?” der gibi!
“Bayrama geldiniz, alın size ceza” der gibi!
Bu durum, çok eleştiri aldı.
Hatırlatalım istedim...
Geçenlerde Değirmenağzı kontrol noktasında da ilginç bir olay yaşandı.
Aracının sigortası biten bir sürücü uyarıldı.
Sürücü, hemen sigortasını yaptırdı.
O arada, Bölge Trafik’te görevli polis memuru, sürücünün aracını istedi!
“Hayırdır” deyince, araç bağlandı!
Sigortası yapıldığı halde ceza yazıldı!
Zonguldak İl Emniyet Müdürlüğü Bölge Trafik Şube Müdürlüğü ekiplerinde bir gerginlik mi var?
Yanlış anlaşılmasın...
Biz denk gelmedik.
Ama birkaç "gergin" personel yüzünden teşkilatın karizması çizilmesin!
Zonguldak İl Emniyet Müdürü Sinan Ergen’in gerekli uyarıyı yapacağına inanıyoruz.
Kaymakam özür diledi mi?
Çaycuma Kaymakamı Mehmet Göze’den Cumhuriyet Bayramı nedeniyle bastırdığı davetiyedeki ciddiyetsizlikle ilgili bir özür duydunuz mu?
Çaycuma Kaymakamlığı, cumhuriyetin 100'üncü yılı nedeniyle düzenlenen etkinlikler için davetiye bastırıyor. Davetiye “2023-2024 Eğitim-Öğretim Yılı” ifadesiyle başlıyor.
Davetiyeyi hazırlayan dikkat etmemiş!
Basan dikkat etmemiş!
Davetiyeyi gören Kaymakam dikkat etmemiş!
Dağıtan dikkat etmemiş!
Kaymakam Bey...
Sizin düğün davetiyenizde böyle ciddi bir hata olsa, ortalık ayağa kalkardı, değil mi?
Mesela, eşiniz bu hatayı hemen fark ederdi!
Cumhuriyet, bu kadar değersiz mi?
Bu kadar özensizlik olur mu?
Bir özür yok mu?
Pamukkale Travertenleri...
Zonguldak Belediyesi’nin bütçesinden para harcamadan yaptırdığı saat kulesi bazı çevrelerce eleştiriliyor!
Oysa saat kulesi, maden galerisi şeklinde dizayn edilmiş, maden işçilerinin çalışması anlatılmıştı.
Yani saat kulesi, Zonguldak’ı anlatıyor.
Buradan geçen, sanatsal değerini tartışıyor!
Bazıları ise, tarihi saat kuleleriyle karşılaştırıyor!
Çok ilginç ya...
Bu şehirde Pamukkale Travertenleri yapılmış!
Bu kadar tepki almamıştı!
Pamukkale Travertenlerini yaptıran belediye başkanı, fark yiyerek seçimi kaybedince, kazanan belediye başkanı hemen söktürmüştü!
Sahi, nerede o Secaattin Gonca’nın yaptırdığı Pamukkale Travertenleri?
Bu sanat eserinin akıbetini bilen var mı?
Kıssadan Hisse: Hırsız...
Amerika'nın New York şehrinde bir soygun sırasında hırsız, banka içindeki çalışanlara bağırdı: “Kıpırdamayın! Para devletin, hayatınız da sizindir. Yani herkes sessizce uzansın.”
Buna "anlık akılla ikna" denir...
Hırsızlar, çalmayı bitirince, üniversite mezunu olan en genç hırsız, ilkokul mezunu en yaşlı olan hırsıza dedi ki:
"Patron, kaç para aldık, sayalım."
Liderleri olan yaşlı hırsız, bozuldu ve ona dedi ki:
“Aptal mısın? Bu çok para ve saymamız uzun sürer, bu gece ne kadar para çaldığımızı haberlerden öğreneceğiz!”
Bunun adı "tecrübe"...
Hırsızlar, bankadan çıktıktan sonra banka müdürü, şube müdürüne:
“Polisi çabuk ara...”
Şube müdürü, ona dedi ki:
“Bekle, 10 milyon dolar alıp kendimize saklayalım daha önce zimmetimize geçirdiğimiz 70 milyon doları da ekleyelim.”
Buna "akışına yüzmek ve durumu lehine çevirmek" denir...
Banka müdürü dedi ki:
"Yani her ay soygun olsa, çok iyi olur..."
Ve buna "çok ileri gitmek" denir...
Ertesi gün haber ajansları bankadan 100 milyon dolar çalındığını bildirdi!
Hırsızlar, parayı tekrar tekrar saydılar. Her seferinde miktar 20 milyon dolardı.
Hırsızlar, çok sinirlendi. 20 milyon dolar için hayatlarını riske attılar.
Banka müdürü, suya-sabuna dokunmadan 80 milyon dolar aldı.
Maskeli hırsız ile kravatlı hırsız arasındaki farklı bilgiydi.
Bunun da adı "bilgi altına eşittir"...
Banka müdürü, milyoner olduğu için gülümsüyordu. Borsadaki tüm kayıplarını bu soygunla telafi etmişti.
Bunun adı da "risk almaktır",..
Gerçek hırsızlar, çoğunlukla yüksek rütbeli olanlardır.
Ama "hırsız" olarak tanınanlar, hep ev ve cüzdan hırsızları olacaktır.
Bizim Zonguldak’taki hırsızları, nitelikli ve niteliksiz dolandırıcıları anlatması bakımından güzel bir hikaye değil mi?
Bu hikayede "yetim hakkı yiyenler" yok ama olsun!