Kurtuluş savaşı tarih kitaplarında hep karada geçmiş gibi anlatılır. Ama üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkenin istilasında gemilerin kullanılmaması pek düşünülemez. Tabi o zaman için Kuvay-ı Milliye'nin elindeki imkanlar düşünüldüğünde bir savaş gemisinin fazla lüks olduğu düşünülebilir. Evet doğru o yüzden de savaşın büyük kısmı karada geçmiştir.
Römorkör gemisi olmasının yanında adı Zonguldak'ta kahramanlığa karıştığı için, ilk silahsız savaş gemisi olma özelliğini de taşıyan gemi 'Alemdar'dır.

Çok az bilinen bir öyküsü vardır. Aynı zamanda kahramanlık öyküsüdür. Aslında 1898 yılında Denmark adıyla Danimarka'da inşa edilmişti. Denmark; boğazlar ve Marmara denizi civarında Kapitilasyonlarla yabancıların aldığı haklarla yabancı bandıralı gemilere kurtarma faaliyetlerinde bulunuyordu. Birinci dünya savaşının başlamasıyla yabancı karasularındaki gemilerimize el konulmasına karşılık, bizde Türk karasularındaki yabancı bandıralı gemilere el koyduk. Bunlardan biri de Denmark idi. 1915 Mayıs ayında 'Alemdar' ismi verilerek Seyr-i Sefa-in şirketi adına aynı bölgede Türk personeli ile kurtarma faaliyetlerinde bulunmuştur.

MÜRETTEBAT VE ALEMDAR GEMİSİ...

Geminin çekirdek mürettebatı 8 kişiden oluşuyordu. 2. Çarkçı Üsküdarlı Osman Muhtar Efendi, 3. Çarkçı Trabzonlu Hikmet Efendi, Güverte Lostromosu Üsküdarlı Ali Dursun Reis, Serdümen Trabzonlu Rıfat Reis, Rizeli Recep Kahya, Ateşçi Göreleli Yusuf, Kamarot Erzincanlı Salih ve Musevi kamarot Avram Efendi...

Gemiyi İstanbul'dan kaçıran sekiz kişiden çarkçıbaşı Osman Muhtar, Prof. Mümtaz Soysal'ın babasıydı. 2. Süvari Üsteğmen Ali Dursun Reis (Tevetoğlu) ise pop yıldızı Tarkan'ın akrabası idi...

PROF.DR. MÜMTAZ SOYSAL'IN BABASI 2.ÇARKÇI OSMAN MUHTAR...

Anayasa hukuku profesörü, Akademisyen, eski BCP (Bağımsız Cumhuriyet Partisi) Genel başkanı, Zonguldak doğumlu Prof. Dr. Mümtaz Soysal'ın babası Osman Muhtar, Alemdar Gemisi'nin Çarkçıbaşışı idi. Gemide iki Osman daha bulunduğundan Çarkçıbaşı Osman Muhtar, Beşiktaşlı Osman olarak çağrılıyordu.

Ulusal Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlandıktan sonra Osman Muhtar Zonguldak'ta tanıştığı Prof. Dr. Mümtaz Soysal'ın annesiyle tanışarak evlenmiş ve Zonguldak'a yerleşmiştir.
Mümtaz Soysal, temsili müze gemisi Alemdar'da sergilenmek üzere Babasının tablosunu hediye etmişti...

POP YILDIZI TARKAN'IN AKRABASI 2. SÜVARİ ALİ DURSUN REİS...

Alemdar Gemisi geçmişiyle ilgili ilçedeki tarihçilerin kütüphanelerdeki Osmanlıca ağırlıklı eserlerde yaptığı araştırma sonucu, geminin Ereğli'den Trabzon'a olan serüveninde katılan ikinci komutanının, Tarkan'ın üst kuşak akrabası olduğu belirlendi. Güverte Üsteğmen Ali Dursun (Tevetoğlu) Reis Alemdar gemisinde görev yapıyordu... Tarkan Ereğli'ye yaptığı ziyaretlerde, temsili müze Alemdar gemisinde incelemelerde bulunmuştu...

ALEMDAR GEMİSİNİN İSTANBUL'DA BAŞLAYAN KAHRAMANLIK HİKAYESİ...

Birinci dünya savaşında Sevr ile mağlubiyeti tescillenen Osmanlı gemileri düşmanlar tarafından 'Alemdar' gibi bir-ikisi dışında çürümeye bırakılmıştı. 1919 da Atatürk'ün Samsun'a çıktığı 'Bandırma' vapuru da bunlardan bir diğeriydi. Samsun'da Kuvvay-ı milliyecilerden Ömer Karataş ve arkadaşları, Alemdar'ın Kızılırmak'ın Karadeniz'e döküldüğü yerde 'Tirimüjgan' vapurunu kurtarmak için bölgeye geldiği sırada Almedar'ın mürettebatıyla görüşme fırsatı buldular. Bu görüşmelerde Alemdar'ın Milli mücadele saflarında Atatürk ve arkadaşlarının hizmetine katılması konuşuldu. Novarisyk'den harp malzemeleri Türk kara sularına küçük takalarla çekiliyordu. Bu durum hem çok tehlikeliydi, hem de çok az miktarda malzeme gelmesine neden oluyordu. Alemdar bu yönüyle çok işe yarayacaktı.

Alemdar işi bitip İstanbul a döndükten sonra, vapurun kaçırılmasına karar verenlerden 7 kişi, Musevi kamarot Avram efendiyi bilgi sızdıracağı endişesiyle kamarasına hapsedip, diğer mürettabatın olmadığı ve şartların uygun olduğu zamanı kolladılar. Bu fırsat 5 Şubat 1921 günü bir gece yarısı gelmişti. Demir aldıktan sonra Alemdar mürettebatı, yolunu kesen Fransız gemisine yardım isteyen bir gemiyi kurtarmaya gidildiği söylenerek kurtulmuştur. Rota Kdz. Ereğli'dir. Çarkçı Osman Bey kaçtıklarını fark edebilecek düşman gemilerini kollar. Boğaz kazasız geçilmiştir. Bundan sonra Serdümen Recep Kahyan'ın gözü Ereğli Ölüce fenerindedir. Karadeniz'e çıktıktan sonra Musevi Avram efendiden bilgi sızdırmayacağına dair söz alınarak kamarası açılır. Ne derece doğrudur bilinmez Avram'ın daha sonra Ereğli'de Müslüman olduğu söylenir.

Ereğli zaten liman kasabası olduğundan Alemdar için gerekli olan mürettebat temini kolay olacaktır. Kömür bölgede bol olduğu için yakıt sorunu da yoktu. Ayrıca Ereğli Orta Okul müdürü Nimet hoca önderliğinde kurulmuş Müdafa-i hukuk teşkilatının faaliyetleriyle Ereğli düşmandan kurtulan ilk kasaba olmuştur.
6 Şubat 1921'de Alemdar'ın Ereğli'ye varışını, ipsiz Recep ve Devrekli Muharrem karşıladılar. Alemdar'ın gelişi etraftaki bütün mutasaraflıklara ve kumandanlıklara bildirilmiştir

Kısa bir süre sonra taşıma işlerinde kullanılmak üzere Trabzon a hareket etmesi emri gelir. Emir üzerine gerekli ikmalleri aldıktan sonra seçilen 14 denizci ile toplamda 21 personel, 9 Şubat 1921 günü gece 03.00 da Ereğli limanından ayrılırlar. Ancak Ereğli deki gayrimüslimler bir şekilde haberdar oldukları olayı Zonguldak'daki Fransız Karadeniz komutanlığına haber verirler. Bunun üzerine Fransız C-27 gambotu çayağzı mevkiinde pusuya yatar. Alemdar bölgeden geçerken, bir baskınla gemiyi teslim aldıktan sonra mürettebatı etkisiz hale getirirler. Bu arada personel 1-2 silah saklama imkanı bulur. Alemdar Zonguldak da sıkı bir aramadan geçirildikten sonra İstanbul a geri dönmek üzere yola çıkar. 1 Fransız subay ve 4 er gemide askeri durumu kontrol altında tutmaya çalışırken, C-27 gambotu da yolculuk sırasında Alemdar a eşlik eder.

FRANSIZLARI HORONLA KANDIRDILAR...

Bu arada mürettebat kaçış planı yapmaya başlamıştır bile. Plana göre kendi aralarında kavga çıkaracaklar ve bu karmaşadan yararlanarak 5 Fransız askerini etkisiz hale getireceklerdir. Plan yürürlüğe konur. Ancak Askerler kavgayı ayırmaya gelmeyince plan yatar. Ama başka bir planları daha vardır. Kendi aralarında horon oynarken onların şaşkınlığından istifade edip kontrolü ele geçirirler ve 5 Fransız askerini de kamaralara kapatırlar. Rotayı tekrar Ereğli ye çevirince takipteki C-27 gambotu üzerlerine uyarı ateşi açar. Ama Alemdar rotayı değiştirmeyince aralarında çatışma başlar. Fransızlardan alınan ve ellerindeki silahlarla hiç beklemedikleri bir karşılık verilir. Bu arada bir yandan da Ereğli ye doğru yol alınıyordur. Şiddetli çatışmalarda Serdümen Recep Kahya şehit olur. Ereğli den çatışma sesleri duyulur hale gelince, hastanealtı mevkiine bir milis müfrezesi konuşlandırılır.

Alemdar, baba burnuna yaklaşınca, C-27 Fransız gambotu, hem karadan hem de Bozhaneden çıkan sandalların yaylım ateşi altında kaldı. Dört bir yandan açılan ateşle çaresiz kalan C-27 mecburen kaçmak zorunda kaldı. Alemdar Ereğli hastanealtı bölgesinde karaya oturtulup kıyıya yakın çınar ağaçlarına bağlanır. Böylece Alemdar ufak bir kaç hasarla kurtulmuştur

KURTULUŞ SAVAŞININ İLK VE TEK DENİZ ŞEHİDİ...

Bu çatışma sırasında ölen Recep Kahya, aynı zamanda kurtuluş savaşının ilk ve tek deniz şehidiydi. Beş Fransız askerde esir alınmıştı. Esirlerini ve Alemdarı geri almak için Fransızlar büyük baskı uyguladılar. Ancak bizden giden karşı yazılarda, Fransız devriye gemilerinin, Türk bandıralı gemilerde arama yapmayacağı garantisinin verilmesi durumunda rehinelerin serbest bırakılabileceği söylendi. Muhittin paşa ve Fransız generallerle yapılan görüşmeler sonunda 14 Şubat 1921 günü Fransızlar, Türk isteklerini büyük ölçüde kabul etmek zorunda kalmışlardır. Fransızların tek istekleri Alemdar'ın Zonguldak karasularının dışına çıkmaması idi.

KAMUFLE EDİP, RENGİNİ DEĞİŞTİRİP KAÇIRDILAR...

Ama bu haliyle Alemdar'ın Milli mücadeleye katkısı olamayacağı için Trabzon a bir biçimde kaçırılması gerekiyordu. Bahriye Dairesi başkanı Şevket Bey Alemdar'ın yeni kaptanı Nuri Pekergin ile görüşerek Alemdar'ın gizlice kaçırılması gerektiğini ama Fransızlarla anlaşma gereği bunun resmi emirle olamayacağını söyledi. Eğer yakalanırsa kendi başına hareket ettiğini emir almadığını söyleyecekti. Görevi kabul eden Nuri bey gemiyi yolculuk hazırlıklarına başladı, bir önceki kaçırmadan ders alınarak gayrımüslümlerin haber vermesine karşı hazırlıklar gece yapıldı. Düşman gemilerinin demirleyeceği bu yüzden gözetleme yapamayacağı düşüncesi ile fırtınalı bir gece beklendi. O fırtına 24 Ağustos 1921 günü geldi. Gece yarısı yola çıkılıp Amasra'da demirlendi. Burada Alemdara bazı rötuşlar yapılıp tanınmaması sağlandı. Farklı bezlerden Fransız bayrağına benzer bir bez yapılarak gemiye çekildi. Böylece eski Alemdar'dan çok farklı bir gemi olmuştu. 29 Ağustos da büyük bir coşkuyla Trabzon da karşılanan Alemdar birkaç gün dinlendikten sonra Novorosiyk limanı seferlerine başladı. Ve bu görevi kurtuluş savaşı sonuna kadar sürdü. Ayrıca Alemdar'ın kollama ve karakol görevi dışında Pontus Rum çeteleriyle mücadelede de büyük hizmetleri olmuştur. Birçok Rum Çetesini denizden kaçarken yakalamıştır.
Alemdar 1951'de ufak bir tadilat gördükten sonra 1959 yılına kadar kurtarma çalışmalarına devam etti. En son 1980 yılında Aksoy firması tarafından satın alındı ve 1982 yılında söküldü.

MÜZE GEMİSİ ALEMDAR...

Gazi Alemdar'ın dönemin Belediye Başkanı Halil Posbıyık ve Karadeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Türker Ertürk işbirliğiyle 2006 - 2008 yılları arasında yeniden inşa edilip meydanda müze olarak hayata geçirildi.. .
Şu anda Kdz. Ereğli'de birebir modeli sahilde, kahramanların fotoğraf sergisiyle müze olarak sergilenmektedir.

Yardımcı kaynaklar...
Serol Aksel
Volkan Çelikdal