Ak Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, Türkiye&8217;yi uçurumun kenarından aldıklarını, her alanda geliştirdiklerini ve dünyada ekonomide en hızlı büyüyen ülke konumuna getirdiklerini söyledi.


Ak Parti Temmuz ayı İl Danışma Meclisi Toplantısını gerçekleştirdi. Cumartesi günü yapılan toplantıya Ak Partili Belediye Başkanı, İl, İlçe, Belde, kadın Kolları ve Gençlik Kolları yöneticileri, Belediye ve İl Genel Meclisi Üyelerinin yanı sıra Ak Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Bartın Koordinatörü ve Kocaeli Milletvekili Azize Sibel Gönül de katıldı. Danışma toplantısına katılan Kocaeli Milletvekili Sibel Gönül, daha önce öğle saatlerinde Ak Parti İl Başkanlığı binasında kadınlarla bir araya gelerek, eğitim çalışması yaptı. Daha sonra Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonunda düzenlenen İl Danışma toplantısında konuşmacılar tarafından önceki iktidarlar ve muhalefet partileri eleştirildi. Toplantıya katılan Ak Parti mensupları Milletvekili Yılmaz Tunç, Kocaeli Milletvekili Azize Sibel Gönül ve İl Başkanı Yakup Ulupınar&8217;dan oluşan konuşmacıları alkış yağmuruna tuttu. Toplantıda Bartın eski Milletvekili Asım Kulak da hazır bulundu.



8 yılda inanılmaz gerçekleştirildi


Divan Başkanlığı&8217;nı İl Sekreteri Yaşar Arslan&8217;nın yaptığı Danışma Meclisi&8217;nde saygı duruşu ve İstiklal Marşı&8217;nın okunmasının arından konuşmalara geçildi. İlk konuşmayı İl Başkanı Yakup Ulupınar yaptı. Ulupınar, &8220;Ekonominin can çekiştiği, nerdeyse devletin çalışanlarına maaş ödeyemez hale geldiği, müteahhitlerin alacaklarını alamadığı, bankaların boşaltıldığı, hırsızlığın, yoksulluğun sıradanlaştığı, enflasyonun "kötü kader" olarak algılandığı, en itibarsız ve bol sıfırlı paraya sahip bir ülke için önce ekonomiyi rayına oturtmak gerekiyordu. Ekonomi öylesine güçlü ve sağlam temeller üzerine oturtuldu ki, dünyayı kasıp kavuran global kriz, ABD, İngiltere, Almanya, İspanya gibi dev ekonomileri sarsarken, Türkiye ekonomisi bu krizden en az zararla çıkan ekonomiler arasında ilk sıralarda yer aldı. Eğitim, adalet, sağlık, ulaştırma, iletişim, konut, şehirleşme, bayındırlık, spor, sanat, kültür, akla gelen her alanda geçen 8 yıl içinde Türkiye inanılmazı gerçekleştirdi. Kronik sorunlar çözüme kavuşturuldu&8221; dedi.



Uzun yılların düşmanlıkları giderildi


Hükümetlerinin içeride, ülkenin yeniden her alanda imar ve inşası, kalkınma ve refahı için yaptıklarını halkın gayet iyi bildiğini söyleyen İl Başkanı Ulupınar, &8220;Bir yandan da başta, Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Dışişleri Bakanlarımız, diğer hükümet üyelerimiz ve diplomatlarımızın gayretleri sonucu, ülkemiz dünyanın en prestijli ülkeleri arasında yerini aldı. Bir yandan komşularla sıfır sorun politikasıyla uzun yılların düşmanlıkları çözüldü. Öte taraftan dünyanın hemen her uluslararası kuruluşunda en itibarlı ve söz sahibi ülkelerden biri Türkiye oldu. Ülke içeride ve dışarıda, ekonomik, sosyal, siyasal her alanda büyük bir değişimi yaşarken, elbette çok büyük engellerle ve dirençlerle karşı karşıya kaldı. Halkımızın da müreffeh, daha demokrat, daha özgür, daha zengin olmasını istemeyen çevreler; her biri farklı gerekçelerle, farklı kişi ve vasıtalarla Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, hükümetimiz ve partimizin her kademesine saldırılarını en acımasız yöntemlerle sürdürdüler. Bunu görmek için gerek "Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi" kapsamında yaşananlar, gerekse Anayasa Değişiklik Paketi üzerine koparılan fırtınaları çok iyi analiz etmek gerekir &8221; diye konuştu.



Değişim ile ülke gündemindeyiz


Yaşanan terör olaylarına da değinen Ulupınar, &8220;Bu ülkede on yıllardır kan akıyor. Bunu durdurmak için gösterdiğimiz iyi niyetli çabalar, bütün yürekleri ısıtıyor. Ancak, bir kesim bu projeden fena halde rahatsız. Halkımızın heyecanını öldürmek için akla hayale gelmedik iftiralar peşindeler. Siyaset neredeyse son 30 yılını bu anayasayı konuşarak geçirdi. 20 yıldan bu yana toplumun her kesimi yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu belirtiyor. Biz, bu ihtiyacı Ak Parti programında, neredeyse 10 yıl önce vurguladık. Siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel değişim ve dönüşümlerin ardından anayasal bir değişim ile ülke gündemindeyiz. Bu ülkede darbecilerin ardından alkış çalan, onların toplantılarına koşarak giden, meşruiyet kazandıranların dışında toplum bu değişime sempati ve umutla bakmaktadır. Artık içine kapanık olmayan, kendi kısır gündeminin dışına çıkan, kronik her sorununu yeri geldiğinde reformist bir anlayışla çözen, dünya ile entegre olmuş, ancak kendi milli ve manevi değerlerini asla unutmayan büyük bir ülkeyiz. Geleceğe umutla bakan bir milletiz. Bunun geri dönüşü yok. Dereler mecrasında akıyor. Ak Parti ülkemizin ve milletimizin her alanda, hak ettiği standartlarda yaşaması için mücadelesine devam edecektir&8221; ifadesini kullandı.



Ak Parti demek, icraat demektir


Ak Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, &8220;Ak Partinin 7,5 yıllık icraatlarını sadece bir toplantıda saymak ve bitirmek mümkün değil. Ak Parti demek, icraat demektir. İcraat demek, Ak Parti demektir. Ak Parti, gücünü milletten alarak, yine millete hizmet eden, millete hizmet etmek için zaten millet tarafından kurulmuş bir siyasi harekettir. İl danışma meclisi toplantılarımız, teşkilatımızın bir araya geldiği, gerçekleştirdiğimiz çalışmaları değerlendirdiğimiz, güncel ve siyasi gelişmelerle ilgili teşkilatımızın görüş alışverişinde bulunduğu çok önemli istişare ve danışma maiyetli toplantılardır. Bu toplantılar Ak Partiden başka hiçbir siyasi partide yok. Hem il düzeyinde hem ilçe düzeyinde, gerekirse de belde ve mahalle düzeyinde sadece Ak Partide var&8221; dedi.



Ülke soyulurken siyasilerin kılı kıpırdamadı


Milletvekili Tunç, &8220;İşte Ak Parti 2001 yılında kurulduğu günden itibaren siyasete de bir kalite getirdi. Siyasete bir dinamizm getirdi. Ak Parti, siyasete teşkilatlarıyla getirdiği dinamizmin yanında, programı doğrultusunda topluma hizmet etti. Bizim hedefimiz Türkiye Cumhuriyeti&8217;ni demokratikleştirmek ve milletimizi zenginleştirmekti. Zaten partimizin adı da buydu. Demokratikleşmenin adı adalet, zenginleşmenin adı da kalkınmadır. Adalet ve Kalkınmanın kısa adı da Ak Partidir. Türkiye&8217;nin Ak Partiden önce en çok neye ihtiyacı vardı hatırlıyor muyuz? 7,5 yıl önce Türkiye&8217;de bankalar batıyordu. Bu milletin paraları ve tüyü bitmemiş yetimin hakkı banka hortumcuları aracılığıyla birilerine peşkeş çekiliyordu. O sırada iktidarda olan MHP&8217;si, DSP&8217;si ve ANAP&8217;ı olmak üzere hepsi, Ak Partiden önce iktidarda olanlar bankaların içi boşaltılırken kılları bile kıpırdamamıştı&8221; ifadesini kullandı.



Türkiye büyüdü, daha da büyüyecek


Milletvekili Tunç, &8220;Bankaları içi boşaltıldı, bir anayasa kitabı fırlatıldı ve milletimiz bir gece de fakirleşti. Milletimiz, &8216;Bıktık bu siyasetçilerden, bıktık bu milletvekillerinden, bize temiz bir siyaset ve lider lazım ve milleti düşünen bir parti gerekiyor&8217; dedi ve 14 aylık Ak Partiyi tek başına iktidara getirdi. Ak Parti 7,5 yıldır iktidarda ve 7,5 yıl öncesine bakıyoruz, bir de şu anki Türkiye&8217;ye bakıyoruz. Ekonomik verilerle ilgili açıklamalar yapıldı. Bizden önce Türkiye dünyada kriz yokken eksi 9 küçülmüştü. Türkiye 2001 yılında yaşanan krizle eksi 9 küçülmüştü. Bugün dünyada kriz var. Avrupa devletleri batıyor. Büyük devletler ekonomik krizle boğuşuyor ve bankalar boğuşuyor ama G 20 ülkesi Türkiye&8217;yi Ak Parti bu küresel kriz ortamında yürütüyor. Büyüme oranı 11,7 olarak açıklandı. Dünyada 5. Avrupa da ise 1. büyüme oranına sahibiz. G 20 ülkeleri bu ülkenin krizden nasıl çıktığını Başbakanımıza gıpta ile soruyorlar&8221; diye konuştu.



Kurtarıcıyız diyenler olsaydı ülke batardı


Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, &8220;Eğer Ak Parti iktidarda olmasaydı, şu küresel kriz ortamında Türkiye&8217;nin ve milletimizin hali gerçekten perişan olurdu. Hiçbir yerde kriz yokken, Türkiye&8217;yi krize sürükleyenler bugün, &8216;Biz kurtarıcıyız. Tekrar iktidara gelmek istiyoruz&8217; diyen o siyasi parti liderleri eğer iş başında olsaydı, Türkiye gerçekten batardı. Ne memurumuz, ne emeklimiz maaş alabilirdi, ne de yatırımlar olurdu. Zaten bunların döneminde yaprak kıpırdamıyordu. O dönemlerde Bartın Organize Sanayi Bölgesi (OSB)&8217;nde 4 tane fabrika vardı. &8216;İşsizliği önleyeceğiz&8217; diyenlerin döneminde OSB&8217;de sadece 4 fabrika çalışıyordu. Bartın&8217;da 9 bin sigortalı vardı. Bugün ise 28 tane fabrika OSB&8217;de çalışır halde, genişlettik ve genişletmemize rağmen oldu. Sigortalı sayısı da 23 bine çıktı. Türkiye genelinde 5 milyon sigortalı sayısı 9 milyona çıktı&8221; şeklinde konuştu.



Enflasyonu tek haneye düşürdük


Tunç, &8220;Elbette yeni yetişen gençlerimizin işe ihtiyacı var. Bunu düşünen hükümetimiz sanayicimize teşvik veriyor, bedelsiz arsa tahsis ediyor, elektrik parasını almıyor, sigorta primini almıyor, vergiyi düşük ödüyor ve özel sektörün fabrika kurması için dilediğini yapıyor. İşte görüyoruz OSB&8217;nin dışında da fabrika var. Abdipaşa bölgesinde 100&8217;lerce işçinin çalıştığı Avrupa ile çalışan fabrikamız var. Onun dışında Rimaks gibi 600 kişiye istihdam sağlayan fabrikamız var. Bunların sayısını çoğaltacağız. Bizden önce enflasyon canavarı diye bir şey vardı. He gün gıdaya, giyime ve birçok şeye zam gelirdi. Ak Parti geldi, çift haneli enflasyon rakamını tek haneye düşürdü. İnşallah daha da düşüreceğiz. Onların döneminde en düşük SSK emeklisi 257 lira alırken biz 680 liraya çıkardık. Bu yeterli değil, daha yukarılarda olması lazım ama 257&8217;den 680&8217;e çıkarıldı. O zaman dolar bin 700 liraydı, bugün ise bin 500 lira. O zamanlar memurlar bir tane buzdolabı almak için 5 ay çalışıyorlardı, şimdi ise bir aylıklarıyla buzdolabı sahibi oluyorlar&8221; ifadesini kullandı.



Kılıçdaroğlu şişirilmiş bir balon



CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu&8217;nun da bir kısım medya tarafından şişirilen bir balon olduğunu belirten Milletvekili Tunç, CHP&8217;lilerin Baykal&8217;ın kaset skandalının ardından timsah gözyaşları döktüğünü, medyanın şişirmesiyle rüzgar yakaladıklarını zannettiklerini söyledi. Tunç, Kılıçdaroğlu&8217;nun SSK&8217;nın en çok zarar ettiği 1992-1994 döneminde genel müdür olduğunu, küçük çocuğunu erken emekli olması için sigortalı gösteren bir genel müdürün dürüstlükten bahsetmeye hakkının olamayacağını ifade etti. Milletvekili Tunç, Bartın&8217;da geçen hafta terör konusunda konferans veren Emekli Albay Erdal Sarızeybek&8217;i de eleştirerek, terörün sorumlusunun siyasetçiler olduğu yönündeki eleştirilerin büyük haksızlık olduğunu söyledi. Tunç, &8220;Terör, üzerinden siyaset yapılabilecek bir konu değildir. Terörü önlemek için askeri, ekonomik, sosyal bütün tedbirleri alıyoruz&8221; dedi. Bartın&8217;ın en fazla kamu yatırımını AK Parti iktidarında aldığını da kaydeden Tunç ayrıca, &8220;Geçmişte iki anahtar vaat edenler anahtarları alıp gitmişti, anahtarları biz veriyoruz. Hortumculara değil, eğitime ve sağlığa büyük kaynak ayırdık. İşsizliği önlemek için çalıştık, sanayici destekledik, sigortalı sayısını artırdık. Türkiye&8217;yi İMF&8217;ye muhtaç olmaktan kurtardık. Esnaf yüzde 59&8217;la kredi alıyordu, AK Parti sıfır faizle veriyor. Aktif dış politika ile Türkiye lider ülke oluyor&8221; diye konuştu.



&8216;Hedefimiz demokratikleşme ve kalkınmadır&8217;



Azize Sibel Gönül, Ak Parti olarak iktidara gelmeden önce programında demokratikleşme ve zenginleşme vaat ettiklerini ve iktidar oldukları 7,5 yıldan buyana demokratikleşme ve ekonomik kalkınma alanında çok büyük ilerlemeler kaydettiklerini söyledi.




İl Başkanı Yakup Ulupınar&8217;ın ardından konuşan Ak Parti Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı, Bartın Koordinatörü ve Kocaeli Milletvekili Azize Sibel Gönül, Ak Partinin hedefinin demokratikleşme ve kalkınma olduğunu söyledi. Hükümetin yaptığı çalışmaları anlatan Gönül, &8220;Hükümetlerin seçim beyannameleri, daha doğrusu siyası partilerin seçim beyannameleri parti programlarıyla da yakından ilgilidir. Aynı zamanda hükümet programları seçim beyannameleri ve parti programlarını da dikkate alarak hazırlanır. Çünkü siyaset yapılırken, ülkenin ihtiyaçları belirlenirken siyası partiler programlarında bir ana hedef koyarlar; o ana hedef ekseni etrafında seçim beyannamelerini, hükümet olurlarsa hükümet programlarını da hazırlarlar. Biz de öyle yaptık ve özünü şu oluşturdu: Türkiye´nin demokratikleşmesi ve Türkiye´nin zenginleşmesi. Türkiye´nin ciddi bir demokratikleşme, Türkiye´nin ciddi bir zenginleşme problemi vardır. Biz partimizi kurduğumuz zaman böyle gördük, seçim beyannamemizi bu esasın, hükümet programlarımızı bu esasın ve hükümet uygulamalarımızı da bu esasın üzerine oturttuk. Çünkü demokrasi, insan hakları, özgürlükler ile güçlü bir hukuk devleti her türlü sorunun çözümünde, ilerlemenin ve zenginleşmenin sağlanmasında en sağlam ve en doğru zemindir. Eğer bu zemini ne kadar güçlü tutabilirsek hem zenginleşmeyi hem ilerlemeyi o kadar iyi ve hızlı sağlayabiliriz&8221; şeklinde konuştu.



Birbiriyle uyumlu politikalar


Kocaeli Milletvekili Gönül, &8220;Biz Hükümet olarak yedi buçuk yıldır siyasi, sosyal ve ekonomik sorunların çözümünde bütün bunları dikkate alan samimi bir çaba içerisinde olduk. Bütün sorunları çözdüğümüzü iddia etmiyoruz ama bütün sorunların çözümü için önemli mesafeler aldığımızı ve samimi bir çaba içerisinde olduğumuzu ifade ediyoruz. Uyguladığımız bütün politikalar birbirleriyle uyumlu politikalardır. İçeride uyguladığımız politikalar ve dışarıda uyguladığımız politikalar bu hedefe varmak için birbiriyle uyumlu olarak uygulamış olduğumuz politikalardır. Ülkemizin ekonomik sorunları mı var? Evet. Hiçbir tanesine duyarsız kalmadık. Evvela sorunları hangi zeminde çözeceğimizi, tespit ettik. Özel sektör eliyle ve dışa açık bir serbest piyasa ekonomisi modeliyle Türkiye&8217;nin ekonomik sorunlarını çözeceğiz ve bu çerçevede dış politika adımlarımızla dış politika iç politika adımlarımızı uygun bir şekilde atmaya devam edeceğiz&8221; diye konuştu.



Ekonomi hakkında bilgiler verdi


Ekonomi konusunda da bilgiler veren Gönül, &8220;Türkiye ekonomisi 2003-2008 yılları arasında yüzde 8 oranında büyüdü. 2002&8217;de 230 milyar dolar olan gayrisafi milli hâsılamız 2006&8217;da 742 milyar dolar seviyesine ulaştı, fert başına milli gelir 3 bin 500 dolardan 10 bin doların üzerine çıkmış oldu. Ekonomik kriz ortamında yüzde 5,5&8217;a yeniden çıktı ancak 2010 bütçe performansı şimdiden yüzde 52 oranında bütçe açıklarında bir azalma meydana getirmiş oldu. Dolayısıyla iyi bir yolda yolumuza devam ediyoruz. 2002´de vergi gelirlerimizin yüzde 86´sını faiz ödemelerine harcarken 2009 yılında bu oran yüzde 25´lere kadar, 2008´de yüzde 25´lere kadar 30´lara kadar inmiş oldu. Birçok alanda vergi indirimi yapıldı. Kurumlar vergisi yüzde 33´ten 20´lere çekildi, gelir vergisi oranları dilimlerine göre 5 ila 10 puan azaltıldı. 2002 yılında aile yardımı ödeneği dâhil en düşük devlet memuru 392 lira iken 1.250 Türk Lirasına yükseltilerek yüzde 218´lik bir artış meydana getirildi. Net asgari ücret 184 liradan yeni 599 liraya çıkartılarak yüzde 226´lık bir artış meydana getirildi. En düşük SSK emekli aylığı 257 liradan 683 liraya çıkartılarak yüzde 165 artırılmış oldu&8221; dedi.



Fakir sayısında bir artış yok


Kocaeli Milletvekili Gönül, &8220;Bir başka konu sosyal yardımlar. Sosyal yardımlar konusunda da artış oldu. Bir taraftan "Sosyal yardım az" deniliyor, bir taraftan "Sadaka devletine dönüşüldü" deniliyor, bir taraftan da "Fakirlik arttı, onun için sosyal yardım alan sayısı arttı" deniliyor. Türkiye´de artan fakirlik değildir, Türkiye´de fakir vardı da fakiri gören yoktu. Şimdi fakiri fukarayı gören bir devlet var, ona destek veren bir devlet var. Yoksa fakir sayısında, fukara sayısında bir artış yok, sosyal yardım dediğimiz olgu var. Peki, arkadaşlar, siyasal sorunların çözümünde aynı şeyi göstermedik mi? Evet, siyasal sorunların çözümünde de aynı yaklaşımı gösterdik&8221; şeklinde konuştu.



Açılımı anlattı


Çok tartışılan &8216;Kürt açılımı&8217; konusuna da değinen Gönül, &8220;Türkiye´de Kürt vatandaşlarımız "Benim etnik kimlik sorunlarım var" dediği zaman başkalarının vaktiyle dediği gibi &8216;Yok senin böyle bir sorunun zaten sen de yoksun&8217; demedik. &8216;Beni tanımıyorlar&8217; dediği zaman evet, sen varsın dedik. "Ben dilimi konuşamıyorum" dediği zaman konuşmalısın dedik. &8216;Öğrenemiyorum&8217; dediği zaman öğrenmelisin dedik. ´Televizyon seyredemiyorum, gazete çıkartamıyorum, kitap okuyamıyorum" dediği zaman evet gazete çıkarmalısın, televizyon seyredebilmelisin, kitap okuyabilmelisin bunları yayınlayabilmelisin&8217; dedik. &8216;Çocuğuma isim koyamıyorum&8217; dediği zaman bu parlamentoda isim koyma yasaklarını hep beraber kaldırdık ve her zaman şunu söyledik. &8216;Perihan isminin konulduğu yerde Berivan ismin konulmaması kadar yanlış bir şey olamaz. Suzan isminin konulduğu yerde Zozan isminin konulmaması kadar yanlış bir şey olamaz&8217; dedik. İnsanımıza bu muamele reva görülemez dedik ve bu konudaki adımları hep beraber attık. Ne denirse denilsin, atmaya da devam ediyoruz&8221; ifadesini kullandı.



Bizi suçlayanlar oldu


Kocaeli Milletvekili Gönül, &8220;Bizim için demokratik açılımın esasını, Türkiye´nin toplumsal barış taleplerini hesaba katarak tam demokratik bir devlet ve özgür bir toplum tasavvuru oluşturmaktadır. Bu açılımın esası, çok uzun zamandır devletin eksik uygulamalarından kaynaklanan birtakım sorunlarla vatandaşlarımız arasında doğan gerilimin giderilmesinden doğan toplumsal barışın zayıflaması, toplumsal barışın zedelenmesi ve bu sebeple ortaya çıkan millet iradesinin tahkim edilmesi konusundaki sıkıntıların giderilmesine dönük bir siyasi iradedir, bir siyasi girişimdir. Ne zaman ki biz bu demokratik açılımı gündeme getirdik beri, bizi, Türkiye´yi değiştirmekle, Türkiye´yi başka bir yöne çekmekle suçlayanlar oldu. Yaptığımız şudur: Evet, Türkiye´yi değiştiriyoruz. Türkiye&8217;yi ne yönde değiştiriyoruz? Devlet gücüyle insanlarına işkence yapan yapıyı değiştiriyoruz, vatandaşın millî iradesini, sandıktan çıkan iradesini kendisine düşman sayan yapıyı değiştiriyoruz, vatandaşı devlete küstüren bütün uygulamaları değiştiriyoruz. Devlet içinde devlet olmuş çetelerle mücadele etmeye sonuna kadar kararlıyız&8221; diye konuştu.



Terörle mücadeleye sonuna kadar devam


Halkın huzurunu bozan ve milletin canına kasteden terörle sonuna kadar mücadele etmeye kararlı olduklarını belirten Gönül, &8220;Genel çerçeveler bunlardır ve Türkiye´nin bekasını düşünenlerin ve Türkiye´nin dünya sahnesinde yer almasını isteyenlerin zorunlu olarak düşünmesi gereken meseleler de bunlardır. Karşımızdakiler şunu anlayamadılar; Demokratik açılım terörle mücadeleden vazgeçmek değildir. Terör var olduğu sürece devletin silah bırakması, operasyonlarını durdurması ya da terörle mücadeleden vazgeçmesi mümkün değildir. Devletin ordusu ne kadar güçlü olacaksa, devletin istihbaratı ne kadar güçlü olacaksa, devletin insan hakları perspektifi, devletin demokrasi perspektifi de o kadar güçlü olacaktır&8221; şeklinde konuştu.



Davadan vazgeçmeyi düşünmüyoruz


Azize Sibel Gönül &8220;Demokratik açılımın, devletin temel ilkeleriyle, tek bayrak, tek devlet, tek millet ilkesiyle çelişen herhangi bir unsur taşıdığını iddia etmek tamamen yalan üzerine kurulu bir beyandır ya da demokratik açılımın bunların tartışmaya açılması anlamına geldiğini, bunların tartışmaya açılması gerektiğini söylemek, tamamen yalan üzerine kurulu bir beyandır. Bu konu üzerine daha söylenecek çok şey var, ancak ana hatlarıyla değindiğimiz demokratik açılım konusu bizim vazgeçmeyi düşünmediğimiz bir davadır. Bu davanın sahipçisi olmanızı dileyerek saygı ve selamlarımı sunuyorum&8221; ifadesini kullandı. Kocaeli Milletvekili Azize Sibel Gönül, konuşmasının ardından Kocaeli&8217;ndeki bir program nedeniyle toplantı sona ermeden Bartın&8217;dan ayrıldı. Daha sonra toplantı basına kapalı bölümle devam etti. Toplantının basına kapalı bölümünde teşkilat çalışmaları değerlendirildi.

Editör: Pusula Gazetesi