Neftlix'de 'Pablo Escobar / Kötülüğün Efendisi' dizisini büyük bir keyifle izliyorum.

Pablo Escobar'ın Kolombiya'nın Medelin kentinde basit hırsızlık günlerinden, uyuşturucu kaçakçılığı imparatorluğuna dek tüm hayatını gözler önüne seren sürükleyici bir dizi.

Pablo Escobar, hükümete, askere, polise, politikacılara kızıyor. Bombalar patlatıyor, suikastler düzenliyor, kaçırıyor. Ve hep karşısındakiler suçlu.

Yahu sen uyuşturucu imal edip tüm dünyaya satıyorsun. Yaptığın suç, bunu biliyorsun. Nasıl oluyor da seni engellemeye çalışanlar suçlu oluyor?

Ben Zonguldak'ta da Pablo Escobar kafalı adamlar tanıyorum. Adam kaçak ocak açıyor, kaçak adam çalıştırıyor, kaçak elektrik kullanıyor, kaçakçılık yapıyor. Yazınca biz suçlu oluyoruz.

Adam kaçak inşaat yapıyor, yazıyoruz "Benim ekmeğimle oynama" diyor! Sen ekmek yapmıyorsun ki! Kaçak inşaat yapıyorsun!

Adam, taşı, toprağı toplayıp kömür diye satıyor. Yazıyorsun, "Ekmeğimle oynuyorsun" diyor!

Adam, ruhsatsız işyeri çalıştırıyor. Yazıyoruz, kötü oluyoruz! Sanki ruhsatını biz iptal ettik! Sen ruhsatını iptal eden yere yürüsene!

Adam kadın satıcısı. Yani bildiğin pe....enk. Yazıyorsun, "Benim ekmeğimle oynuyorsun" diyor!

Sanki ekmek satıyor!

Bir tek fırıncılar bize "Ekmeğimizle oynuyorsunuz" demiyor iyi mi?

Yani bu Zonguldak'taki ekmek anlayışı da bir ilginç!

Hiç kimse bizim ekmeğimizi düşünmüyor!

'Ekmek' ile 'etmek'i karıştıranlarla savaşımız sürecek.

Ahlaksızlığın daniskası!

Karaelmas Gazeteciler Derneği, AK Parti Zonguldak Milletvekili Hamdi Uçar, Zonguldak Belediye Başkanı Selim Alan ve Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş'ı kınamış, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu göreve davet etmiş.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yerel seçimler öncesi geldiği Zonguldak'ta AK Parti Belediye Başkanı Ömer Selim Alan'a destek vermiş, "Başkanım emrindeyim" demişti.

Siz, kimi kime şikayet ediyorsunuz?

Üstelik Karaelmas Gazeteciler Derneği'nin bu siyasetçileri eleştirmeye hiç hakkı yok.

Siz, yönetiminizde şantajdan ceza almış kişiyi hala tutarsanız böyle bir açıklama yapamazsınız.

Siz, askerlik bedelini belediye başkanından almış birini yönetimde tutarsınız, böyle bir açıklamayı hiç yapamazsınız.

Siz, 'Belediye Başkanının baldızıyla ilişkisi var' diye yazan birini savunursanız, böyle bir açıklamayı asla yapamazsınız.

Siz, 'Belediye Başkanının Antalya'da 40 milyonluk otelleri var' diye yazan birini savunuyorsanız, böyle bir açıklamayı asla ve kat'a yapamazsınız.

Siz, canlı yayına aldığınız siyasetçilerden para alıyorsanız, siyasetçinin eleştirisini kabul etmek zorundasınız.

Seçim döneminde Kerim'den alıp Ali'ye yazmak gazetecilik değildir. Sonra Ali vermiyor diye yazmak gazetecilik değildir!

Seçimde Şenol'dan alıp Selim'e yazarsan, Selim kazanınca aleyhinde haber yaparsan hiç gazeteci değilsin.

Seçimde Selim'den alırken iyi, seçimden sonra 'Selim Ayşe'yi seviyor' diye yazarsan ahlaksız olursun!

Bütün bunları yapıp, yapmıyormuş gibi davranmak, kamuoyunu aldatırsan daha büyük bir ahlaksız olursun.

Bütün bunları yapıp, Pusula ve Ali Rıza Tığ'ı eleştirirsen ahlaksızın daniskası olursun.

Gazeteci kumar oynayamaz, tefeciden para alamaz, uyuşturucu kullanmaz, tarikata üye olmaz, yayına çıkardığı ya da haber yaptığı kişiden para almaz gibi kriterler de getirebiliriz.

Ama o zaman iş uzar!

Memlekette gazeteci kalmaz!