Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA), Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası (ZTSO) ile Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen "Zonguldak Su Ürünleri Çalıştayı" dün yapıldı.
Çalıştayda; Zonguldak ili için üretim, istihdam ve ihracat potansiyeli taşıyan "Su Ürünleri Yetiştiriciliği" konusu değerlendirildi.
"Su ürünleri" deyince aklımıza sadece balık avlayıp, balık yemek gelmemeli.
Zonguldak'ın denizi var ama sadece deniz ürünlerinden değil, denizin kazandıracağı güzelliklerin hiçbirinden faydalanamıyoruz.
Kömüre bağımlı yaşadığımız Zonguldak'ta, bu çalıştay ile bizim için alternatif olan deniz ürünlerini üretimde ve istihdamda kullanabiliriz umarım.
Zonguldak Valisi Tutulmaz, çalıştayda yaptığı konuşmada, deniz kenti Zonguldak'ın su ürünlerinden faydalanamadığını vurguladı.
20 yıl önce Kaymakamlık yaptığı Ordu'nun Perşembe ilçesinde balık yetiştiriciliğinin olduğunu ancak 20 yılda ilçeden ile gelemediğini yadırgadı.
Ordu'nun denize nazır bir ilçesinde olan, Zonguldak'ın merkezinde yok mu? Tabi ki de var.
Her şeyde geri kaldığımız Zonguldak'ta balık yetiştiriciliğinden de geri kalmışız.
Denizimiz var, balık yetiştiricimiz yok.
Denizimiz var, deniz taşımacılığımız yok.
Denizimiz var, tekne turlarımız yok.
Deniz kentiyiz, balık restoranlarımız yok.
Deniz kentiyiz, gidebileceğimiz plajımız yok, Kapuz Plajı'ndan başka...
Avuç içi Amasra kadar olamadık. Denizin güzellikleri nasıl ön plana çıkartılmış ve nasıl ziyaretçi akınına uğruyor.
Amasra'ya iki ay önce gittiğimde ilçenin girişine denk gelen sahil kenarına yeni bir güzellik yapılmış.
Aynı Bodrum'un sahilleri gibi taklit edilerek yapılmış, çok güzel olmuş ve imrendim açıkçası...
Sahil temizlenmiş, masaları ve sandalyeleri dizmişler, bir de ışıklandırma yapmışlar.
Nasıl hoş ve insana huzur veren bir ortam olmuş. Biz Zonguldak'ta doğru düzgün oturacak yer bulamıyoruz.
Bizim de var sahillerimiz, küçük düzenlemelerle güzelleştirebiliriz.
Ama nedense Zonguldak Merkez'de kafalar başka şekilde çalışıyor!
Deniz kenarında ne varsa yıkıyoruz, "efendim, oraya şu gidemiyor, bu gidemiyor" deyip milleti ayrıştırıp elimizdeki güzellikleri bir bir yıkıyoruz.
Tek sahil bandımızdaki balık restoranlar ve kafeler yıkıldı.
Denizin en güzel manzarası olan yerlerde devlet kurumları var.
Valilik binası, denizin önünü kapatıyor, Adliye binası da öyle....
KARDEMİR'in kömür depoları deniz kenarında...
Yani deniz kentiyiz ama sadece Vali Bey'in dediği gibi balık yetiştiriciliğimiz eksik değil.
Denizi, balık ve turizm anlamında değerlendiremiyoruz.
Denizin keyfini hiçbir şekilde çıkartamıyoruz. Deniz ve mavi seven biri olarak bundan ben de şikayetçiyim.

Aşı olmazsanız, ölürsünüz!
Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde bir öğretmen, Corona Virüsten hayatını kaybetti.
"Aşı olun" diye çağrı yapıyoruz ya... Israrla hala aşı olmayan bir kesim var.
Matematik öğretmeni Murat Eken, Corona Virüs aşısı olmadığı için hastalığı ağır geçirdi ve hayatına mal oldu.
Yazık, böyle haberlere çok üzülüyoruz.
Hadi cahil insanlar bu aşıyı olmuyor, bilinçli, okumuş kişilerin aşı olmamasına ne demeli?
Öğretmeni aşı olmazsa, öğrencisi-velisi aşı olur mu?
Toplumun örnek kişilerinden olan öğretmenlerin aşı olmamasını kabul etmek mümkün değil.
Aşı olmaya dikkat çekmek için özellikle "aşı olmayanların ölüm haberlerini" yapıyoruz.
Yine de kişi istemeyince, zorla aşı yaptırmaya götüremiyorsunuz.
Geçtiğimiz hafta içinde Zonguldak Merkez'de aşı olmayan bir aileden 3 kişi Corona Virüs nedeniyle hayatını kaybetti.
Bu üzücü haberlerin ardından hala aşı olmak istemeyenler varsa, lütfen bir kez daha düşünsün.