Zonguldak Belediye Meclisi'nin Temmuz Ayı 1'inci Birleşiminde 2019 yılı faaliyet raporu görüşülürken ilginç diyaloglar gelişti.

Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, CHP'lilerin basınla ilgili eleştirilerine "Ben basındaki herkese eşit mesafedeyim" diye yanıt verdi.

Başkan Alan, bir meclis üyesinin bir basın organı için WhatsApp Grubu'ndan para yardımı talebinde bulunduğunu açıkladı.

Salonda bir sessizlik oldu, tabi kimse üstüne alınmadı.

WhatsApp Grubu'ndan para mı istenir? Acaba para desteği isteyen kişi kendisi para verdi mi?

Önce sen kendin para vereceksin ki "Ben bu kadar destek verdim" diyeceksin ki örnek olacaksın.

Ayrıca, önceki gün belediye meclisine katılmayan basına haberler bir şekilde ulaştırıldı.

Ama bu WhatsApp Grubu ve para haberi bazılarına ulaşmadı, enteresan değil mi?

Haberi kullanmak istemeyenleri biliyoruz, bilerek kullanmayanları da biliyoruz.

Önceki gün belediye meclisinde mesai arkadaşım Aytaç Öztürk ile Saat 14.00'dan 18.00'a kadar çalıştık.

Aytaç Öztürk, canlı yayın yaptı, ben de haberleri yazdım.

İşlenen her konuyu haber yaptık, merkezdeki arkadaşlarımızın yardımıyla haberler hemen siteye girdi.

Sıcaktan başımız ağrıdı, yorulduk, ter akıttık anlatabiliyor muyum?

Biz emek sarf ediyoruz ki, bizi eleştirirken bizi emekle ve haberle eleştirin.

Ben öyle yapıyorum, öyle yapmaya da devam edeceğim.

Biz takdir etmesini biliriz, yeter ki çalışın ve haddinizi bilin.

BEN KİMSEYİ TAKLİT ETMİYORUM AMA SİZİN KİM İÇİN HAVLADIĞINIZI BİLİYORUM

Köşe yazılarıma gelen bütün yorumları okurum, olumlulardan mutluluk duyuyorum.

Olumsuz yorumlarda biraz gardım düşüyor ama hatamı bulup düzeltmeye çalışıyorum.

Eğer eksik bir şey yazdıysam onu araştırıp yerine getirmeye çalışıyorum.

Ama eksik ama yanlış ama düzeyli köşemi kendi düşüncelerimle ve kendi irademle yazıyorum.

Kimseye benzemeye çalışmıyorum, kimseyi taklit etmiyorum ama yanlışımı soruyorum, tartışıyorum ama sonunda öğreniyorum.

Gelen yorumlara bakıyorum; Ali Rıza Tığ'ın artıklarını yazıyorsun, yok patronun ne derse onu yazıyorsun, gibi anlamsız yorumlar.

Bu yorumları az çok kimlerin yazdığını tahmin edebiliyorum.

Gülüyorum bu yorumlara, ben de patronum Ali Rıza Tığ birbirimizin köşelerini yayına giren saat 22.00'da okuyoruz.

Ben Tığ'ın dediklerini yazdıktan sonra, onu taklit ettikten sonra ben Öznur Güneş olamam ki.

Muhabirliğe başlayalı 15 yıl oldu, son 3 yıldır da köşe yazmaya başladım.

Sahada olmayan, araştırma yapmayan biri köşe yazamaz.

Bakıyoruz haberlerde yoklar köşe yazıyorlar, köşe yazılarında da zaten Zonguldak'ın kamuoyuna yararlı bir yazı yok.

Dedikodu, bel altı, mış mış fış fış... Ben şimdi izine ayrılıyorum, 15 gün kadar yokum.

Ben yokken güzel haberler yapın emi...