Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz, 17 Haziran'da kentte göreve başladığı günden beri hiç makamda oturmadı.

Her gün başka bir ilçede, Zonguldak'ı tanımaya çalışıyor, kentte ne yapılabilir bunları inceliyor.

Sokakta vatandaşla sohbet ediyor, onların sorunlarını dinliyor.

Kendisini takip ediyoruz, geçenlerde bir sohbette 'Basın olarak Vali Bey bizi unutmaz inşallah, basınla ne zaman bir araya gelecek?' şeklinde bir konuşma geçti.

Bir önceki gün Ereğli İlçesi'nde yaptığı basın toplantısında basın mensuplarına da mesaj gönderdi.

Vali Tutulmaz'ın basına mesajları şöyle:

"Biz basın bültenlerini günde iki üç tane geçeriz. Zaman zaman yılda bir iki kez yemekli toplantı yaparız.

Telefonumu hepinize vereyim. Şöyle bir durum var dediğimizde en uygun zamanda size dönerim.

Ama lütfen yanlış yazmayın, arkasından onu düzelteceğiz diye bir hafta uğraşmayalım, enerjimizi boşa harcamayalım.

Bütün arkadaşlarımız Whatsapp grubundan, herkesle ne varsa iletişim içinde olmalıyız.

Afyonkarahisar'da TSO şöyle bir karar aldı. 'Maliyeye kaydı olmayan, SGK ödemelerini yapmayan hiçbir kurumu dikkate almayız' dedi.

Bizim de ölçütümüz budur. Biz devletiz, açık söylüyorum. Maliyeye kaydı yoksa, SGK ödeyerek bunu yapmıyorsa o bizim için basın değildir.

Şartları kimin tutuyorsa biz bunu yaparız. Devletin kurallarına uyarak bu işi yapması lazım.

Bizim bu kişilere karşı yükümlülüğümüz de sorumluluğumuz da yok. Ben kurallara bağlı bir insanım."

Şimdiye kadar böyle bir açıklama yapılmadı hiçbir Vali tarafından.

Vali Bey, dosdoğru konuşmuş, kendisine katılmamak mümkün değil.

Kendisi sanırım Zonguldak basını ile ilgili iyi bir analiz yapmış.

Şimdi bir toplantıda basın mensupları bir araya geliyor, gelen valiye ya da yeni bir bürokrata kendisini tanıtıyor;

'Efendim ben falanca gazetenin Genel Yayın Yönetmeniyim' diyor.

Halbuki o gazete ya da internet sitesinde kendinden başka kimse yok.

Genel yayın yönetmeni de kendisi, muhabiri de kendisi, para işlerine bakan da kendisi.

Yapmayın Allah aşkına, kimi kandırıyorsunuz? Komik duruma düşüyorsunuz.

Bir de bu işi resmi yapmadıkları gibi emek hırsızlığı da yapıyor bu kesim.

Örneğin bir bilgiyi almak için kaç kişiyi arıyorsunuz, bürokratı arıyorsunuz, siyasetçiyi arıyorsunuz, polisi arıyorsunuz, bilgiyi güzelce topluyorsunuz.

Bir bakmışınız bu kesim haberi kolayca kopyalayıp hoopp sitesine yapıştırıvermiş.

İlk kez dilimizden anlayan bir Vali var karşımızda, duyarlılığı için teşekkür ediyoruz.

Yönetmelik değişti, doğdunuz ilde bürokratlık yapabiliyorsunuz

Bir bürokratın kendi doğduğu ilde görev yapmasının mümkün olmadığı ile ilgili bir yazı yazmıştım.

Yazıyı eksik yazdım, dolayısıyla birçok yorum ve eleştiri aldım.

Yazımdaki bilgi şöyle idi:

"Recep Demirtaş, İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği görevi sırasında emekliye ayrıldı. Demirtaş, genel sekreterlik görevi öncesi Milli Eğitim Müdür Yardımcısı idi. Milli Eğitim Müdürü yapılmak isteniyordu, ancak Ankara'da görüşülen konu; Demirtaş, Zonguldak doğumlu olduğu için müdür ataması yapılamadı. Sonra Recep Demirtaş, genel sekreterliğe atandı. Bu yüzden Zonguldak'tan birinin Milli Eğitim Müdürü olması imkansızdı."

Recep Demirtaş ile ilgili yazdığım kısım tamam, kendisi Mart 2013'te genel sekreter olmuştu ve yönetmelik bizim dediğimiz gibiydi.

Doğduğunuz ilde bürokratlık yapamıyordunuz o yılda.

Ancak yönetmelik sonradan değişti, sadece milli eğitimi kapsamıyor, bütün müdürlükleri kapsıyordu.

5 yıl önce yönetmelik değişti ve artık bütün bürokratlar doğduğu ilde görev yapabiliyordu.

Yani Milli Eğitim Müdürlüğü'ne Zonguldaklı biri atanabilirdi.

Ancak dışarıdan gelen birini de fütursuzca eleştirmek doğru değil.

Böylece eksik olan yazımı tamamlamış olayım, yapılan uyarı ve eleştiriler için teşekkür ediyorum.