Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı töreninin ardından Vali Erdoğan Bektaş ve milletvekilleriyle birlikte incelemelerde bulundu.

Yapılan gezide Sahil Projesi alanı ve liman arkası incelendi, görüş alışverişleri yapıldı.

Sahil Projesi'nde en çok merak edilen konu biliyorsunuz, o alandaki kafe ve restoranlar nereye gidecek?

Kafe ve restoran sahipleri ne tavır takınacak? Merak ediyorduk.

Sessiz sedasız dükkanları boşalttılar, öncesinde tabi Vali Bektaş ve Başkan Alan ile görüştüler.

Ne görüştüler tam olarak bilmiyoruz tabi ki.

Dünkü konuya gelelim; Başkan Alan, incelemeler sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı.

13 işletmenin yeni sahiplerine yerler ihale ile verilecekmiş.

Ama ihaleye yerlerin eski sahipleri değil herkes katılacakmış.

Ee ne oldu şimdi? O esnaf nasıl çıktı sessiz sedasız oradan?

Onlara acaba bir söz verildi mi? İçlerinde Sahil Cafe'nin sahibi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Meclis Üyesi Hürmet Kartal,

Ramak Cafe'nin sahibi Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Okan Doğramacı da var.

Gazetecilerden biri başkana sormuş; "Mevcut 13 işletmeye yeni sahil projesinden ihalesiz yer verecek misiniz?"

Alan "Öyle bir şeyin olma şansı yok. İhalesiz girilme lüksü olmadığını kendileri de çok iyi biliyorlar" diye yanıt veriyor.

Vali Erdoğan Bektaş ve Başkan Ömer Selim Alan'ın iyi niyetinden şüphemiz yok.

Ancak bu iş nasıl olacak, herkesin ihaleye girmesine buradan çıkan kafe ve restorancılar nasıl baktı?

2 meclis üyesine de aynı şekilde mi davranılacak.

Zaman ne gösterecek, hep birlikte göreceğiz.

Bayram gelmiş neyime...

Hayatımızda hiçbir dönem düşündüğümüzde aklımıza gelir miydi? Bir dini bayramda sokağa çıkma yasağı olacak.

Okullar, camiler kapandı, marketler dönem dönem kapanıyor, sokağa çıkmamız kısıtlanıyor.

Ancak 'Ramazan Bayramında sokağa çıkma yasağı var' sözü ne kadar garip.

Nasıl bir dönemden geçiyoruz, oysa insanların bayramda ne çok yapacağı şeyler vardı.

Annemizin, babamızın, büyüklerimizin elini öpecektik,

Hayatını kaybetmiş sevdiklerimizin mezarlarını ziyaret edecektik.

Kardeş, eş, dost, akrabalarla bir araya gelip sohbet muhabbet edecektik.

23,24, 25 ve 26 Mayıs'ta Ramazan Bayramında sokağa çıkma yasağı var.

Söylemesi ne kadar kolay, kulağa dinlemesi de kolay.

Ama kulaktan girip kalbe doğru indiğinde, derinlemesine düşündüğünüzde acı duyuyorsunuz.

Yani insan olan acı duyar.

O kalabalık, şen kahkahaların havada uçtuğu, tatlı muhabbetlerin olduğu bir araya geldiğimiz bayramlar bu bayramda olmayacak.

Mesela ben bayramın birinci günü yataktan kalkar kalkmaz annemin elini öpmeden güne başlamam.

Rahmetli babamın mezarına gitmeden bayram geçirmezdim.

Bunların hiç birini yapamayacağız, duygusala bağlamak istemiyorum.

Bu Corona Virüsten korunmak için mantıklı davranmamız gerekiyor ancak duygusal yönünü de unutmamak gerekir.

Çünkü bir gün hepimize lazım olacak.