Zonguldak'ta kamuoyunun yakından tanıdığı, bildiği bir isim, yeni evlenen oğlunun yatak odasında basıldı. Oğlu, aracın içinde benzin döküp kendini yaktı.
Bu olay yeni olmadı. Oğlunun yatak odasında yakalanan kişi ne zaman bana sataşsa, aklıma bu olay geliyor. Hani herkes kendi kapısının önünü süpürecek diyor ya! Önce oğlunun yatak odasında basılan kişi kendi kapısının önünü süpürsün!
Sonra millete ahlak dersi versin!
Bak odada kim vardı? Olaydan sonra otomobilin içinde kendini neden yaktı?
Gibi teknik detaylarına gitmiyorum bile!
Bizim gazeteciliğimizi, gazetecilik ahlakımızı sorgulayacak kişi, önce kendi ahlakını sorgulayacak.
Oğlu ile aynı yatak odasını kullanan kişi bize gazetecilik dersi veremez. Ahlak dersi hiç veremez!

Metin Demir hakkında iddialar
Gazeteye bir mektup geldi.
Zonguldak TSO Başkanı Metin Demir hakkında bir takım iddialar yer alıyor.
Odada her akşam alkol alındığı yolundaki iddiaları bir kenara bırakırsak en önemlisi, Metin Demir'in sahibi olduğu şirketin merkezinin TSO binası görünmesi.
Metin Demir, şahsi şirketinin adresini TSO'nun 3. Katı olarak göstermiş.
Sonra Tır Parkı'ndaki akaryakıt istasyonuyla ilgili iddialara yer verilmiş.
Ve yolluk konusu gündeme getirilmiş.
Yarım saatlik yola giderken bile şoförü ile kendisine harcırah yazıldığı iddia edilmiş.
Zonguldak esnafından alınan aidatların kılıfına uygun şekilde harcanıldığından bahsedilmiş.
Bizim de bildiğimiz konular var.
Ama okur mektubu önemli.
Metin Demir'den yayınlanacak nitelikle bir yanıt gelirse haberiniz olur!

Yoğurdumuzun kaymağını yemek istiyoruz
Bir dostum aradı dün: "Bu memleketin çocuklarının hepsi kıvırcıkların sütü yoğurduyla büyüdü.
Yoğurt kaymağını çok sevdiğimiz halde hiç yiyemedik" dedi.
Ve ekledi: "Sonra 30 yıl önce telli dolaplarda o yoğurdun kaymağına bakan çocukların yine bakmasını istiyorlar. Ben o tel dolaptaki yoğurdu parmakladım diye anamdan dayak yedim."
Hangimiz yemedik ki?
Çocukluğumuzda bizim yoğurdun kaymağını yiyenler, şimdi bu kentin kaymağını yiyorlar.
Bizim parmağımız değse cırlıyorlar.
Siyasetçisiyle, bürokratıyla, medyasıyla, mafyasıyla, tefecisiyle, çetecisiyle bir oluyorlar.
Artık, yoğurduğumuzun kaymağını biz yiyeceğiz.
Kimi zaman çiğce yapıp yiyeceğiz.
Kimi zaman tabağa koyup yiyeceğiz.
Kimi zaman malayın üzerine döküp yiyeceğiz.

Ak kulak, Karakulak
Avrupa Zonguldaklılar Derneği Başkanı Mehmet Karakulak'ın bir yıl içinde kaç kez Türkiye'ye geldiğini bir hesap edin. Mehmet Karakulak'ın ekonomisi uçak parasına bile yetmez. Peki nasıl oluyor da bu kadar sık Türkiye'ye geliyor. Ve neden Ereğli'ye bu kadar sık gidiyor?
Havaalanının pistinin genişletilmesi ve uzatılması bahanesi çok geçerli bir neden olabilir?
Ama Ereğli'de pist de yok, uçacak yer de yok!
Zonguldak Havalimanının işletmecisi ZONHAV AŞ Başkan Yardımcısı Recep Kahya bu işleri biliyor.
Hatta havaalanında klip çekmişler. Köçek gibi oynamışlar. Eskiden pist dardı, bu kadar rahat göbek atamıyorlardı. Şimdi daha iyi olmuş! Aslında pistte Mehmet Karakulak ile oynasalar daha iyiydi.
Havaalanı Müdürü Hasan Özşahin size ayak uyduramaz!
Yalnız Almanya'da bir kadın çıktı.
Mehmet Karakulak'ı fena yapacak!
Oralarda kavga edip de bizi Avrupa Birliği'ne karşı zor durumlara düşürmeyin!
Bünyamin Altundal'ı unuttuk bu arada.
Mehmet Karakulak, Ereğli'ye yakın bir yere havaalanı kurulması için de çaba göster!
Bünyamin Altundal ile birlikte Ereğli-Akçakoca-Düzce hattına çalışırsınız!

Günün Fıkrası: Anahtarı herkeste!
Günah çıkartmaya giden güzel kız, papaza: Bekaretimi kaybettim muhterem peder, dedi. -
Papaz, görüşünü söyledi:
- Bir daha yerine konulamayacak bir hazine elden gitmiş!
- İyi ama ben ne yapabilirdim, diye kendini savundu kız. Anahtarı herkeste bulunan hazine nasıl korunabilir, muhterem peder?