Zonguldak, çok enteresan bir şehir...
Taşkömürü ile var olan Zonguldak için önceleri "EKİ", sonraları "TTK" çok önemli bir kurumdu.
TTK'daki istihdam azaldıkça, işsizlerin umudu olmaktan çıktıkça, "kapansa da olur" anlayışı hakim oldu. TTK'nın işçi sayısı düştükçe, Genel Maden İşçileri Sendikası'nın üye sayısı, dolayısıyla geliri azaldı. Gelir azalınca, gücü azaldı.
TTK ve sendikanın gücü azalınca, Zonguldak'ın gücü azaldı.
Nerede o 1990'lı yıllardaki işçi eylemleri?
Nerede o grevler?
Nerede o işçi?
Nerede o sendika?
"Ankara, Zonguldak'ı cezalandırdı" algısı da buradan çıkıyor.
Yolun yok, izin yok, doğru düzgün yaşayacak şehrin yok.
Neyse ki, son dönemde yollarımız yapıldı.
Şehirlerimizde yeni yaşam alanları kurulmaya çalışılıyor.
Merkez ilçede sahil başta olmak üzere bir takım projeler hayata geçiyor.
Camisiyle, hastanesiyle, dere ıslahı, lavuar alanı ve sahiliyle Zonguldak "yaşanabilir bir kent" haline getirilmeye çalışılıyor.
Bu yatırımları elbette istiyoruz.
Israrla istiyoruz.
Ancak, kent nüfusunun daha da geriye gitmemesi, yani göç yaşanmaması için istihdam alanları da istiyoruz.
Yıllardır umudumuz "Filyos Vadi Projesi"ydi...
Filyos'ta "bacalı sanayi"ye izin verilmedi.
Demir-çelik tesisleri gelemedi.
Ağır sanayi kuruluşlarına yatırım izni verilmedi.
Emek yoğun sektörler olmayınca, istihdam hayali suya düştü.
Şimdi Karadeniz'den çıkarılacak doğalgaz ve petrol için depolama alanları yapılıyor.
Bölgenin yarısı bu iş için ayrıldı.
Oysa biz bölgede yeni bir Erdemir, yeni bir Kardemir hayal ediyorduk.
Eğer böyle olursa, "çevresinde kurulacak diğer tesislerle binlerce insan istihdam edilir" sanıyorduk.
Bu hayalimiz de suya düştü.
"Böyle oldu" diye Zonguldak'ı sevmeyecek miyiz?
Merdivenleri denize inen, sokakları denizi gören bu şehir sevilmez mi?
Hem de bu kadar nitelikli dolandırıcısına, arsızına, hırsızına, hazine arazisi işgalcisine, tefecisine rağmen...
Biz, bu şehri yaşadığımız için değil, doğduğumuz için, bu şehre aidiyet duyduğumuz için seviyoruz.
Bazıları gibi kömürünü çaldığımız, hazine arazisini işgal ettiğimiz, milletvekili kontenjanından yararlandığımız, insanlarına faizle para sattığımız için değil.
Biz, bu şehirde doktorlara gözlük yazdırıp SGK'ya fatura etmiyoruz.
Taşı-toprağı "kömür" diye satmıyoruz.
İnsanlardan banka faizinin üzerinde para almıyoruz.
Ocakta ölen insanı, elektrik direğine asmıyoruz.
"Büfe" diye aldığımız yerleri markete çevirmiyoruz.
Biz, bu şehri aldığımız için sevmiyoruz...
Bize bu canı verdiği için seviyoruz.
Biz, Zonguldak'ı "karşılıksız" seviyoruz.
Biz, Zonguldak'ı "niyesiz" seviyoruz.

Okurlar soruyor...
Prof. Dr. Yücel Üstündağ'ın soruşturması ne oldu?
Yasin Hamzaçebi'nin zimmetten aldığı 20 yıl hapis cezası ne oldu?
Azmettiricilikten tetikçileriyle birlikte yargılandığı davalar ne oldu?
Muhafazakar çapkının yeni sevgilisi kim?
Corona Virüse rağmen uyuşturucu partisi yapılabiliyor mu?
Vergi, sigorta, rödevans ve banka borçlarından kurtulmak için şirket batıran kömürcüler şimdi ne yapıyor?
Bu aralar ırmak gıysından şaplak sesi gelmeya mı?
Başkanı yakıtı nerden alıya?
Nebioğlu Belediye Başkanı Ertan Aydoğan'dan haber var mı?
Eski milletvekilinin, ikinci el alıp, kredisini birilerine ödetip, içini yaptırdığı dubleks dairesi duruyor mu?
Muhafazakar işadamı, güzel sevgilisinin erkek kardeşine verdiği lüks aracı geri aldı mı?