Lafı uzatmaya, evelemeye, gevelemeye gerek yok.

Babamı kaybettim.

İnsanın içinden koca bir şey kopup gidiyor.

Oralarda bir yerde varlığını hissetmek bile iyi geliyordu.

Duygularını çok belli etmeyen bir adamdı babam.

Oysa korkunç duygusal bir insandı.

Bir gün hastaneden eve giderken, elimi tuttu. Ve dedi ki:

&[#]8220;Madende çalışırken, sen aklıma geliyordun. &[#]8216;Bu çocuk bir torba kireci taşıyamaz. Allah&[#]8217;ım, sen ona yardım et&[#]8217; diyordum.&[#]8221;

Gözleri doldu. &[#]8220;Mahcup ettin beni&[#]8221; dedi. Oysa şimdi mahcup olan bendim.

Onu Cuma günü hastaneye götürecektik. Sabri Ağabeyimle eve gittik. Hazırladık.

Tuvalete gitmek istedi. Götürdük.

Ama nefes almakta güçlük çekiyordu.

112&[#]8217;ye haber verdik. Hemşireler canhıraş uğraşırken, babam gözlerimin içine baktı. &[#]8220;Baba, melekler geldi&[#]8221; dedim. &[#]8220;Olsun&[#]8221; dedi. Her şeye hazırlıklı, müthiş inançlı bir adamdı o. Uzunmehmet Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesi&[#]8217;ne (Amelebirliği Hastanesi) götürdük. Doktoru Özgür Demir&[#]8217;i görünce mutlu oldu. Tüm tedavileri yapıldı.

Özgür Bey, hastanede kalmasını istedi.

Bir gecesi çok iyi geçti.

Hemşireler serum takarken, o hala gazete okuyordu.

Okuya okuya gitti babam&[#]8230;

Son günlerde torunlarına, &[#]8220;Babaanneniz nereye gitti?&[#]8221; diyordu.

Çocuklar, &[#]8220;Aşağıya gitti&[#]8221; deyince&[#]8230;

&[#]8220;Tamam, o zaman. Gelir&[#]8221; diyordu.

Annem geri gelmedi. Ama babam onun yanına gitti.

Mekanın cennet olsun. Nurlar içinde yat baba.

Her şey istediğin gibiydi Hüseyin Amca&[#]8230;

Bartın ve Zonguldak eşrafının önemli ismi merhum Hacı Ali Şeker&[#]8217;in oğlu, Zonguldak&[#]8217;ın tanınan, bilinen, en renkli simalarından biri olan gazetemiz yazarlarından merhum Hüseyin Şeker&[#]8217;in ölümünün birinci yılı nedeniyle Cuma akşamı Fener&[#]8217;deki evinde Kur&[#]8217;an ve mevlit-i şerif okundu.

Babamın rahatsızlığı nedeniyle biraz geç kalmıştım. Şeker Ailesi&[#]8217;ne ait apartmanın kapısı açıktı. Son katta okunan Kur&[#]8217;an-ı Kerim&[#]8217;in sesi, girişe kadar iniyordu. Ayetler, boş duvarlarda yankılanıyordu. &[#]8220;Hey gidi Hüseyin Amca... Her şey istediğin gibi oldu&[#]8221; dedim kendi kendime. Dostların hazırdı. Eller açıldı, dualar edildi. Hepimiz seni andık, o gece. Hikayelerini, öğütlerini, fırçalarını özledik. Hani sıkı sıkı tembih etmiştin ya, &[#]8220;Bunlar ellerini çabuk tutsunlar, hemen bir çocuk yapsınlar&[#]8221; diye&[#]8230;

O yüzden Kur&[#]8217;an&[#]8217;a Atilla&[#]8217;nın oğlu Çınar&[#]8217;ı da götürdük&[#]8230;

Babamın da sana selamı var, Hüseyin Amca. Nur içinde yat&[#]8230;

(Bu yazı Cumartesi günü yazılmıştı)