Türkiye’de marka olmuş, herkesin çocuğunu okutmak istediği ancak ekonomik ve sosyal nedenlerden dolayı çok az bir kesimin faydalanabildiği liseler vardır, aklıma gelenler Kabataş Erkek Lisesi, İstanbul Erkek Lisesi, Robert Koleji, Sen Joseph Lisesi gibi... Ağırlıklı yabancı dilde eğitim veren bu okullardan mezun olmak lisan, sanat, bilim, spor ve siyasetin bulunduğu bir çok dalda başarıya açılan bir kapı demektir. Cumhuriyet’in ilk ili Zonguldak bu yıllarda ekonomisiyle Türkiye’nin güçlü bir sanayi şehri olmasından dolayı, gelen beyin göçünün sosyal gereksinmelerine cevap vermesi adına eğitim alanında da yeni yatırımlar yapılmasına sebep oldu. Sadece ilköğretim okullarının olması, şehirde büyüyen çocukların istikballerini zora sokuyor başka illerdeki eğitim okullarına gitmesine neden oluyordu. İhtiyacının kaçınılmaz olması şehre bir lise kazandırılmasında etkili oldu.. İşte bu lise eğitim alanında da Zonguldak’ı tercihte öne çıkaran ve bir akademi edasında olan ’Mehmet Çelikel Lisesi’ydi. Çocuklarını tahsil hayatı için büyük şehirlere gönderen ana babaların yerini, başka illerden Zonguldak’a gönderen ana babalar aldı. Liseden daha çok bir akademi havası ve güçlü eğitimci kadrosu sayesinde çok sayıda siyasetçi, akademisyen, belediye başkanı, bilim adamı, genel müdür, işadamı, şair, yazar ve milli sporcu bu okulun çatısı altında yetişmiş ve ya okulun yetiştirdiği mezunlarından etkilenmişlerdir. Behçet Necatigil gibi ünlülerin de öğretmenlik yaptığı liseden mezun olmuş öğrenciler arasında, Muzaffer Tayyip Uslu, Rüştür Onur gibi şairlerin yanında, eski Başbakanlardan Yıldırım Akbulut, eski bakanlardan Mümtaz Soysal, TBMM eski başkanı Köksal Toptan, Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal , Güneş Müfftüoğlu, Hasan Akyol, eski Zonguldak belediye başkanı Yüksel Aytaç, eski milletvekilleri Ali Uzun, Sadık Tekin Müftüoğlu, Avni Gürsoy, Aysel Baykal, Cahit Arat, Burhan Karaçelik ve Mustafa Saraç ile gazeteciler Hikmet Bila, Fikret Bila, Teoman Erel, Muzaffer Soysal, Sanatçı Cenk Koray, Kurtul Altuğ, Türkan Küçükali, Hamit Kalyoncu gibi daha birçok ismi sayabiliriz.





TÜRKİYE’NİN İLK BAĞIŞ OKULU MEHMET ÇELİKEL LİSESİ’NİN TARİHÇESİ…

Zonguldak’a ilk Milli Eğitim Müdürü olarak atanan ve daha sonra Çankırı milletvekili olan ’Talat Onay’ın kendi kaleminden Mehmet Çelikel Lisesi’nin kuruluş hikayesi…

1921 Haziranının son günlerinden birinde Zonguldak´a ilk maarif müdürü olarak gelmiştim . Beş on gün içinde İstanbul Hükümeti bir kaza olan Zonguldak´ı sancak yaptığı , kırk polisle birde mutasarrıf gönderdiği duyulmuştu. Zonguldak´ı idaresi altında bulundurmak isteyen Ankara´da ki milli hükümette bu kazayı müstakil mutasarrıflık yapmış, defterdar, maarif müdürü, polis müdürü ve komiserleriyle diğer selahiyetli memurları tayin edip göndermesini Kastamonu valisi rahmetli Kütahyalı Cemal beye havale etmişti. Benim tayinimde Cemal beyin telgrafla inhasıyla bir günde yapılmıştı.
Zonguldak Bolu livasından henüz ayrılmış küçük bir kasaba idi. Evvelce Ruslar tarafından bombardıman edildiği için ne hükümet konağı ne mekteb vardı. Hükümet de mekteb de birer hana yerleşmişlerdi. Kafi miktarda sırası bile bulunmayan bu handan dönme mekteb de bir odayı (maarif müdürlüğü) için işgal ettim. Bir ayağı çarpık bir masa ile kaba hasırlı köy kahvelerinde ki iskemlelerden bir iskemle bu resmi makamın yegane eşyasını teşkil ediyordu.
Erkek mektebi mekteb diyecek bir halde değildi. Muallimleri de noksandı bu yüzden zenginler çocuklarını Fransız papazlarının idaresinde ki mektebe gönderiyorlardı. Bunun önüne geçmek lazımdı. İlk mektebi derhal numune haline koydum. İstanbul´dan muhterem edip ve mütefekkir İbrahim Alaeddin vasıtasıyla celbeddiğim ondan fazla muallim mektebi mezunu ile , sekiz kadar kız muallim mektebi mezununu Zonguldak, Bartın ve Ereğli´ ye tayin ettim . Merkez numune mektebinde bir canlılık başladı. 3 ay sonra çocuklar bir müsamere verdiler. Mevzuu Sivas kongresi olan bir piyes temsil ettiler. Fransız işgal kumandanı ile müftünün de bulunduğu kalabalık davetliler huzurunda verilen bu müsamere ve çocukların Fransızca da muafakiyetleri çok alkışlandı. Bugünden itibaren Fransız mektebindeki çocuklar bizim mektebe başladılar ve papaz telkininden kurtuldular.
Parasızlık fazla bir şey yapmağa imkan bırakmıyordu. Bir gün başmuallim Muhsin efendiyle çare düşünürken hayırseverlere başvurmağa karar verdik. Verdik ama dilenci gibi para istemek bana ağır geliyordu. Hem istersek nasıl karşılanacaktık. Bunları görüşerek Çakaloğlu Mehmet efendinin mağazası önüne gelmiştik. Daveti üzerine kahvesini içtik. O alışverişiyle meşgulken biz yine planlar kuruyorduk. Biraz sonra ben ayrılarak Maksut beyin yazıhanesinde Tahir Karaoğuz´ u görmeye gittim. Hemen oturmuştum ki Muhsin gülerek geldi. Mehmet efendinin ne istersek yapmağa para yardımında bulunmağa hazır olduğunu bildirdi. Meğer bu zat bizim konuşmamıza kulak misafiri olmuş, eski dostu olan Muhsin´ e ben ayrılınca bu teklifi yapmış.




Çakaloğlu Mehmet mazisini unutmayan , halini mazisine göre ayarlayan istikbalini emniyetle gören emsalsiz bir insandır. Bana bir gün : Müdür bey ben Ereğli´ den buraya gelince yıllarca merkeble ocaklardan kireç taşıdım ; çalışarak servet sahibi oldum demişti.
Muhsin´in getirdiği haberden sonra Mehmet efendinin köşesi bizim tuz kutumuz olmuştu. İstediğimiz zaman ihtiyaç nispetinde kolaylıkla alabiliyordu. Oda yardımlarından sevinç duyuyordu. Halbu ki Mehmet efendinin mektebimize devam eden bir çocuğu bile yoktu. Fakat maarife karşı kalbinde büyük bir muhabbet , hayır işlerine para vermek için dimağında sönmez bir hararet vardı. Bu muhabbet ve hararet muhakkak katıksız Türk , riyasız müslüman oluşunun neticesi ve hatta ilhamiydi denebilir.
Zonguldak´ ta muhteşem bir mekteb görmek istiyorduk. Yaptırmak hayal ve hülyası beni rahatsız ediyordu. Bu emel ve hülyamı Mehmet efendiye açtım, bugün Türkiyemiz´de maarif severliğin hamiyetin biricik abidesi olan Zonguldak lisesi işte bu va´din hayırlı ve mes´ud neticesidir.
Mehmet efendinin masrafları üslenmesinden sonra yıllar geçti. Zonguldak´tan bir lise açılması istenince maarif vekaleti bina olmadığını bahane ederek bu isteğini reddetmiş. Bu haberi duyunca gayretli dostum Tahir Karaoğuz´a Mehmet efendiye va´dini hatırlatmasını bildirdim. Temiz vicdanında kopan bir va´di yerine getirmemekten ızdırap duyan Mehmet efendi bugünün parasıyla 120 bin lira değerinde olan liseyi yaptırarak maarife hediye etmiştir. Haklı olarak bu binaya Mehmet Çelikel lisesi adı verilmiştir.
Ah, her vilayette olsun bir Çelikel çıksa…




OKULUN İNŞAATI VE AÇILIŞI…

31 Mart 1938 Perşembe günü, İkinci İnönü Zaferi´nin 18. yıldönümünde Zonguldak Mehmet Çelikel Lisesi´nin temeli büyük bir törenle atılmıştır.
Binlerce Zonguldaklı´nın katıldığı tören Zonguldak Şehir Bandosu´nun çaldığı İstiklal Marşı ile başlamıştır.
Zonguldak Valisi Halit AKSOY yaptığı konuşmada "Zonguldak; bu büyük eseri vatandaşlarına, Türk çocuklarına armağan etmekte olan Mehmet ÇELİKEL ile iftihar et. Mehmet Çelikel´e Kültür Bakanlığı´nın emirleri ile vilayet meclisinin kararıyla hükümet ve halk adına takdirlerini huzurunuzda tekrarlamaktan büyük saader heyecanı duymaktayım. Mehmet ÇELİKEL; öteden beri hayır cemiyetlerimize karşı gösterdiğin yardımın parlak bir silsilesinin şahikası gibi yükselmekte olan bu yeni ve büyük eserin, maddi ömründen çok manevi hayatında da Zonguldak´ta adını ebedileştirecektir. Bu binanın feyz ve nur saçan çatıları içinde okuyacak çocuklar nesilden nesile seni anacaklar, adını yaşatacaklardır."
31 Mart 1938´de temeli atılan Mehmet Çelikel Lisesi´nin inşaatına, aşırı yağmurlar nedeni ile 5 Mayıs´ta başlanabilmiştir.Beş ay yirmi gün gibi çok kısa sürede bitirilmiştir. Yüz yirmi bin liraya mal olan (1938´de tam cumhuriyet altını 10 TL) ortaokul ve lise, 5 Ekim 1938´de öğrenime açılmıştır. Mehmet Çelikel Lisesi denize ve doğanın bütün güzelliklerine kucak açan yüksek bir yerde kurulmuştur.




Mehmet Çelikel tarafından Türkiye Cumhuriyetinin ilk bağış okulu olarak yaptırılan, 5 Ekim 1938 senesinde hizmete giren lise; 3 kat üzerine 13 derslik, 1 öğretmenler odası, 1 kütüphane, 1 labaratuvar sekreterlik, idareci, konferans salonu, beden eğitimi salonu, iş idaresi odası, hizmetli odası, kantin ve yemekhane bölümlerini ihtiva etmekteydi. Mehmet Çelikel ´in yaptığı okul orta ve lise kısmı beraber olarak 1960 lı yıllara kadar Zonguldak Merkez, Çaycuma, Devrek, Ereğli ve Bartın´ın tek lisesi olarak binlerce nitelikli gencin yetişmesine yuva olmuştur. 1980 li yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 10 derslik ek bina ilave edildi.1980´li yılların sonlarına doğru Devlet Liselerinin bütçelerinin kısılması süreciyle birlikte, çağdaş eğitim için gerekli altyapı yatırımlarının karşılanması giderek olanaksız hal almaya başladı.Bu sorunlar karşısında Çelikel mezunları okullarına sahip çıkmak için çalışmalara başladı ve 1988 senesinde Mehmet Çelikel Lisesi Eğitim Vakfı resmen kuruldu.
Genel liselerimizdeki dil öğreniminin yetersizliğinin giderilmesi amacıyla M.Çelikel Lisesi, İngilizce hazırlık sınıflı 4 yıllık okul konumuna geçti.(1992) İngilizce takviyeli (süper) Devlet Lisesi modelinden Anadolu Lisesi modeline geçildi.(1998) Bakanlık okulun tarihi geçmişi, gelenekleri ve ilk bağış okulu olması özelliklerini göz önüne alarak okulun ismi´nin Mehmet Çelikel Lisesi olarak kalmasına izin verdi. Mehmet Çelikel Lisesi tüm Zonguldak´tan görülebilen muhteşem binası ek binaları ve kapalı spor salonu ile simgesel bir eğitim kurumu olarak ortaya çıktı.




(KENDİ KALEMİNDEN) MEHMET ÇELİKEL KİMDİR…

1882´de Ereğli´de doğdum. İlk ve Rüşteyi tahsilimi bitirdikten sonra babamın yanında ticaret işine atıldım. Bütün emelim kimseye boyun eğmeden sırf şahsi teşebbüsüm ile işe girişmekti. 1922´de Zonguldak´a geldim Bütün sermayem iki bin kuruştan ibaretti. Bunun bin kuruşunu da Sırma Abla adında bir kadından faiz ile ödünç almıştım. Bu suretle sebzecilik alışverişine başladım.
1930´da umumi harbin başlangıcında ticaretim ilerlemiş ve bakkaliye üzerine iş yapmaya başlamıştım. Seferberlik çıkınca ötede beride alacaklarım yüzünden kazandığım iki bin altın lirayı geçen sermayemi de kaybetmiş ve bir miktar da borçlanmış idim. Bu vaziyet bana hayal kırıklığından çok ziyade daha büyük bir metanet ve azim verdi. Umumi harpte bilhassa Karadeniz sahillerinden Zonguldak´a gıda maddeleri getirmeye başlamıştım. Küçük ve büyük deniz vasıtaları ile ve bin bir türlü tehlikeler içinde mücadele ederek Allah´ın yardımı ile işlerim yeniden gelişmeye başladı. Bu sefer toptan ve perakende her nevi eşya ve bilhassa bakkaliye ile ticaretimi genişlettim ve halen bu suretle devam ettiriyorum. Bir de vapur aldım. Bu işlerde muvaffakiyetimin yegâne sırrı dürüstlük ve hakka riayettir.
Tahsile çok hevesim vardı. Bunu tamamlayamadığım için çok ıstırap duymaktayım. Oğlumu lise tahsilini bitirince ekonomik ve politik bilimler tahsili için İsviçre´ye gönderdim.
Kazandığım sevgili yurdumda, memleketime, yurttaşlarıma faydalı olmak en birinci idealim olmuştur. İşte bu gaye iledir ki, bir lise binası yapıp memleketime armağana karar verdiğim dakika hayatımın en zevkli ve en heyecanlı bir anısıdır. Bu hususta büyüklerimden gördüğüm teveccüh ve teşvikler de benim için ayrıca bir bahtiyarlıktır.
Yaptığım bu işin gerek temel atma gününde ve gerekse açılışı esnasında duyduğum sevinç ve heyecanlar ise paha biçilemeyecek derecede büyüktür.




EFSANE OKUL MÜDÜRÜ CANPOLAT PAMAY…

Zonguldak Mehmet Çelikel Lisesi´in efsane müdürü Canpolat Pamay, babası Ahmet Pamay´ın Ermenek Kaymakamı olduğu 1925 yılında Konya´da doğdu. Annesi Fatma Pamay da eğitimci olan Canpolat, babasının Mersin Vali Yardımcısı olduğu dönemde, Edirne Lisesi´nde yatılı okudu. Mersin´de lise olmaması üzerine, Edirne Lisesi´nde müdür yardımcısı olan eniştesinin çağrısıyla Edirne´ye gelen ve 1946 yılında liseden mezun olan Pamay, lisenin voleybol, futbol, hentbol takımlarında ve Edirne Karmasında oynayıp bu ekiplerle başarıdan başarıya koştu. Edirne o dönemde İstanbul, Ankara ve İzmir´den sonra sporda en başarılı il idi.

1949 yılında Iğdır Ortaokuluna Beden Eğitimi öğretmeni olarak atanan Pamay, 1950´de eş durumundan Zonguldak Devrek´e tayin oldu. 1954 yılında Zonguldak Mehmet Çelikel Lisesi´ne geçen Pamay, bu okulda 32 yıl hizmet verdi. Pamay aynı dönemde TED Koleji Müdür Başyardımcısı ve fahri olarak da Beden Terbiyesi Bölge Müdürü olarak görev yaptı. Canpolat Pamay, 1969-72 yılları arasında Batı Trakya´da görevlendirilip Gümülcine Türk Lisesi´nde beden eğtimi öğretmenliği yaptı ve aynı zamanda ülkenin önde gelen izci liderlerinden biri oldu.
Zonguldak halkı; meslektaşları tarafından ´Bir Eğitim Şövalyesi´, ´Sporun Yaşayan İkonu´, ´Zonguldak´ın Can Babası´ olarak tanınan ve yüzlerce milli sporcu yetiştiren Pamay´a vefa borcu olarak kentteki spor salonuna ve Mehmet Çelikel Lisesi´nde yeni yapılan konferans salonuna adı verildi.







Yardımcı Kaynaklar
zonguldaknostalji.com
mcelikellisesi.com
hudutgazetesi.com