Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde "Medikal Onkolog" yok.

Zonguldak Atatürk Devlet Hastanes'inde görev yapan tek "Medikal Onkolog" yeterli değil. Uzun yıllardır Üniversite Hastanesinde tedavi gören kanser hastaları, Prof. Dr. Hüseyin Engin'in istifası ile birlikte öksüz kaldılar.
Sayın yetkililer, herşey iyi güzel de, bu "Onkolog" işi unutuldu mu?
Kentte uzun yıllar tedavi gören kanser hastaları ve yeni teşhis konulan kanser hastaları ne yapacak? Bu büyük eksiklik.
AK Parti, Zonguldak Milletvekilleri ve Belediye Başkanı Ömer Selim Alan sayesinde ilimizde hizmetleri hızlandırdı.
Projeler hayata geçirilmeye başlandı, iyi bir gelişme...
Kent için büyük sağlık sorunu ile de ilgilenseler, daha güzel olmaz mı?
Sağlık olmayınca, hiçbir şey olmaz, biliyorsunuz. Koskoca Üniversite Hastanesinde "Medikal Onkolog" olmaması kent için utanç verici...
Sayın Valimiz Mustafa Tutulmaz'a ve Milletvekillerimize tekrar çağrıda bulunmuş olalım.
Lütfen kanser hastalarını unutmayın!

Başkana ne için gittik, ne konuşuldu?

Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan'a önceki gün yaptığımız ziyarette saçma sapan diyaloglar yaşandı.
Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Derya Akbıyık ve gazeteci arkadaşlarla birlikte Başkan Alan'ı, sürekli olarak basınla ilgili söylediği olumsuz sözleri tekrarlamamasını söylemek için ziyaret ettik.
Başkan Alan, çok gergindi, bize pek konuşma fırsatı vermedi.
Bazı arkadaşlarımız oraya giderken ahkam kesiyorlardı, içeri girince bir yağcı havasına büründüler ki, sormayın gitsin!
Bazıları hiç konuşmadı, ki sessiz kalmak da benim için yağcılıktır. Bu da hiç hoş değildi....
Başkan, 50-100 liralık gazetecileri açıklamadı, açıklamak da istemiyor. Açıklaması da önemli değil! 16 yıldır yaptığım bu meslekte çok şükür kimin 50, kimin 100 lira aldığını biliyorum.
Kimin almadığını da çok iyi biliyorum. O yüzden birlikte haberlere gittiğimiz arkadaşlarımız da bellidir.
Kalemini satanlar düşünsün...
Bu konuya bir daha girmeyeceğim.

Hıdırellez güzelliği...

Dün "6 Mayıs Hıdırellez Bayramı"ydı. Çocukluğumda gördüğüm, yaşadığım o güzel Hıdırellez anılarını unutmak mümkün değil.
Her sene mutlaka piknik sepeti hazırlar,
Kilimli ilçesine bağlı Çatalağzı beldesinin güzel piknik alanı Göçükaltı'na giderdik.
Ağaçarda salıncaklarımızı kurar, eve gidene kadar sallanırdık.
İp atlar, top oynardık ve bol bol yer-içerdik. Hıdırellez'in en güzel yanı akrabalarımızla ve komşularımızla birlikte sohbet etmek ve oyunlar oynamaktı.
Bir gece öncesinden soğan yapraklarını keserek, dilekler tutardık ve ertesi sabah heyecanla "tutmuş mu, tutmamış mı?" diye bakmaya giderdik. Çok güzel günlerdi... Bu anlamda bizim jenerasyon şanslıydı, çocukluğumuzu çok güzel yaşadığımızı düşünüyorum.
Keşke yeni nesiller de teknolojinin yanında doğa ile iç içe çocukluklarını yaşayabilseler...