Bu dosya için gece gündüz haber peşinde koşturan, muhabir, editör, kameraman ve foto muhabiri arkadaşların katılımcı olduğu bir anket hazırladım.

Yüzün üzerinde katılım oldu ve sonuçlar tam da tahmin ettiğim gibi:

İlk soru 'Sizce gazetecilik yalnızca bir meslek mi yoksa bağımlılık mı?' idi.

Ankete katılanların yüzde 67'si gazeteciliğin bir yaşam tarzı olduğunu düşündüklerini belirtti.

Yüzde 18'ine göre 'gazetecilik bir bağımlılık', yüzde 15 ise gazeteciliği yalnızca bir meslek olarak görüyor.

Yüzde 60'lık bir dilim gazetecilik dışında da bir iş yapabileceğini düşünürken, katılımcıların yüzde 26'sı 'Bir daha dünyaya gelsem yine gazeteci olurdum', yüzde 14'ü ise 'Gazetecilik dışında başka bir iş yapamazdım' diyor.

Canla başla her gün haber peşinde koşturan gazetecilerin acaba mesleklerinden sıkılmış olma ihtimalleri ne kadar diye sorduğumda, yüzde 38 'Hayır', sıkılmadım', yüzde 27 'Evet', sıkıldım', yüzde 35 ise 'Zaman zaman sıkılıyorum' yanıtını veriyor.

Ankete katılan gazetecilerin yüzde 97'si işlerini bitirdikten sonra haberleri takip ediyor. Yüzde 3'ü ise bu soruya 'hayır' yanıtını veriyor.

Gazetecilik bir bağımlılık mı sence? Ya da bir yaşam tarzı mı?

Sanırım her ikisi de. Bağımlı insan yaşam tarzını bağımlılığına göre dizayn eder ya da bir insanın neye bağımlı olacağını yaşam tarzı belirler.

Meraklı, ayna tutarak insanlara hakikatı göstermeye niyetli, her daim gücü elinde bulunduranı sorgulayan bir insanın bu mesleğe kendini kaptırması dışından bir seçenek zaten olamaz.

(ALINTI)

Ben 'Gazetecilik yaşam tarzı mı? Bağımlılık mı?' konusuyla ilgili görüşlerimi paylaşayım.

Bu ankete katılanların yüzde 67'si gazeteciliğin bir yaşam tarzı olduğunu düşünüyormuş.

Ben de bu yüzde 67'lik dilimin içindeyim. Benim için gazetecilik hem yaşam tarzı hem bağımlılık.

Gazetecilik benim için bir yaşam tarzı; çünkü işte, mesai dışında, evde, sahilde, tatilde her şeye haber gözüyle bakıyorum.

Gezdiğim, dinlediğim, konuştuğum kişilerden bir şey alarak 'Bu güzel haber olurdu' diyorum içimden.

Zaten gazetecilik hayat tarzı olmazsa bu mesleği yapamazsınız.

Bir daha dünyaya gelsem yine gazeteci olurdum, zaman zaman yorgunluklarım, bezginliklerim oluyor ama ben bu işi çok seviyorum.

Bu işi bırakıp da özlemeyen yok.

Arabanın hangi lastiği patladı?

Dört tane çok zeki üniversite öğrencisi arkadaş çok önemli bir sınav sabahı uyuya kalırlar ve sınavı kaçırırlar.

Hocalarına gidip özür dilerler ve sınava gelirken arabalarının lastiği patladığı için sınava yetişemedikleri yalanını söylerler ve bir af sınavı isterler.

İkna olan hocaları bu 4 öğrenciye ertesi gün gelmelerini ve bir telafi sınavı vereceğini söyler.

Ertesi gün sınava gelen öğrenciler 4 ayrı sınıfa yerleştirilir ve sınav kağıtlarında şu soruyu görürler:

"Dün arabanın hangi lastiği patladı !!! ?"

Yani kendini çok zeki sanan kişiler kendilerinden daha zeki kişiler olduğunu kabul etsinler. Yalan söylerken daha dikkat etsinler.