Kozlu'da darp edildiği ya da yüksekten düştüğü iddia edilen bir şahıs, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi'ne götürüldü.

Şahsın durumu ağırdı ve yoğun bakıma alınması gerekiyordu.

Ancak ZBEÜ'deki yoğun bakımda yer yoktu.

Bu yüzden Karabük'te bir hastaneye sevk edildi.

Hem hasta için, hem hasta yakınları için bu bir işkence!

Düşünsenize, hasta hemen yoğun bakıma alınsaydı...

Daha farklı olabilirdi, acil müdahale ile belki iyileşecekti.

Ama olmadı!

Geçtiğimiz hafta içinde ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çufalı'yı ziyarete gitmiştik.

Ziyarette, kentteki hastanelerde yoğun bakım ünitelerinin eksikliği dile getirilmişti.

Rektör Prof. Dr. Çufalı, Yardımcısı Prof. Dr. Veysel Haktan Özaçmak'a, "Bu sıkıntı yeni mi?" diye sordu.

Biz Rektör Prof. Dr. Çufalı'ya anlattık, devlet hastanelerinde ve üniversite hastanesinde yoğun bakım sıkıntısının hat safhaya geldiğini...

Sayın Çufalı, notlar aldı ve konuyla ilgili bir araştırma yapacaklarını söyledi.

Bu araştırmanın bir an önce yapılıp, eksikliğin giderilmesi için çalışma yapmanız gerekiyor.

Sayın Prof. Dr. Çufalı, siz notlarınızı aldınız, ama böyle elim bir olay yaşandı.

Onun için "tekrar hatırlatalım" dedik.

İnsanlar kentte çözülebilecek eksiklikler yüzünden başka illere sevk edilmesinler.

Hayatlarını kaybetmesinler.

Bunu siz de istiyorsunuzdur...

Belediye yıktırmayacak!

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, giden Vali Ahmet Çınar döneminde planlanan "Zonguldak Limanı Rekreasyon Projesi"ni, Zonguldak Belediye Meclisi'ne gönderdi.

İmar Komisyonu projeyi inceledi.

Bilindiği üzere proje ile birlikte sahil yolundaki kafe ve restoranların yıkılması gündeme geldi.

Balıkçı çekekleri, Orduevi'nin altından başlayarak limana kadar yıkıldı.

Sonrasında ise, bahsi geçen kafelerin yıkımının ne zaman gerçekleşeceğini merak ediyorduk.

Her ne kadar merak etsek de, bu kafelerin yıkımının zor olacağını tahmin ediyorduk.

Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, konuyla ilgili sorduğumuzda ya cevap vermiyordu...

Ya da kanun neyi gerektiriyorsa uygulayacaklarını söylüyordu.

Şimdi proje önlerine konuluyor, "Buralar yıkılmasın, korunsun" deniliyor.

Son kararı tabi ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verecek...

Belediye yetkililerinin o zamanlar sesi çıkmıyordu, şimdi ise "Korunsun" diyorlar.

Böyle olacağını biliyorlardı sanki.

Biliyorlardıysa, o kadar ortalık yıkılırken, o kadar tantana olurken, niye bir kelam etmediler, şaşırtıcı.