AK Parti Genel Merkez Yerel Yönetimler Başkanlığı, Kızılcaham'da bir kamp düzenledi.

Kampta, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, belediye başkan adayı profilini tarif etti.

Özhaseki, aday adaylarının; genç, dinamik ve enerjik olması gerektiğini anlatırken, "Kısa, kel ve göbekli olmaması lazım" dedi.

Haberi okuyunca güldüm, komiğime gitti.

"Manken mi arıyorlar, belediye başkanı mı arıyorlar?" dedim içimden.

Biraz düşününce de, doğru olduğuna karar verdim.

Başkanlar genç olsun ki, enerji yüksek olsun.

Vizyon sahibi ve ileri görüşlü gençlere şans verilsin.

Genel Merkez kriterleri böyle belirledi.

Bu tariflere bizde uymayan aday adayı kim?

Düşündüm...

Nihat Aygün var, Kilimli Belediye Başkanlığı'na aday adaylığını açıklamıştı.

Genel Merkezin kriterlerine uyan bir tek boyu var.

Nihat Aygün'ün esprili kişiliğine dayanarak böyle yazıyorum.

Bize kızmasın!

İnşaatı bitmemiş eve vazo konulur mu?

Zonguldak'ta aylardır devam eden Uğur Mumcu Kavşağı henüz bitirilemedi.

Oysa Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, en son yaptığı açıklamada, Kurban Bayramı'na, yani 21 Ağustos'a yetişeceğini söylemişti.

Tarih, 9 Ekim 2018... Kavşak henüz bitmedi.

Yayalar ve araç sürücüleri kavşak düzenlemesinden ve kavşağın bitmemesinden şikayetçi.

Toz-duman içinde kalmak ise cabası...

Kavşak bitmeden, o toz duman bulutunun içine renkli, gösterişli bir yapı dikildi.

Yapının güzel olup-olmadığına karar veremedik.

Çünkü bitmemiş bir iş var ve onun ortasına dikiliverdi.

Renkli ve "Zonguldak" yazan yapıda, Zonguldak'ın kimliği ve kültürüyle ilgili simgeler var.

Vatandaşlar da ne yorum yapacağını şaşırdı.

Beğense bir dert, beğenmese bir dert...

İnşaatı bitmemiş eve vazo ya da bir süs eşyası konulmuş gibi...

Kavşağa tekrar gelecek olursak, ısrarla bitirilemiyor.

Bitirilince, çok güzel olacağını iddia edenler de var.

Bizim de istediğimiz o yönde...

Gazeteciliği unuttu bazıları...

Zonguldak'ta yerel basında bir eksiklik var.

Bu eksikliği yıllardır mesleki büyüklerimiz ya da yaşıtlarımız çok kez yazmıştır.

Birlik yok, beraberlik yok.

A gazetesi, B gazetesini hedef gösteriyor.

Bir gazetenin yaptığını, diğeri yalanlamaya çalışıyor.

Yağcılık ile gazeteciliği karıştıranlar var.

"Yağcılık yapacağım" diye haber yapmayı unutanlar...

"Azar işiteceğim" diye soru sormaya korkanlar var.

Yaptığın haberi yalanlamaya çalışıp tatmin olanlar var.

Kendisi hiçbir şey yapmamış, hiçbir emek vermemiş...

Sen bir haber yapmışsın, gündem yaratmışsın...

Habere çullanıp işine geldiği yere çevirip, "Ben yaptım" diyenler var.

Ya da işine gelmediğinde, yalanlayanlar var.

Çalışın, üretin, kıskanmayın...

Ne oluyor size, gazeteciliği niye unuttunuz?

Başka bir gazeteye ya da gazeteciye gizli gizli saldırırken elinize ne geçiyor?

Ben size söyleyeyim mi, koca bir hiç!

Yapılacak bir hizmete, mağdur olmuş vatandaşa, geri kalmış bir kent yerine, ekmeğine yağ çaldığın bir bürokrata ya da siyasetçiye arka çıkmış oluyorsun.

Yani gazetecilik yapmamış oluyorsunuz.

Yağcılık yapmış oluyorsunuz.

Sahi neydi gazetecilik, yağcılık mı?

Yağcılık yapanlar, lütfen bizim haberlerimizi yalanlamaya kalkışmasın!