İçim yanıyor...

Endişe ve korku ile...

Yüreğim burkuluyor.

Sadece...

Kendim ve yakın çevrem için değil...

"Bizim" için...

"Ülkemiz" için elbette...

[*] [*] [*] [*]

Uzun yıllardır "Biz" olmayı savundum.

Önemini anlatmaya çalıştım.

Onlarca yazımda, kelimesi kelimesine tekrarladım.

Ama bugün...

Tam aksine...

Parçalanıyoruz...

Kanırta kanırta parçalıyorlar bizi...

[*] [*] [*] [*]

Tekrarlayayım...

Bu vatan tek başına senin, sizin...

Ve de tek başına benim, bizim...

Olamaz...

Kimse, bir diğerinin vatanseverliğini sorgulayamaz.

Caf caflı sözlere...

Övünmeli-şişinmeli nutuklara gerek yok.

Bu vatanı, hepimizin üzerinde durduğu bir halı olarak düşünün.

Bu halı altımızdan çekilirse, ne olur?

Sokak ağzıyla söyleyeyim.

Hepimiz kıç üstü otururuz!

Vatansız kalan Afganistanlı, Suriyeli, Iraklıların...

Göç yollarındaki halini...

Ege Denizi'nde boğulan kadınları, bebekleri düşünün yeter.

"Biz" olmayı yitirirsek, olacak olan bu...

[*] [*] [*] [*]

Tekrarlayalım...

"Biz" çoğul bir kelimedir.

Tek başına Türklerle, tek başına Kürtlerle...

Tek başına sağcılarla, tek başına solcularla...

Tek başına Sünnilerle, tek başına Alevilerle...

Tek başına...

Özetle kim varsa...

Tek başına onlarla...

"Biz" olamazsınız.

[*] [*] [*] [*]

Bu nasıl olur?

Kin, nefret diliyle...

Kararmış yüreklerle olmaz.

Bunun için...

Sevgi dili...

Ve sıcak yürek ister.

[*] [*] [*] [*]

Bir diğerimizi, onun düşüncesini, taleplerini yok sayarak...

Kayıtsız-koşulsuz bize "biat" etmesini...

Yani...

Boyun eğmesini, teslim olmasını...

Canını-malını bizim insafımıza bırakmasını istiyorsak...

Bu çok tehlikeli, çok korkunç bir anlayış...

[*] [*] [*] [*]

Evet, yüreğim endişe ve korku ile burkuluyor.

Kendim için değil.

"Bizim" için...

"Ülkem" için...

İnanın...

[*] [*] [*] [*]

Bu tavanın balıkları...

Yani biz, hepimiz...

Üzerimize düşeni yapalım.

Sıcak yürekleri ve sevgi dilini hakim kılalım.

Esenlikler dileğiyle...