Sevgili okurlar;

Geçen haftaki yazımı özetleyelim ve konuya devam edelim...

"Tarıma elverişli topraklarımızın yüzde 46'sı ekilmiyor, boş duruyor.

Ama biz; buğday, mısır, pirinç, fasulye, nohut, mercimek, pul biber, iğde, hatta saman, aklınıza ne gelirse üretimimiz yetmediğinden dışarıdan alıyoruz.

Bu negatif değişme, tarım sektöründe her yıl ortalama beş milyar dolar dış ticaret açığı yaratıyor.

Et konusu da farkı değil.

Konunun ilimizdeki durumu da ülke genelinden farklı değil.

Bir zamanlar bir karış boşluğa bile buğday ekilen köylerde, maydanoz manavdan alınır hale gelmiş.

Sanayileşmenin yetersiz olduğu, en önemli kaynak olan kömür üretiminin gerilediği, işsizliğin ve göçün arttığı ilimizde, konu çok daha önemli hale geldi.

Yani, tarım topraklarının toplulaştırılması, modern tarım yapılmasına elverişli hale getirilmesi gerekir.

Yani bir türküde de denildiği gibi...

'Çapa vurulmayan bu topraklara

İlkbaharda ekin ekilir bir gün...'

Hayalini gerçeğe dönüştürmek...

Bu, yıllardır benim de hayalim.

Fakat ardan geçen sürede olumlu gelişme yaşanmadı.

Topraklar yine boş.

Özetle bu konuda başarılı ve özendirici örneklere ihtiyaç var.
Çünkü bizim köylümüz, 'eliyle tutmadığı, gözüyle görmediği' şeye zor inanır. Bir de buna, ekmese de, toprağın mülkiyeti konusundaki tutucu yapısını ekleyin. Yani kendiliğinden bir şey olmasını beklemek boşuna gibi..."

[*] [*] [*] [*]

ÖRNEK ÇİFTLİKLER...

Valilik, belediyeler, Ticaret ve Sanayi Odaları veya özel yatırımcıların kurucu ortak ve öncülüğünde; ziraat, harita, inşaat, elektrik mühendisleri, mimar, ekonomist, mali müşavir, hukukçu gibi kişilerden, tarım örgütleri temsilcilerinden oluşacak bir ekibin yapacağı kuramsal ve saha araştırmaları ışığında, her ilçede en az bir ya da iki tarımsal işletme kurulacak.

Bunların statüsü; sermaye şirketi, tarımsal üretim kooperatifi vb. olabilecek.

Bölünmüş toprakların sahipleri, topraklarını aynı sermaye olarak koyup ortak olabilecekler.

Ya da uzun vadeli kiraya verebilecekler.

Ürün seçimi ve toprağın hazırlanması, yol yapılması, hafriyat ve enerji temini vb. konularında

Valilik ilgili birimleri yardımcı olacak.

Bu işletmelere, öncelikle toprak sahipleri ve yakınları istihdam edilecek.

Binalar, ihata duvar veya çitleri, arazinin düzenlenmesinde peyzaj, estetik ve sanatsal ilkelere uyulacak.

Kısaca, "başarısızlık ihtimalini sıfıra indirmek" için ne gerekiyorsa yapılacak.

Kamuoyunu bilgilendirme ve özendirme amaçlı enformasyon çalışmaları hep gündemde olacak.

[*] [*] [*] [*]

GÖZÜNÜZÜ KAPATIN VE HAYAL EDİN

Bu başarılı örneklerden sonra yüzlerce tarım ve hayvancılık işletmesi kurulmuş...

Üretim artışına paralel tarımsal girdi ticareti, ürün pazarlama, ithalat, paketleme-ambalaj, güneş ve rüzgar enerjisi, endemik ürünler üretim ve ticareti, gıda sanayii şirketleri, iş geliştirme ve mesleki eğitim merkezleri, sanayi bölge ve siteleri, oteller, restoranlar ortaya çıkmış...

Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ), ilk beşin içinde...

Zonguldak Kömürspor, Süper Lig'de...

İşsizlik kalmamış...

Göç edenler geri gelmiş...

Kültür-sanat hayatı canlanmış...

Hasılı, "Türkiye'nin Almanya'sı" olmuşuz yeniden.

Güzel hayal değil mi?

Bana kalırsa, hayal edin.

Hayali olmayanın; hedefi de, projesi de olmaz.

Ne çektiysek, seçilmiş ve atanmışların ufuksuzluğundan çekmedik mi?

[*] [*] [*] [*]

Bu tavanın tüm balıklarına selam olsun...

[*] [*] [*] [*]

NOT: Bu yazıyı okuyanlara... Eğer siz de bu hayalin gerçekleşebileceğine inanıyorsanız, paylaşın...