Yazılarımı hazırlarken, arkasında iz bırakmış ve kent yaşamının ayrılmaz bir parçası olmuş konular seçerek, konuyla bağlantılı kırıntıların hem bütünlük oluşturması hem de kent tarihine yön vermiş, tanıklık etmiş kahramanların hayat hikayelerini kayıt altına alma adına beraber işlemeye özen gösteriyorum. Benden başka kimler bu yöntemi seçer bilmiyorum, Eski Ferah Lokantası'nın lezzet tarihini ve Deniz Kulübü'nün işletmecisini, Fransızların getirdiği tenis sporuyla aynı makalede işleyebilmeyi...

Bir zamanlar küçük bir yer varmış, yerin altında ayrı bir dünyası olan, devletin imkanlarını seferber ettiği, yatırımlarını esirgemediği, işsizliğin olmadığı, zenginliği paylaşan, çalışanlarının sosyal haklarını koruyan, çocuklarının eğitimini, ailesinin eğlencesini görev edinmiş bir yer...

Yerin üstü de bir başka güzelmiş bu küçük yerde... Bir mekanı varmış ki, huzurlu, ağaçlar altında ve deniz kıyısında. Deniz kıyısı dediysek denizden 40-50 metre yukarıda bir falez üzerine konuşlanmış bir masal diyarı... Spor, eğlence, dinlenme tesisleri tenis kortuyla, deniz kulübüyle tenis müsabakalarının yanı sıra geceleri yerel müzik gruplarının canlı performanslarıyla en nadide anılar köşesini oluşturuyormuş...

Tenis ve Deniz isminin doğum yeri de bu küçük yer olmuş ilklerin şehri Zonguldak'ta.
Övünürüz! Türkiye'nin ilk ili Zonguldak diye... İlk maden mektebi, ilk bağışla yapılan lisesi, ilk piyanonun gelişi ve ilk tenis sporu ve kortunun ilimize gelişi gibi...

Fener Mahallesinin lojman ve sosyal hizmet tesisleri olarak değerlendirilmesi gündeme gelince, bu yer 1938 yılında projelendirilerek 1950 başlarına kadar, lojman, tenis, deniz kulübü ve sosyal tesisler merkezi olarak düzenlenmiş...

Neler yaşanmış o güzelim yerde ve denizinde, neler...
Ne aşklar, ne maçlar, ne turnuvalar, ne kapışmalar...
Türkiye şampiyonları çıkmış o yerde, Türkiye turnuvaları düzenlenmiş.

Tenis kortu ve Deniz Kulübü için çok şeyler yazıldı çizildi. Yazanların, çizenlerin sayısı o kadar çok ki, ne anılar, ne güzellikler yaşanmış bu diyarda...

Konuya giriş yaparken kulağıma bazı seslerin geldiğini de duyar gibiyim..." Madenci yerin altında çalışırken onlar buralarda tadını çıkartıyorlar..." Yerin altıyla üstü arasında farklı yaşamlar her zaman tartışma konusu olsa bile acısıyla tatlısıyla hepsi "Zonguldak'ın var oluş sebebidirler..."

TENİS VE ZONGULDAK...

1910'lu yıllarda Fransızların kente gelmesi ile birlikte sosyal amaçlı tesisler yapılmaya başlanmış ve yayla konağı yanında yabancı mühendislerin tenis oynadığı ilk tenis kortu yapılmıştır. 1937 yılında havzada Fransız yönetimine son verilerek, yönetimin Etibank'a devredilmesi ile birlikte çalışma koşulları ve sosyal yaşamı iyileştirme çalışmaları başlar. Bu çerçevede Etibank'a bağlı bir isletme olan EKİ tarafından 1938'li yıllarda şehir merkezinde önce şehir stadyumunun bulunduğu yerde, daha sonra da Fener semtinde şimdi bulunduğu yerde tenis kortları yapılır.1947 yılında Üzülmez'de bir adet ve Kozlu, Kılıç sitesinde iki adet tenis kortu yapılır. Tenise olan ilginin artması ile birlikte bir kulüp kurulması ihtiyacı ortaya çıkınca zamanın EKİ umum müdürü Zeki Yerdelen önderliğinde 1951 yılında Tenis-Deniz İhtisas Kulübü kurulur. kulüp 1952 yılında aynı isimle federe olur. Uzun yıllar boyunca kentimizin tek tenis kulübü olarak şampiyona ve turnuvalara katılan kulübümüz bir çok elit ve şöhretli sporcu yetiştirmiş Nazmi Bari, Nurhan Çelebi, Daryal Yönder, Hamdi Günvar, Arif Koçak, Cenk Koray tenis görgüsü ve bilgisi ile genç tenisçilerimize önder olmuşlar, kentimizde tenis kültürünün gelişmesini sağlamışlardır.

TENİS DENİZ İHTİSAS KULÜBÜ...

Zonguldak Tenis Deniz İhtisas Kulübü 19 Temmuz 1951 tarihinde kuruldu. Zonguldak'ta 1930'lu yılların başından itibaren Halkevi bünyesinde ki Ülküspor kulübünde tenis çalışmaları yapılmış ise de, gerçek anlamda bir tenis kulübü olarak bu güzide kulübümüzü görüyoruz. Zamanın E.K.İ istihsal grup müdürü olan Osman Zeki Yerdelen önderliğinde Azmi Tlabar, Sabih Üstel, Enver Ediger, Nezih Kıral, Sabih Arca ve Azmi Halulu isimli tenis severlerin çabaları ile kuruldu Zonguldak Tenis Deniz İhtisas Kulübü ve aynı tarihte ilk maçını Ankara Kavaklıdere Tenis Kulübü ile yaptı.

TENİS DENİZ İHTİSAS KULÜBÜ BAŞKANLARI VE BAŞARILARI...

1951 yılından itibaren Osman Zeki Yerdelen, Azmi Tlabar, Nezih Kıral, Seyfettin Demirtaş, Enver Ediger, Ali Nazif Çıkıgil, Cemalettin Çekli, Turhan Bergin, Akın Yürüten, Necati Yirmibeşoğlu, Tuğrul Yıldız, Murat Ergen, Ramazan Yardibi, Mehmet İzzet Türkçelik ve şimdiki başkan Çetin Özçep başkanlığında görev yapan yönetim kurullarında onlarca yönetici tenise hizmet etti.

Bir ihtisas kulübü olarak binlerce sporcu yetiştirdi, bu sporcular uzun yıllar boyunca kentimizin tek kulübü olarak ilimizi yurt içinde yapılan turnuvalarda temsil etti. Nurhan Çelebi, Hamdi Günvar, Ovidiu Pavel, Bülent Dündarülgen, Ali Yüksel, Selçuk Altınalev ve Bahattin Sayın gibi antrenörlerin yetiştirdiği sporcularımız başarılı maçlar oynadı. 1920'li yıllardan gelen kentimizin tenis kültürünü ve görgüsünü her zaman için diğer sporculara örnek olacak şekilde gösterdi. Özellikle Nurhan Çelebi ve Ovidiu Pavel dönemlerinde çok başarılı sporcular yetişti, bu sporcular katıldıkları turnuvalarda öne çıktı ve dereceler yaptı.

Bu asırlık kulübün sportif başarısının yanı sıra kentin, kültür ve eğitim yuvası işlevini de üstlendi. Yaklaşık 300 üyesi bulunan kulüp, günümüzde artık modern bir spor tesisidir. Son yıllarda kortlar akrilik malzeme ile kaplanarak ülkenin en yüksek standartlı kortlarından biri haline geldi. Kulüp binası, soyunma odaları, tribünler ve bahçe elden geçirilerek üyelerin ve sporcuların zevkle zamanlarını geçirebilecekleri şekilde düzenlendi.

CENK KORAY VE ZONGULDAK...

Sunucu, gazeteci ve yazar Cenk Koray, Adanalı baba ve Bartınlı anneden 1 Ağustos 1944 tarihinde Adana'da doğdu. İş durumundan dolayı Zonguldak'a geldiler. Annesi Dürdane Koray ilkokul öğretmeniydi. Annesinin çalıştığı Namık Kemal İlkokulunda üçüncü sınıfa kadar okudu, dördüncü ve beşinci sınıfını annesinin isteğiyle Mithat Paşa Okulunda tamamladı. 1956 yılında Ankara TED Kolejine gidip oradan mezun oldu. Zonguldak'ta ikamet ettiği zamanlarda ve sonrasında tenis sporuyla yakından ilgilendi. 1951 yılında kurulan Zonguldak Tenis Deniz İhtisas Kulübün'de küçük yaşlarda tenis oynamaya başladı. Yaşantısının Zonguldak'ta geçen günlerini Televizyon programlarında ve dost sohbetlerinde dile getirdi. Öyle ki Akşam gazetesinde yayınlanan köşesinde zaman zaman Zonguldak'ı kısa paragraflarda kaleme aldı...

"...Fener Mahallesi'nde müthiş bağlılık ve birlik içinde bir grubumuz vardı ki, bugün bile beraberliğimizi sürdürüyoruz. Raif'Ten tutunuz da Çıta Mehmet'e, Osman Poshor'dan tutunuz da Tahsin Pamir'e, Erdal Arpat'tan tutunuz da Abey Narman'a kadar uzanan bir gençler topluluğu...
Bir de şehidimiz var, hiç unutamadığımız. Kahpe Asala'nın kurşunu ile Tahran'da şehit verdiğimiz Işık ağabeyimiz..."
Cenk Koray (Cenk Meydanı - Akşam)

Cenk Koray ismi Zonguldak'ta oynadığı tenis sporuyla anıldı...
Beşiktaş Kulübü'nün 20 yıla aşkın bir süredir de üyesiydi.

Koray, Ankara Hukuk Fakültesi'ni bitirdi ve avukat oldu. 24 yaşında sanat dünyasına adım atan Koray, bir süre sonra 'sanatçılığın ve sunuculuğun avukatlıkla bağdaşmadığı' iddiasıyla Ankara Barosu'ndan ihraç edildi. İtiraz eden Koray, Ankara Barosu'na tekrar alındı. Ancak bu kez de Koray barodan istifa ederek avukatlık yaşamını noktaladı.
Uzun süre tenis hakemliği yaptı. Yönettiği maçlarda yaptığı şovlarla dikkati çekti ve TRT'den teklif aldı. TRT televizyonunun yeni yayına başladığı 1968 yılında tenis hakemliği yapan Cenk Koray 1974 yılında sunuculuğa başladı.
1996 yılında yazdığı "Kur'an - İslamiyet, Atatürk ve 19 Mucizesi" adlı kitabı ülke çapında tartışmalara sebep oldu.
Ölmeden bir kaç sene önce 31 Ağustos 1996'da 19 yaşındaki oğlu Nihat'ın kendi kollarında ölmesi ile büyük bir acı yaşadı.
Cenk Koray, 23 Temmuz 2000 günü evinde geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti.
Ölümünden sonra Zonguldak'ta adına kulüp tarafından tenis turnuvaları düzenlendi...

DENİZ KULÜBÜ...

Zonguldak Tenis Deniz İhtisas Kulübü, 19 Temmuz 1951 tarihinde kuruldu. İsminden de anlaşıldığı gibi Deniz Kulübü yemek ve eğlence salonu da kulübe bağlı organ olarak aynı yönetime bağlıydı. Ereğli Kömürleri İşletmesinin mülkü olarak işletilen kulüp, kentimize gelen konukları ağırlamak ve kurumda çalışan üst düzey yöneticilerin misafir ve ailelerine mahsus üyelik kartı usulü sistemiyle çalıştırıldı. 1980 başlarında halka açılan kulüp kiraya verildi. 2014 yılına kadar müstecirler tarafından işletilen kulüp daha sonra özel idareye devredildi.

Onlarca müstecirin çalıştırdığı kulübü 28 sene gibi en uzun dönemle Metin Koçaklı çalıştırdı. İşletmeciler arasında lezzet ve hizmet bakımından bir asırdan fazla kent mutfağına adını yazdıran eski Ferah Lokantası ailesi de bir dönem Deniz Kulübünü çalıştıranlar arasında yer aldı.
Deniz Kulübü tarihe yön veren konukların misafir edildiği yer olduğu gibi, çok konuşulan, kaleme alınan, ünlü sanatçılara sahne olan, Zonguldak halkının özel günlerinin mekanı oldu.
Kapısındaki Rasim amca, Bayram amca, büfesinde Ali amca, Ramazan Koçaklı, Temel Küçük gibi birçok emektar çalışanı bugün hala konuşuluyor...

DENİZ KULÜBÜ MÜSTECİRİ "METİN KOÇAKLI..."

1947 yılında Zonguldak'ta doğdu, gençlik yıllarında Almanya'ya işçi olarak gitti, 13 sene Almanya'da kaldı, 2 sene YSE'de (Yol Su Elektrik) çalıştı, sırasıyla kahvecilik, lokal işletmecisi, sinemacı ve en son Deniz Kulübü müstecirliğini yaptı, Zonguldak'ta eğlence kültürünün gelişmesinde büyük emekleri olup, kente ilk restoran kültürünü ve hizmetini de Metin Koçaklı'nın işlettiği Deniz Kulübü sundu...
Deniz Kulübü'nü, kardeşleri ile 28 sene çalıştırıp Zonguldak halkından takdiri aldı. Kaliteyi, güveni ve lezzeti halkla buluşturan şehrin sevilen siması Metin Koçaklı, evli ve iki çocuk babası olup halen Zonguldak'ta yaşayan kent sakinidir...

DENİZ KULÜBÜ MÜSTECİRİ "HİLMİ ŞİMŞEK..."

1930 yılında Bolu'nun Mengen kazası Türkbeyli köyünde doğan Hilmi Şimşek, 1937 yılında babası Seyfettin Şimşek ile birlikte, büyükbabası Arif Şimşek'in yanına Fransızların mutfağında aşçı olarak çalışmak için Zonguldak'a geldiler.
Bir asırlık aşçılıktan gelen ailenin dördüncü kuşaktan Hilmi Şimşek ve çocukları Seyfettin, Yaşar ve Hürriyet tarafından işletilen eski Ferah Lokantası bir dönem babaları Hilmi Şimşek idaresinde 1969-71 yılları arasında Deniz Kulübü'nü de çalıştırdılar.
Hilmi usta 2009 yılında vefat edene kadar şehir merkezindeki iş yerlerinde lokantacılık işine ailesiyle birlikte devam etti.

FERAH LOKANTASI (ESKİ)...

Mengenli Aşçı Arif Şimşek'in pişirmeyi çok iyi bildiği ancak evine getirmekte zorlandığı ekmeğin peşinden 1925'lerde çıktığı yolculuk, Zonguldak'ta son bulur. O yıllarda, Fransızlar, ülkenin ekmeği bol bu maden kentine, üretim kadar kültürel olarak da egemendir. Yerin altındaki isli karanlılarda cehennemi bir faaliyet sürerken, yerüstünde dans salonları, tenis kortlarıyla bambaşka bir hayat yeşermektedir. Tam da bu zamanlarda kente gelen Arif Usta Fransızların baş aşçısı olarak çalışmaya başlar önce. Böylece ailesinden edindiği yemek kültürüne Fransız mutfağından da esintiler katar. İyi bir aşçı olduğu kadar girişimci bir ruha da sahiptir Arif Şimşek. 1930'da, Yeniçarşı'da, oğlu Seyfettin'le birlikte ilk lokantasını açar. Adı da o dönemin ruhunu yansıtmaktadır. "Yurttaş Türkçe Konuş" kampanyalarıyla doruklanan Dil Devrimi'nin en ateşli zamanlarındır ve şimdi bile rastlanmayacak çıtır çıtır Türkçe ile "Doyuran Aşevi" koymuştur adını. Doyuran Aşevi Zonguldak'ın ilk lokanta gibi lokantasıdır aynı zamanda.

Bir süre sonra "Doyuran Aşevi"nin adı mekanda yapılan düzenlemenin ardından, "Şimşek Lokantası" olarak değiştirilir. Bir anlamda aslına rücu edilmiş, kimilerine özentiymiş gibi gelen sözcüklerden arındırılarak ailenin soyadı verilmiştir işletmeye... Mengen mutfağının incelikleri, güler yüzlü hizmetle birleşerek berekete dönüşür burada da, lokanta kabına sığmaz hale gelir...

60'lı yılların başına gelindiğinde Torun Hilmi Şimşek yüzünü Gazipaşa Caddesi'ne döner. Kentin tüm yükünü tıpkı şimdilerde olduğu gibi Gazipaşa Caddesi çekmektedir o yıllarda da. Oraya yakın bir mekan hem müşteri profilini, hem de hizmet anlayışını değiştirecek, daha kaliteli hizmet sunma olanağı verecektir Şimşeklere. Gazipaşa'nın paralelindeki Nizam Caddesi'nde, halen hizmette olan yer bulunur ve oraya taşınılır. İşler ve kalite bir gömlek daha yukarıya taşınmaktadır artık. Bu yeni konsepte uygun isim aranır.

ESKİ FERAH LOKANTASI VE PRENSES FARAH DİBA...

Aranan isim bulunur, ilhamını İran Şahı Pehlevi'nin güzeller güzeli karısı Farah Diba'dan alarak "Ferah Lokantası" koyarlar yeni yerdeki, yeni işletmenin adını. Televizyonların henüz olmadığı o yıllarda Farah'ın adı bir fırtına gibi esmektedir dillerde. Şah Rıza Pehlevi, Zonguldak'a gelirken kendine eşlik eden ve tüm ülke halkının gönlünde bir başka taht kuran, Zonguldak'ta gündem yaratan Prenses Süreyya'dan boşanmış, güzelliği bir başka destan olan Farah ile evlenmiştir. Eskilerin deyimiyle ismiyle müsemmadır ayrıca; yeni mekan, havadar, aydınlık görünümüyle lezzet kadar ferahlık da sunmaktadır müşterilerine... Ferah Lokantası kentin en ünlü yemek yerlerinden biridir artık. Müşteri profiline esnafların yanı sıra, Gazipaşa'nın banka çalışanları, EKİ'nin bürokratları da dahil olmuştur. Bu nezih mekan kente dışarıdan gelenlerin uğrak yeridir de aynı zamanda. Devlet adamları, siyasetçiler, sanatçılar, liglerde fırtına gibi esen Zonguldakspor deplasmanına gelen takımlar, tiyatrocular, sanatçılar için de kentteki en önemli lezzet durağıdır.
(Bu paragraf Halkın Sesi Gazetesi Nermin Akkaya çalışmasından alıntıdır).

Ferah lokantası ailesi 2016 yılında hizmetlerine ve lezzetlerine bir süre mola verdi. Zonguldak halkı çeşit ve lezzetin tekrar geri gelmesini, asırlık geleneğin devam etmesini sabırla ve özlemle bekleyecek...


Yardımcı kaynaklar...
Zonguldak Nostalji
(zonguldaknostalji.com)
Zafer Kalafat (ZOKEV... Zonguldak
Kültür ve Eğitim Vakfı Başkanı)