Zonguldak eski rıhtımın ve yeni limanın tarihi, geçmiş yazılarda fotoğraf ve belgelerle ayrıntılı bir şekilde kaleme alınmıştı. Yeni liman inşaatından önce yaşanan deniz felaketleri ve fırtınalarını da kaleme alınmıştı. Konu başlıklarıyla hatırlatmak gerekirse, eski liman tarihini “Kömürün Limanı”, yeni liman tarihini “Bağlama limanımız:Zonguldak” ve “Fırtınalı günler” isimli eski makaleleri inceleyebilirsiniz…

Bu yazıda, 1957 yılında bitirilen yeni liman ve yükleme tesislerinin günümüze kadar geçen zaman içindeki deniz trafiğinden ve liman içi hizmet gemilerinden söz etmek istiyorum…
Nefes almak, manzaraya karşı çay yudumlamak için oturduğumuzsahilde, film izler gibi seyrettiğimiz liman içi trafik hareketliliği, hatıraları ve emektarları…

YENİ LİMAN VE HOLLANDA ŞİRKETİ…

1890’lı yıllarda inşa edilen eski rıhtım ve kömür yükleme tesisleri, birçok kez onarılıp ilave tesisler yapılarak 1950’lere kadar kullanıldı. Bir mendireğin koruduğu yükleme iskelesinden oluşan mevcut limanda barınma sorunu olup, fırtına esnasında limanda gemilerin yüklenmesi olanaksızdı. Liman ve yükleme tesisi gereksinimi karşılayacak durumda değildi.
Bu nedenle, taşıma kapasitesi üretim artışının önünde engeldi. Bu engelin çözümü için limanın ve tesislerin genişletilmesi gerekiyordu.
1948 tarihinde ‘Marshall Planı’ çerçevesinde sağlanan 103,5 milyon dolar dış parasal kaynak ile uygulamaya kondu. 3 milyon ton kömürün Zonguldak limanından denizyolu ile sevk edilmesi gerektiği belirtiliyordu. Bu plan kapsamında, yeraltı yatırımlarının yanı sıra yerüstünde Zonguldak Limanı
ve seri yükleme tesisleri, Zonguldak ve Çatalağzı lavuarları ile bu tesislerin demiryolu bağlantıları yapılacaktı..

Uzun çalışmalar sonucu, “Konınkılıjke Nederlandsche Maatschappıj Voor Havenwerken N.V“ (Hollanda Kraliyet Liman İnşaat Şirketi) koşulları en uygun teklif olarak kabul edildi. 11.03.1949 tarihinde başlayan ihale görüşmeleri sonucunda, 24.06.1949 tarihinde mevcut limanın genişletilmesi demiryolu bağlantısı ve kömür yükleme tesisleri yapımı mukavelesi imzalandı.
Aynı yıl Hollanda şirketi Zonguldak liman inşaatı için gerekli malzeme ve insan gücü ekipmanını kurarak inşaata başladı…



MÜDÜR MENNO VENEEKLAS…

Hollanda şirketinin Zonguldak liman inşaatından sorumlu
müdürü “Menno Veneeklas”. Liman inşaatında çalışan Hollandalı personelin muhasebe işlerini de yürütüyor. Kendisine tahsis edilen Fener semtinde ailesiyle birlikte lojmanda oturuyor. Liman inşaatı sürecini fotoğraflarla belgelemiş birisi... “Marina” isminde kız çocukları var. Menno, karısı ve Kızı Marina, Zonguldak’taki işleri sona erince, kızları 8 yaşındayken Hollanda’ya geri dönmüşler. Kızları Marina, çocukluğunu geçirdiği Zonguldak’ı tekrar görmek için 2005 yılında ikinci kez Zonguldak’a gelmiş…





Araştırmacı yazar “Saffet Can”, Hollandalı misafir Marina’yla bilgi alışverişi yapan ve yanında getirdiği fotoğrafları görenlerden birisi olarak bir söyleşisinde bilgiler vermişti…
“Valizinde yüzlerce fotoğraf vardı ve bizimle paylaştı. Tek
şartı babası “Menno”nun adı anılmasını istedi. Biz de şimdi onu anıyoruz. Menno bu fotoğraflardan dört suret bastırmış. Birincisi Amerika’ya gönderilmiş.
Diğeri Hollanda’ya. Üçüncüsü o zamanın TTK’sına. Dördüncü de kendisine. Amerika ve Hollanda’yı geçelim. TTK’dakiler meçhuller arasında, belki de Sekalık.
Sonuncusu Menno’daki fotoğraflardan kalan bu fotoğraf, fırtınadan sonra kullanılan vinç ve ekipmanın hasar gördüğü fotoğraf”…


HOLLANDALI GEMİCİLER…

Saffet Can’ın verdiği bu bilgi ve fotoğrafla bağlantılı bir başka anı daha var. Şehrin tanınmış esnaflarından, 2012 yılında aramızdan ayrılan “Hüseyin Şeker”in kaleme aldığı hikayesi…Karadeniz'in fırtınalarla coştuğunu çok gördüm. Ama dalgalarının geçen haftaki kadar azdığını, çocukluğumdan beri görmemiştim.
Sanırım 1945- 50 yılları idi, Hollandalıların Hindi-Çini’den Zonguldak Limanı inşaatı için getirdikleri mendirek içinde duran vinçlerini ve kılavuzlarını batıran bir fırtına yaşamıştık.
Bizim dükkânın etrafındaki meyhanelerde (Yeni Çarşı) içen
Hollandalı gemiciler, “Gemileriniz batıyor” diye haber gelince inanmadılar.
Orta parmaklarını göstererek dalga geçtiler. Ne zaman ki, bunları meyhanelerden toplayanlarla mendireğin oraya gittiler. Koskoca okyanusları geçen, liman inşaatında çalışacak olan gemilerinin suya batmış olduğunu, şaşkınlıkla gördüler.
Hollandalılar, Avrupa’nın çingene milletidir. Batan vinçlerini ve diğer makinelerini tekrar yüzdürdüler.
Güpegündüz azan Karadeniz, onlara ne menem bir deniz
olduğunu göstermişti.
Hollandalı gemiciler, daha sonra meyhanelere tekrar içmeye gelince, onların meşhur orta parmak işaretine karşılık, bizim Türkler de meşhur “na’haber?” el hareketimizi (şaklatarak) gösterirlerdi.

TÜRK VE HOLLANDALI YÖNETİCİLER…
Hollandalı firmayla çalışan Zonguldaklı personelden merhum
“Hayrettin Gerçek”in kişisel albümünden oluşan liman inşaatı fotoğraflarını oğlu “Sinan Gerçek” bize yolladı. Hollandalı ve Türk mühendislerinin inşaat sahasındaki çalışmalarına ait fotoğrafları görüyorsunuz…






YENİ LİMANDA İLK DENİZ KAZASI…
Zonguldak liman inşaatı bitirildikten sonra, kuzey ve güney
mendirekleri sık-sık fırtına yaşanan Karadeniz’in azgın dalgalarına karşı iyi bir korunak oldu. Geçmişte yaşanılan liman içi deniz felaketleri bitti, ancak 959 yılında yaşanan liman ağzındaki ilk deniz kazası klavuz kaptanlara da iyi bir ders oldu. Fırtınalı havalarda limana giriş yapan gemiler, liman ağzına
yaklaştığında, geminin burnu kuzey mendireğinin kestiği akıntı alanına çekiliyor, kıç tarafı ise aynı akıntıdan dolayı geminin yalpalamasına sebep oluyordu Dümen hakimiyetini kaybeden gemi sürüklenip karaya oturabiliyordu.

Zonguldak’a kuru yük için gelen “İnal” gemisi Fırtınalı bir
gün Şubat 1959’da kömür almak için geldiği Zonguldak limanına giriş yaparken sürüklenmiş ve güney mendireğinin olduğu (Şimdiki Karakum) alana çarparak 19 derecelik bir açıyla karaya oturmuştu. Omurgasından ağır hasar alan geminin yüzdürülmesinden ümit kesilmiş ve parçalanarak sökülmüştü.
Bugün için aynı akıntıya maruz kalan gemiler, İnal
batığından alınan dersle klavuz eşliğinde dikkatle manevra yaptırılarak limana girmektedir.


YENİ LİMANDA, ESKİ VASITALAR…
1957 yılında resmi törenle hizmete giren Zonguldak limanı ve liman tesisleri, artan deniz trafiği, liman içi hizmet vasıtalarının yetersizliği sebebiyle yeni deniz vasıtaları alınmasına sebep oldu…
Eski buharlı dip temizleme ve derinleştirme kovalı “Tarak
gemisi”, “Asma” römorkörü, “ Kozlu” , römorkörü ve “Zonguldak” palamar teknelerinin yerine yenileri alınarak, Eski vasıtalar kapalı zarf usulü ile satılmak üzere. Ankara’da T.K.İ. (Türkiye Kömür İşletmeleri) Kurumu Genel Müdürlüğün, İstanbul’da T.K.İ. Kurumu, İstanbul Satın alma Müdürlüğünden;
Zonguldak’taki işletmemiz E.K.İ (Ereğli Kömürleri İşletmesi) Ticaret – Materyal Müdürlüğünde 9 Ağustos 1966 tarihinde ihale ile satılmıştır… Satılan liman içi hizmet vasıtalarının yerine alınan yeni ekipmanlar daha düne kadar Zonguldak’ın
ekonomisine katkıda bulunmak için canla başla hizmet vermişlerdir…





YENİ LİMANDA, YENİ VASITALAR…

TARAK GEMİSİ…

2005 yılına kadar, her Zonguldaklının sahilde banka oturup
manevralarını ve çalışmasını saatlerce izleyip doyamadığı, liman ailesinden biri olan kovalı dip tarama ve temizleme “Tarak Gemisi” vardı. Liman artıklarını açık denize taşıyıp boşaltan iki adette atık gemisi vardı. “Murat Turgut” ve “Sefer Garip” ismindeki bu gemiler (İsimler eski gemi kaptanlarının
isimleridir. Limana hizmet vermiş bütün kaptanlarımızı saygıyla anıyoruz) Tarak’ın manevralarını sağladıkları gibi
dönüşümlü olarak taraktan yükledikleri atıkları açık denize taşıyıp altında bulunan kapaklarını caka ederek boşaltıp geri gelirlerdi…

1959 yılında Rusya’dan 604 bin dolara alınan Tarak Gemisi
saatte250 metreküpatığı, 10 metre derinlikten kovalarla tarayabilme özelliğine sahipti. Karaya halatlarla sabitlenerek çalışan Tarak, yine karada özel yapılmış elektrik panosundan alınan elektrik enerjisiyle çalışırdı. Karaya bağlı halatlar tehlike
arzediyor, “Yaklaşmayınız” uyarı levhasına rağmen kopan çelik halat sebebiyle iş kazalarına sebep olurdu.


1959 yılında liman hizmeti için alınan Tarak Gemisi, 2005
yılında kilo işi hesaplanarak eski rıhtımda parçalanarak hurdacıya satıldı…


EMEKTAR RÖMORKÖRLER…
Eski rıhtımın başladığı noktada, Ulaştırma Müdürlüğü binası
ve önünde liman atölyesi bulunuyordu. Atölye yıkıldı ancak bina çok şükür yerinde. Zaten bu alan Zonguldak tarihinin kent hafızası adına en eski alanı…
Tarihi kömür yükleme iskelesi ve liman hizmetlerinin bir asırdan fazla kullanıldığı bölge. Liman vasıtalarının da barınağı burası. Çocukluğumdan günümüze kadar en çok ziyaret ettiğim yer, sanırım bütün Zonguldaklılar gibi…

“Yıldız”, “Meltem”, “Armutlu”, “Ereğli” ve“Çaydamar” römorkör gemileri… İskele babalarına bağlı baba gibi gemiler. Yaşları çoğu Zonguldaklıyla yaşıt… Aslında yaşıttı demek gerekiyor çünkü onlarda mazideki yerini aldı. Gözler arasa da artık yoklar!!!

Ben onlara “Üç Silahşörler” ismini takmıştım.‘Yıldız’, ‘Meltem’, ‘Armutlu’ isimleri eski nesil römorkörlerinin sonuncusu olma özelliğini de taşıyordu.
Marshall yardımı kapsamında hibe yoluyla 1949 ABD yapımı31 metreboyunda 1200HP gücünde,12 milhız yapabilen Yıldız ve Meltem römorkörleri alındı. 1961 yılında Almanya’dan Armutlu geldi… “Armutlu” teknik ve donanım olarak26 metre
boyunda7.5 metregenişliğinde ve tek motorlu vasıtaydı, bir kaptan, bir makinist, bir makinist yardımcısı yağcı ve 2 halat sorumlusu gemici olmak üzere toplam 5 kişilik mürettebatla 24 saat liman hizmeti vermekteydi.

2005 yılında “Meltem”, 2012 yılında “Yıldız” kesime gitti.
Türkiye’nin en yaşlı römorkörü olma özelliği taşıyan “Armutlu” Ekim 2016’ya kadar “Baş klavuz” olarak limanımızın maskotuydu…
Son silahşör ‘Armutlu’yu, Yalova’da özel bir römorkör yapım firması kendi müzesinde kullanmak üzere 70 bin TL’ye satın aldı. Zonguldak’ı terk edeceği güne kadar kamuoyunun haberi olmadı. Son kez oda bağlama limanını bir daha geri dönmemek üzere terk etti…


TREN FERİ RIHTIMI…
Tren ve yük vagonu sevkiyatının deniz yolu ile taşıma işlemi için yapılmış donanımlı rıhtımlara “Tren Feri” rıhtımı denir.
Zonguldak-Ereğli arası tren yolu hattının bağlanması 1943
yılında gündeme gelmiş olsa bile proje başlamadan rafa kaldırıldı…Zonguldak Ereğli arası 60km’lik sahilden oluşuyor.
60km den kısa mesafeli denizlerde Tren feri kullanımı yüksek maliyet sebebiyle tercih edilmiyor. Bu mesafe denizyolu yerine demiryolu ile bağlanmış olsaydı sadece hammadde ve yük taşıması yanında, batıya açılan kapı olması sebebiyle yolcu taşımacılığı içinde bir çözüm olabilirdi…
Ereğli-Erdemir (Ereğli Demir-Çelik) şirketi ile Zonguldak arasında hammadde ve ürün taşınması için her iki limana Tren feri rıhtımı ilave edilmiş ve “Erdeniz” gemisi satın alınmıştı.. Zonguldak limanına ek rıhtım inşa edilmiş ve 2007 yılında deniz yoluyla Zonguldak-Ereğli tren ve yük vagonu taşımacılığına başlanmıştı…
4 yıl gibi kısa bir süre sonra bu taşıma sisteminden vazgeçildi, geride kaderine terkedilmiş Tren feri rıhtımı Zonguldak’ın başına kaldı… Karadan demiryolu hattı yapılsaydı, bedeli kaça mal olursa olsun Zonguldak-Ereğli demir yoluna kavuşulmuş olacak halkta faydalanmış olacaktı.
M/F ERDENİZ; Türk Bayrağı altında seyahat ediyor. 1979
yılında inşa edildi… 2007 - 2011 yılları arasında Zonguldak-Ereğli hattında hizmet verdi, Bu hat iptal edildikten sonra ve halen Derince -Tekirdağ arasında Tren-Feri gemisi olarak çalışıyor…


Yardımcı Kaynaklar…
Zonguldak Nostalji
zonguldaknostalji.com