23 Aralık 1930.


Seksen yıl önce.


İbrahim Hoca ve Derviş Mehmet İzmir&[#]8217;in Menemen ilçesinde yeşil bayrak açıyor.


Menemen halkını bu bayrak altında toplanmaya ve Cumhuriyet rejimine karşı ayaklanmaya çağırıyor.


Amaç Cumhuriyet rejimini yıkıp, yerine şeriat düzenini kurmak.


Bir cami avlusunda toplanan İbrahim Hoca ve Derviş Mehmet&[#]8217;in adamları kendilerine bir manga asker ile karşı çıkan Yedek Subay Mustafa Fehmi Kubilay&[#]8217;ı bağ bıçağı ile yaralıyorlar.


Kubilay&[#]8217;ı yaralamak ile kalmıyorlar, başını kesiyorlar.


Mustafa Fehmi Kubilay&[#]8217;ın kesik başı yeşil bayrağın sopasının ucuna takıyorlar ve sokaklarda dolaştırıyorlar.


İbrahim Hoca ve Derviş Mehmet, Mustafa Fehmi Kubilay ile birlikte kendilerine karşı çıkan iki bekçiyi de öldürüyorlar.


Durumdan haberdar olan ordu birlikleri hızla Menemen&[#]8217;e geliyor ve elebaşı Derviş Mehmet ve iki adamını öldürerek isyanı bastırıyor.


Balıkesir, Manisa ve Menemen&[#]8217;de sıkıyönetim ilan ediliyor.


Durumu öğrenen Mustafa Kemal Atatürk, Ankara&[#]8217;da Başbakan İsmet İnönü, Milli Savunma ve İçişleri Bakanlarıyla bir toplantı düzenliyor ve sıkıyönetim mahkemelerinin hükmedeceği cezaların bütün mürtecilere ibret olacak biçimde verilmesi ve olaya karşı çıkmayan Menemen halkının başka yerlere göç ettirilmesi kararı alınıyor.


Sonradan Menemen halkının tümünün cezalandırılmasından vazgeçilerek General Mustafa Muğlalı başkanlığında kurulan sıkıyönetim mahkemesi 2200 kişiyi yargılıyor.


Yargılama sonunda 34 kişi idama mahkûm edilirken 41 kişi de çeşitli cezalara çarptırılıyor.


&[#]8230; ve belki de başka yerlere göç ettiriliyor.


Sıkıyönetim mahkemesi soruşturmalar sonunda olayın siyasi bir yönünün bulunmadığına ve sınırlı nitelikte olduğuna karar veriyor.


&[#]8220;Nereden çıktı Menemen olayı?&[#]8221; diye soracak olursanız,


&[#]8220;Pazar günü ansiklopedileri bir karıştırayım&[#]8221; dedim.


Yukarıda yazılanlar ansiklopediden aktarmadır.


Çocukluğumdan beri Cumhuriyet karşıtlarının davranışları ilgimi çeker.


Bütün dünya, Mustafa Kemal Atatürk&[#]8217;ün ve silah arkadaşlarının yüzyılın dehaları olduğu konusunda hemfikir iken, bizim bazı insanlarımızın bunu neden anlamadıklarına bir türlü aklım yatmaz.


Mustafa Kemal&[#]8217;i, Cumhuriyet rejimini anlamamak bir yana, bin bir emek, milyonlarca şehit verilerek ortaya çıkan eseri yıkmaya çalışmanın mantığını anlayamıyorum.


Bu gün yaşayan ailelerin her birinde kurtuluş savaşında şehit olmuş dedelerin anıları anlatılmaktadır hala.


Ülkelerin doksan yıllık, yüz yıllık geçmişi daha dün sayılmaktadır.


Daha dün, ülkemizin bütünü üzerinde hak iddia ederek topraklarımızı işgal edenlere karşı verilen Kurtuluş Savaşı dünya tarihinde örnek gösterilirken, o örnekten biz neden nasiplenemiyoruz?


Bu topraklar ve bizlerin geleceği için şehit düşen, sakat kalan dedelerimizin ruhları şad olsun.


Menemen olaylarını yaratan İbrahim Hoca ve Derviş Mehmet&[#]8217;in torunları dedelerini nasıl anıyordur acaba?


Kimlerdir, ne iş yaparlar?


Şimdi Cumhuriyet ve demokrasinin nimetlerinden yararlanıyorlar mıdır acaba?