Bartın'ın Amasra ilçesindeki Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğü'ne bağlı maden ocağında meydana gelen grizu faciasında 41 maden işçisi hayatını kaybetti.
Işıksız, havasız, ıslak, tozlu bir ortamda çiçek gibi açan maden işçilerinin ruhları şad olsun.
Amasra ve tüm havzada hayatını kaybeden, bu ülkenin enerji ihtiyacını karşılamak için can veren tüm madencilerin mekanı cennet olsun.
Yüzlerce metre aşağıdan yer yüzüne hayat vermeye çalışan madencilerin Allah yardımcısı olsun.
Bugün onları en sevdiğim madenci şiirleriyle anmak istiyorum...

Kömür...
yine bir kömür
kütürdedi sobada
kayıp bir madencinin
kalbi rastgeldi
atıverdi sıcak odada

Sunay Akın

Ay Oğul...
Kömür gözler
Karadeniz derler bir kara derya
Abanmış üstüne Kozlu'da çocukların
Kömür müdür, yürek midir ocaklardaki
Ağıt mıdır, figan mıdır bacalardaki
"Zonguldak Zonguldak" vurur yüreğim
Zonguldak dertlerim günde beş öğün
Katarlanır albayraklı cenazelerim,
Kimi ağlar ekmek ekmek, ne bilem
Kimi ağlar okul okul, ne bilsin
Ne bilsin grizuyu, grevi, sendikayı, Kemal'im
Ne bilsin yoksul yetim
Sen hep Samsun'a mı çıkarsın ay oğul ay Kemal'im
Hele bir de kömürlere
Çık hele bir
Çık hele bir Kemal'im!

Hasan Hüseyin Korkmazgil

Bu Şiir Kömür Kokar
Öyle insanlar gördüm ki
Ölüm peşlerine düşmeye korkardı
Kılları uzamış hayvanların yanı sıra
Ya kuyulara iniyorlar
Ya kuyulardan çıkıyorlardı
Kazmaları, kürekleri, lambalarıyla
Ya insanlar gibi toprağın üstünde
Ya köstebekler gibi toprağın altındaydılar
Bir düdük sesinde bütün şehir ayaktaydı
Dağlara-tepelere doğru bir ayaklanmadır başlıyordu
İkinci düdüğe kadar bütün şehirde tıs yoktu
Uyudum, uyandım hep aynı seslerdi
Anladım insanlar bir vardiyaya giriyorlar
Bir vardiya çıkıyorlardı
Anladım en kısa ömür insan oğlunundu
Sonra kurtlar, böcekler ve tarla farelerinindi

İlhan Berk

Yol Türküleri...
Zonguldak yolundayız.
Dağların tepesinden,
Birdenbire denizi göreceğiz.
Denizi gökle bir göreceğiz,
Şimal rüzgarları gelecek uzaktan.
O yolcu, biz yolcu,
Şimal rüzgarlarıyla öpüşeceğiz.
Güneşli bir günde,
Masmavi göreceğiz Karadeniz'i.
Balkaya'dan Kapuz'a kadar,
Karış karış biliriz biz bu şehri;
EKİ'nin çiçekli bahçeleri
Rıhtıma kömür taşıyan vagonlarıyla;
Paydos saatlerinde yollara dökülen
Soluk benizli insanlarıyla.. .
Siyah akar Zonguldak'ın deresi;
Yüzkarası değil, kömür karası;
Böyle kazanılır ekmek parası...
Gemiler vardı limanda gemiler,
Her biri yeni bir ufka gider.

Orhan Veli Kanık

Zonguldak Ağıdı
Bir kömür, bir uzak, bir kara, bir derin...
Ellerin, yer altında yitmiş kocaman ellerin.
Yıllarca çalışırsın, gündeliğin on lira,
Açsın, susar kuyular bağıra bağıra...
O yamyassı ayakların balçık toprağa girsin,
Kim yürürse öldürürler bilirsin.
Zonguldak ölü iki gecede, gecede diri bir,
Zonguldak bir Türkiye,, bir aç Türkiye değil midir?
Tanrı yeryüzünündür, bir pay düşmez sana,
Sen yer altındasın, Tanrısızsın, anlasana...

Fazıl Hüsnü Dağlarca

Ağıtlara Yakın Durur Zonguldak
Sabahın köründe açar
Kara ağızlarını ocaklar
Ekmeğimiz derinde
Burnumda canımın kokusu
Ciğerlerimde kömür tozu
Avuçlarım patlar akşamlara dek
Karanlığa kazma sallamaktan
Kendimden kopar biraz da
Madenden kopardığım her parça
Önümde bir çimdik ışık
Arkamda grizu, göçük
Islak tüyleri değer vücuduma
Ölümün ve yalnızlığın
Yüreğimin sesi dağları oyar
Paydosa doğru her fısıltıyla
Haber sorar geride kalanlardan
Gayrı hiç dışarıya çıkmayan arkadaşlar
Bastıkça basar omuzlarıma
Dünyanın ağırlığı
Ağıtlara yakın durur Zonguldak
Kanımı süzer uzak akşamlar

Mehmet Başaran

Çaylar Kuyusu...
Ana, kardeş, çocuk bıraktılar geldiler,
Yeryüzünden yüz kırk metre aşağıya indiler
Bir uğultu duyuluyor, neyleyim neyli
Çıkamadılar tam kırk sekiz kişi idiler...
Yüzbeş işçi indi yeraltına bir postada
Kırksekizi kaldı yeraltında bir postada
İncirharmanı bölümünde Çaylar Kuyusu
Ağır olur kara gözlü kömürlerin uykusu
Çeker kucağına Ereğli'den, Devrek'ten
Nice uykusuz garipleri bir anda uyutur
Çaylar Kuyusu derler bir derin kuyudur.

Ceyhun Atuf Kansu