Zonguldak, dün de Başbakan Ahmet Davutoğlunu ağırladı.
Günlerdir müjdeler bekleniyordu.
Başbakan Davutoğlu, TTKya işçi alınacağını açıklayacaktı.
Ve sürpriz müjdeler verecekti.
Davutoğlu, TTKnın özelleştirilmeyeceğini, özel sektörün önünün açılacağını ve yeni istihdam yaratılacağını söyledi.
Bir de bizim bildiğimiz Filyos Limanı Projesinin hayata geçirileceğini vurguladı.
En çok da başörtüsünden söz etti.
Üniversitelerde başörtülü okunabildiğini, kamu kurumlarında çalışabildiğini anlattı.
Zaten bizim kentin en önemli sorunu başörtüydü!
13 yıllık AK Parti iktidarında Zonguldakın başına başörtüsünü geçirdik, rahat ettik.
Başörtüsünü taktık, ama bu arada nüfusumuz azaldı, TTKnın işçi sayısı azaldı, üretim azaldı.
Türkiye büyüdü, Zonguldak küçüldü.
Başbakanımız, Ordu-Giresunda denizin üstüne yaptıkları havaalanını anlattı. Hatta Hakkariye bile havaalanı yaptıklarının altını çizdi.
Ama biz Yeni Türkiyenin Başbakanı Ahmet Davutoğlunu bir helikopter pistine bile indiremedik.
Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, bir helikopter pisti sözü vermişti. Yeri gelmişken hatırlatalım. Ne oldu o helikopter pisti?
Mitingin kalabalığı da tartışıldı.
Madenci Anıtındaki kalabalık, CHP mitingine göre azdı.
Çok sıkı güvenlik önlemi vardı.
Bariyerlerin arkasında, alandakilerin yarısı kadar insan vardı.
Sağlık olsun. Bir büyük miting kazasız-belasız sona erdi. Başbakandan bir müjde duyamadık. Bir şey alamadık. Ama bir şey de kaybetmedik.
Buna da şükür
Ucuz siyasetin ilmini yazdı!
CHPnin Zonguldak 3üncü Sıra Milletvekili Adayı Deniz Yavuzyılmazın seçim çalışmalarını dikkatle izliyoruz.
Deniz, önseçim öncesi işadamı gibi konuşuyor, davranıyor, öyle söylüyordu. Genç oluşu ve bundan bir şey olmaz diyenlerin oyuyla ikinci çıktı.
Milletvekili sıralamasında üçüncü sıraya düşen Deniz Yavuzyılmaz, ağız değiştirdi.
Patronluktan emekçiliğe terfi etti. Artık o işadamı Deniz gitmiş, yerine işçi, emekçi Deniz gelmişti. Para yerine, emek vardı.
Zonguldakta ucuz siyasetin nasıl yapılacağı konusunda bir tez hazırlanacaksa, Deniz Yavuzyılmaz takip edilmelidir.
Bir kere, sosyal medyayı çok iyi kullanıyor.
Asfalt makinesinin üzerine çıkıyor, icracı bir kişilik çiziyor.
Şehit Madenciler Anıtına gidiyor, sökülen isimleri silikonla yapıştırıyor.
Çevreci gibi davranıyor.
Ne otobüs tutuyor, ne ses sistemi kuruyor.
Herkes Deniz gibi siyaset yapsa, ne kadar gürültüsüz bir şehir olurduk.
Öyle değil mi?
Yesarinin plancısı
Kent Konseyi Başkanı Yesari Sezgin, Zonguldak-İstanbul arasına hızlı tren yapılması için kampanya başlattı. Biz de Pusula Yayın Grubu olarak bu kampanyaya destek veriyoruz. Ancak işin içinde Yesari olunca, aklımız karışıyor.
Niye İstanbula hızlı tren? Ankaraya olsaydı, olmaz mıydı?
Olsun da Ankaraya hızlı tren olsun.
Oradan da plancı buluruz Yesari