Erdoğan Demir, bize kızmış. Ailesinin gazetesinde ve internet sitesinde, "Bunun makamda ne işi var?" şeklinde başlıklar atarak, yazılar yazılıyor.

Zonguldak Valisi Sayın Ahmet Çınar, makamına kimi alıp-kimi almayacağını Erdoğan Demir'e mi soracak?

Üstelik hazine arazisini işgal edip, üstüne kaçak olarak yaptığı binada yıllarca yayın yapan Demirmedya Grubu'nun Yönetim Kurulu Başkanı, aynı zamanda TSO Başkanı olan Metin Demir, her gün Valiliğe giderken sorun olmuyor da, biz gidince mi sorun olacak?

"Haber" diye yazılan iftira metninde şöyle denmiş:

"Zonguldak kamuoyu ve basın camiası tarafından yakından tanınan, sürekli şantaj ve tehdit içeren, Ereğli'deki çete liderinden para alarak, devlet makamları (Zonguldak eski Emniyet Müdürü Atilla Çınar) aleyhinde kasıtlı yayınlar yapan, aile mahremiyetini ihlal eden ahlak dışı seviyesiz yayınları ile bilinen ve gazetecilik mesleğini şahsi çıkarları için kullanan bu kişinin devletin ilimizdeki en üst makamında görülmesi 'Bu kişiyi Valilik Makamı'na kim getirdi?' şeklindeki sorulara neden oldu."

Sanki ben Vali Bey'in yanına gidemiyorum da, beni biri getiriyor!

Ey Erdoğan Demir!

Basını biz mi kendi çıkarlarımız için kullanıyoruz, yoksa siz mi?

Senin SİT'ini yazmasak, hiçbir sorun yoktu, değil mi?

Sonu "75 75"le biten numaradan arayıp başka konuşuyor, "01 49"la biten telefonundan başka yazıyorsun!

Kimin aile mahremiyetine dokunmuşuz?

Kime şantaj yapmışız?

Ben 28 yıldır haber yapıyorum. Yapmaya da devam edeceğim. Basın ahlak ve esaslarına aykırı bir durum olsa, Basın İlan Kurumu ceza kesmez mi?

Onlarca şikayet oldu. Ama hiç ceza almadık.

Yeni Adım Gazetesi benim için "çeteci, şantajcı, yalancı" yazdı. Basın İlan Kurumu, Yeni Adım Gazetesi'ne, basın ahlak ve esaslarına aykırı davrandığı için resmi ilan kesilmesi yönünde karar verdi.

Dünkü yazıyla ilgili yeni bir şikayet dilekçesi daha hazırlıyorum.

2009 yılında çete davasından haksız şekilde gözaltına alındım ve yargılandım.

FETÖ'nün yönettiği özel yetkili mahkeme tarafından hakkımda 2 yıl, 2 ay, 17 gün hapis cezası verildi.

Yargıtay, "hukuksuz dinleme" gerekçesiyle bu kararı tümden bozdu.

Bana verilen cezanın hukuksuz olduğu ortaya çıktı.

Şimdi Zonguldak 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin firardaki sanıkların ifadesinin alınmasının ardından vereceği kararı bekliyorum.

O günden bu yana görev yapan tüm valiler, milletvekilleri, belediye başkanları ve bürokratlarla çok güzel ilişkim oldu. "Erdoğan Demir'in SİT'ini yazdık" diye valiler, bürokratlar bizimle görüşmeyecek mi? Ya da Erdoğan Demir'den izin mi alacağız?

Bir de "AK Parti Zonguldak Milletvekilleri Hüseyin Özbakır, Faruk Çaturoğlu ve Özcan Ulupınar hakkında akla hayale gelmeyen yayınlar yaptığım" yalanı ortaya atılıyor.

Ben bu üç milletvekili hakkında haberler yapıyorum.

Faruk Çaturoğlu ve Özcan Ulupınar ile hiçbir sorunum yok.

Onları zaman zaman eleştiriyorum.

Aslında benim Hüseyin Özbakır ile de sorunum yok.

Bana meselenin aslını soranlara anlatıyorum.

Erdoğan Demir de, Hüseyin Özbakır'ın ne kadar kaliteli bir danışmanla çalıştığını telefon konuşmalarımızda sık sık dile getiriyor! Levent Çebi'nin ne kadar muhterem bir insan olduğunu daha uzun cümlelerle anlatıyor!

Erdoğan Demir, konuşurken başka, yazarken başka ifadeler kullanıyor, ama olsun!

Bu durumu bütün Zonguldak biliyor!

Konuyu uzatmaya gerek yok.

Erdoğan Demir, şu SİT'ini bir an önce satsın, Teoman Papila rahatlasın!

Adamın SİT'i tüm Zonguldak'ı gerdi!

Günün Fıkrası: Viagra...

Öğretmen ilaçları anlatıyordu. Zararları, yararları v.s v.s... Çocuklara sordu:

- İlaçları tanıyan, bilen var mı?

Bir öğrenci kalktı:

- Aspirini biliyorum öğretmenim.

- Ne işe yarar?

- Baş ağrısını keser, kanı sulandırır.

- Afferim...

Bir başka öğrenci:

- Ben de Panalgini biliyorum, baş ağrısına iyi gelir...

- Afferim...

Bir başka öğrenci:

- Ben Viagrayı biliyorum öğretmenim...

Şaşıran öğretmen, çaktırmamaya çalışarak, sordu:

- Ne işe yarar bu Viagra?

- İshali keser öğretmenim.

- İshali mi, nasıl yani?

- Dün akşam duydum. Annem, babama dedi ki: "Viagrayı iç de, şu pok sertleşsin."