Zonguldak Belediyesi'ne; kira, ecremisil ve su borcu olan birçok mükellef var.
Belediye, yıllardır bu alacaklarını düzenli toplayamıyor.
Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, birçok kez çağrı yapmasına rağmen alacaklar tahsil edilemiyor.
Başkan Alan, göreve geldiği günden bu yana
alacakları toplamak için sürekli iyi niyetli açıklamalar yaptı, ancak tınlayan yok.
Bu iş, güzellikle çözülemeyecek sanırım...
İlla bu kişilerin isimleri açıklanıp rezillik mi olsun?
Borcunu keyfi ödemeyenler neyin kafasını yaşıyor?
Kime, neyi diretmeye çalışıyorlar, anlamış değiliz.

Bu çöpün içinde deniz ve insan buluşamaz!
Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) ait Zonguldak Limanı içindeki çöp sorununa yıllardır bir çözüm bulunamadı.
Dün sabah, liman arkasındaki bir program için Adliye önünden köftecilerin oraya kadar yürüyerek geçtim ve çöp rezilliğini görünce, büyük hayal kırıklığına uğradım.
Zonguldak için bu yeni bir şey değil. Ancak bu çöplerin düzenli bir şekilde temizlenmesi şart. Limandaki çöp temizliğine Zonguldak Belediyesi bakmıyor,
Daha doğrusu onun görevi değil.
Peki, bu çöpü kim temizleyecek?
TTK ve Liman Başkanlığı mı?
Birinin bu sorumluluğu üstlenmesi gerekiyor. Limanı da içine alan Zonguldak'ın en güzel projelerinden biri "Sahil Projesi" devam ediyor. Projenin Adliye ve liman kısmı, 1 Eylül'de bitecek. Projenin tamamının ise, 15 Ekim'de bitirilmesi hedefleniyor.
Ancak bu kadar güzel bir proje varken, çöp olayı her şeyi bozar.
Sahil Projesi'nin amacı; deniz ile insanı buluşturmak. Ancak çöp olayına en kısa zamanda el atılmazsa, deniz ile insan buluşamaz.
Yapılan güzelim projeye de yazık olur!
TTK ve Liman Başkanlığı yetkililerine çöp olayını bir an önce çözmeleri için bir vatandaş olarak talepte bulunuyorum.
Gazeteci olarak da çağrıda bulunuyorum.

Paçalarınızdan 'çirkeflik' akıyor!
"Çirkef", kelime anlamıyla "pis ve bulanmış su" manası taşıyor.
Çirkefin ikinci anlamı ise "iğrenç ve bulaşıcı kimse ya da şey" olarak geçiyor.
Çirkef, bu anlamı ile cümlede sıfat görevi üstleniyor.
Çirkefin kelime anlamına uyanları görünce, hemen tanırsınız.
Bir kere yürüyüşüyle, "Ben çirkefim" der.
Bakışları da normal değildir, gözler sürekli başkasının üzerindedir.
Sürekli konuşma ve kendini aklama ihtiyacı duyar.
Ses tonları çok iticidir ve konuşmalarının içi bomboştur.
Bu tiplerle aynı ortamlarda görevimiz gereği bazen bulunuyoruz.
Biz, bunların ne olduğunu biliyoruz.
Kendilerini farklı göstermeye çalıştıklarında içimden kahkaha atmak geliyor.