Son dönemde CHP&[#]8217;de birbiri ardına istifalar geliyor.

CHP&[#]8217;nin &[#]8220;dinamo&[#]8221;su gibi görülen isimler bile partiyi terk ediyor.

Böyle giderse, önümüzdeki günlerde yeni istifalar da gelir.

Peki, ne olacak bu CHP&[#]8217;nin hali? Ereğli karışık... Zonguldak buruşuk&[#]8230; Gökçebey ekşi&[#]8230; Devrek çökmüş&[#]8230; Çaycuma kokmuş... Alaplı uyumuş&[#]8230;

AK Parti &[#]8220;açılım&[#]8221; yapıyor, yeni belediye başkanları alıyor, CHP; dağılıyor, saçılıyor.

Kısacası iktidar &[#]8220;açılım&[#]8221;, muhalefet &[#]8220;saçılım&[#]8221; sürecinde&[#]8230;

Aslında CHP&[#]8217;de bu operasyonlar başlamışken &[#]8220;İl&[#]8221; için de bir şey yapılsaydı ya&[#]8230;

Olmuşken tam olsaydı.

Yitik&[#]8230;

&[#]8220;Kentimizin yöneticilerini kaybettik. İlk seçimde, yenilerini seçeceğimizden eskilerinin hükmü yoktur.&[#]8221;

Vatandaş

Sadece seçilmişlerin değil, atanmışların da birçoğu böyle. Talihsiz bir dönemdeyiz. Yitik yıllardayız. &[#]8220;Sabır&[#]8221; diyerek, tespih çekerek bekleyeceğiz. Allah yardımcımız olsun&[#]8230;

Kıssadan Hisse: O kapı&[#]8230;

19´uncu yüzyılın büyük İngiliz ressamlarından William Holman Hunt´ın, bir bahçeyi anlatan tablosu, Londra Kraliyet Akademisi´nde sergileniyordu. Hunt´ın "Evrenin Işığı" adını verdiği bu tabloda, gece elinde bir fenerle bahçede duran filozof görünüşlü bir adam vardı. Adam, öteki eliyle bir kapıyı vuruyor ve içeriden sanki bir yanıt bekliyormuşçasına duruyordu. Tabloyu inceleyen bir sanat eleştirmeni Hunt´a döndü: &[#]8220;Güzel bir tablo doğrusu, ama anlamını bir türlü kavrayamadım Adamın vurduğu kapı hiç açılmayacak mı? Ona kapı kolu çizmeyi unutmuşsunuz da...&[#]8221;

Hunt gülümsedi, &[#]8220;Adam sıradan bir kapıya vurmuyor ki...&[#]8221; dedi ve tablosunun anlamını açıkladı: "Bu kapı, insan kalbini simgeliyor. Ancak içeriden açılabildiği için dışında kapı kolu gerekmiyor... Ayrıca, önemli olan bu kapı açıldıktan sonrası! Kapının sana her zaman açık olabilmesini sağlayabilmek&[#]8230; O kapı size içerden açılmamışsa, giremezsiniz&[#]8230;&[#]8221;

(Alıntıdır)

Günün Fıkrası: Yırtık çorap!

Zengin bir adam ve üç oğlu varmış. Bir gün baba oğullarına, &[#]8220;Evlatlarım, ben ölürsem eğer, sizden isteğim, bana sandıkta duran o yırtık çorabı giydirin ve o şekilde gömün&[#]8221; der. Çocukları hemen söze girer: &[#]8220;Allah gecinden versin baba, ama olmaz, biz çok zenginiz, yırtık çorabı sana giydiremeyiz. Gerekirse altın tozundan, gerekirse Hint kumaşından çorap yaptırır, onu giydiririz.&[#]8221;

Baba ısrarlıdır, &[#]8220;illaki o yırtık çorap&[#]8221; diye.

Baba devam eder, &[#]8220;Çorabı mutlaka giydirin ve bizim avukattan mal paylaşımıyla ilgili zarfı alın&[#]8221; der. Günün birinde baba ölür. Çocukları vasiyeti yerine getirmek ister, ama imam karşı çıkar. &[#]8220;Hayır, dinimiz gereği ölen insanı çırılçıplak ve kefene sararak defnedilmelidir&[#]8221; der. Çocuklar ısrar etse de, imam giydirmez, baba defnedilir. Çocuklar, babalarının vasiyetini yerine getiremediğinden üzgündür. Ama yapacak bir şey de yoktur. Avukata giderler, babalarının bıraktığı zarfı alırlar ve okurlar. Zarfta aynen şunlar yazıyordu: &[#]8220;Gördünüz mü evlatlarım, bir yırtık çorabı bile götüremedim öbür dünyaya&[#]8230;&[#]8221;

Günün Sözü:

Körlerin ülkesinde, tek gözlü insan kral olur.

Desiderius Erasmus