Üniversiteler için sürekli &8220;bacasız fabrika&8221; denir...


Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Mahmut Özer&8217;in açıklamasına göre yeni açılan bölüm ve programlarla birlikte 9 bin 200 yeni öğrenci daha Zonguldak&8217;ta öğrenim görecek.


Yani TTK&8217;da çalışanlar kadar yeni öğrenci gelecek&8230;


Toplamda 32 bin öğrenciye ulaşılacağı tahmin ediliyor&8230;


Yani, TTK&8217;da çalışan sayısı kadar BEÜ&8217;de bacasız fabrika kuruluyor&8230;


Rektör olduğundan beri öğrenci sayısından çok niteliğe ve kaliteli eğitime önem veren ve her seferinde öğrenci sayısının artmasının çok önemli olmadığını ifade eden Sayın Mahmut Özer, emin adımlarla öğrenci sayısının yükselmesini de sağlıyor.


Dile kolay, 2010 yılında yaklaşık 16 bin olan öğrenci sayısı, 5 yıl içerisinde yaklaşık 2 kat artarak 32 bine yükseliyor.


Bu hızla devam etmesi Rektör Hoca kadar Zonguldak&8217;taki siyasilerin, bürokratların da elinde olan bir durum&8230;


Nedeni, klasik Zonguldak mantığı&8230;


Yaptırmak için değil, yaptırmamak için işleyen mekanizma&8230;





Zonguldak ile Karabük&8217;ün mantık farkı&8230;



Fakülte açma konusunda ne kadar ince eleyip sık dokuduğu bilinen ve hatta bu konuda bazen eleştirilen BEÜ Rektörü Sayın Prof. Dr. Mahmut Özer, kimi zaman Karabük&8217;teki üniversitenin öğrenci sayısı baz alınarak eleştiriliyor.


Karabük&8217;ün bizim üniversiteden ayrılmasına rağmen öğrenci sayısının 40 binleri geçtiğinden bahsedilip neden öğrenci sayısında geri kalındığı sorgulanıyor.


Sorgulayanlara sadece Zonguldak mantığını hatırlatmak yeterli olacaktır sanırım. Tabii ki bir-iki örnekle&8230;


Hemşirelik Meslek Yüksek Okulu binası için kopartılan yaygaralar ve sonucunda üniversiteden alınıp bir şey yapılamayan ve metruk bina haline gelen yapı&8230;


Merkez Atölyesi&8217;nin, TTK Beyaz Saray&8217;ın, Endüstri Meslek Lisesi, Garnizon Komutanlığı&8217;nın üniversiteye devredilmesi gündeme geldiğinde kopartılan fırtına ve yıpratılan yetkili kurum ve kişiler; hem Zonguldak, hem de üniversitemizin gelişmesinin önünde en büyük engeldir.


Bunlar gündeme geldiğinde taraflar bir araya getirilip uzlaşı yerine tarafların bir araya gelmemesi için oluşturulan kulisler, kentin yerinde saymasına vesile olmuştur.


Bu örnekleri, üniversite ve diğer kurumlar için o kadar çoğaltabiliriz ki, şaşar kalırsınız.


Karabük Üniversitesi&8217;nin gelişimini detaya inmeden anlatmak gerekirse; bütün kurum ve kuruluşlar ile siyasi otorite, üniversitenin gelişmesi için adeta emrinde oldu.


İstenen binalar, araziler ikiletmeden verildi.


Sözün özü; lafta değil, özde üniversitenin yanında olundu.





Ereğli&8217;ye heyecan ve bizlere umut&8230;



Bütün bu olumsuz yapı içinde hayal kırıklığına uğramamak için gündeme geldiğinden beri fazlaca umutlanmaktan kaçındığımız Ereğli eski Devlet Hastanesi&8217;nin BEÜ&8217;ye devri konusu nihayet gerçekleşti.


7 Haziran seçimleri öncesi Başbakan Ahmet Davutoğlu&8217;nun söz verdiği süreç, nihayet mutlu sona ulaştı.


Ereğli kamuoyunun istediği ve takibini her açıdan yaptığı devrin gerçekleşmesiyle Ereğli&8217;ye yeni bir yüksel okul veya fakültenin yolu açılmış oldu.


Emeği geçen eski-yeni milletvekillerine, bürokratlara teşekkür ediyoruz.


En büyük teşekkür ise, kamuoyu oluşturulmasını sağlayan, konuyu duyarlı yazılarla gündemde tutan gazeteci ağabeyimiz Eyüp Bektaş&8217;a&8230;


Bu gelişme, Ereğli&8217;ye ekonomik ve sosyal yönden olası kazanımlarıyla heyecan getirirken, bizlere ise, klasik iş görmemezlik mantığının aşılabilirliğini göstermesi açısından umut olacaktır.



GÜNÜN SÖZÜ:



&8220;Türkiye&8217;nin en pahalı suyunu kullanıyoruz&8230;&8221;


Belediye Meclis Üyesi Abdullah Karagüzel


SÖZÜN ÖZÜ:



&8220;Başkasını düzeltmek istiyorsan, önce kendini düzelt&8230;&8221;


Hz. Ömer (R.A.)