Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ile Maden Tetkik ve Arama'nın (MTA) da içinde bulunduğu 600 bin kamu işçisini ilgilendiren toplu sözleşme görüşmelerinde hükümetle müzakere sağlanamadı. Kamu kurumlarında Türk İş'e bağlı birçok sendikanın üyeleri, bu sabah mesai başlamadan nizamiye önünde eylem yaptılar. Eylem yapan kamu işçilerinin arasında Zonguldak İl Özel İdaresi işçileri de yer alıyor.
Yol İş Sendikası Zonguldak İl Temsilcisi
Özlem Bahadır, açıklamasında şunları söyledi:
"Yol İş Sendikası Meydanlara İniyor…Zonguldak İl Özel İdaresi Ana Hizmet Binasında ve İlçe Şantiyelerinde İşçiler Eylem Yaptı…...! Direne Direne Kazanacağız!
Türk-İş’e bağlı Yol İş Sendikası İl Özel İdare Temsilcisi Özlem Bahadır ve Serkan GÖK Kamu İşveren Sendikası (TÜHİS) tarafından sunulan teklifin kabul edilemez olduğunu söyledi.
İl Özel İdaresi Ana Hizmet binasında yapılan eylemde Basın ve Kamu Oyu Duyurusunu işçi kızı Lorin AKGÜL annesi ve annesinin işçi arkadaşlarına destek olmak için okudu;
Bende bir işçi ailenin kızı olarak bugün burada TÜRK-İş sendikasının basın ve kamu duyurusunu sizlere okuyacağım;
Emekçi Kardeşlerim Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Bugün burada kamuda çalışan işçiler olarak, 2025-2026 yılını kapsayan Toplu İş Sözleşme sürecimizde, hükümet tarafından sunulan kabul edilemez teklifine karşı, tepkimizi hep birlikte dile getirmek için toplanmış bulunuyoruz. Burada, iş yerlerimizin önünden hükümete açık ve net çağrımızdır: Kamu Toplu iş Sözleşme sürecinde biz işçiler, sosyal diyaloğa dayalı, şeffaf ve çözüm odaklı bir yaklaşım görmek istedik. Ama ne yazık ki siz, işçinin sabrını sınadınız. Üç ay boyunca masaya hiçbir teklif getirmediniz. Uyardık: "Geçim şartları her geçen gün zorlaşıyor" dedik, görmezden geldiniz. Sabırla çözüm bekledik. En sonunda ise zar zor, lütufmuş gibi bir teklif sundunuz. Bu teklifiniz, bırakın kabul etmeyi, emeğimizi yok saymaktır! Bu nedenle, verdiğiniz rakamları burada, dile bile getirmeyeceğiz... Ne siz o teklifi vermiş olun, nede biz duymuş olalım! Maaşlarımızla bir ayı değil, bir haftayı bile çıkaramıyoruz. Kiralar uçmuş, faturalar gelirken ellerimiz titriyor. Uykularımız kaçıyor. Çocuklarımızın beslenmesini, kitap defter masrafını karşılayamıyoruz. Geçim sıkıntısı bugün kamu işçisinin en yakıcı sorunu haline gelmiştir. Zordayız Geçinemiyoruz! Hazine ve Maliye Bakanı kulaklarını tıkamış, halktan, emekçiden kopmuş, bildiğini okuyor. Geçinemiyoruz dedik zordayız dedik defalarca anlattık uyardık yine uyarıyoruz: Biz bu ülkenin üretim gücüyüz, binlerce çalışan kamu işçisiyiz, görmezden geldiğiniz alın teriyle çalışan işçiler kamu hizmetlerinin temel taşlarıdır. Gece gündüz demeden her koşulda çalışan biz emekçiler sayesinde kamu düzeni aksatılmadan sürmektedir. Şu gerçek çok iyi bilinmelidir bu mesele yalnızca kamu işçisinin meselesi değil herkesin meselesidir. Kamuoyunun da bu adaletsizliğe ve aksayacak olan kamu hizmetlerine sessiz kalmayacağı bilinmelidir. Emekçiyi oyalamak belirsizlik içinde bekletmek sosyal barışa zarar verecektir. Biz işçilerin beklemeye oyalanmaya belirsizliğe tahammülü kalmamıştır.
EMEKÇİ ÜSTÜNE DÜŞEN GÖREVİNİ YAPMIŞTIR, YAPMAYADA DEVAM ETMEKTEDİR! ALIN TERİNİ DÖKEREK ÜLKESİNE MİLLETİNE DEĞER КАТМАКTADIR.
Bizi yönetenlerde sosyal devletin gerektirdiği görevini yerine getirmelidir. Hükümet en kısa zamanda süreci daha fazla uzatmadan, işçinin emekçinin hakkını vermeli adil ve kabul edilebilir bir çözümle sonlandırmalıdır.
Direne Direne Kazanacağız!
Bu böyle gitmez!
Masa susarsa, meydanlar konuşur! Bu işin sonu greve kadar gider!"