Türkü bu canımız, kültürümüz… Anadolu insanının yaşamı, yaşayışı… Toplumsal değeri… Neler anlatmaz ki… İlhan Berk, “Tarih” şiirinde şöyle der;
“Neler çekmiş halkım / Türküler şahit.”
Evet, gerçekten de yaşamımızın aktarılan tanığı, geçmişimiz, geleceğimize uzanan yoldur türküler.
Bedri Rahmi de, “Türküler Dolusu” şiirinde;
“Memleket ahvalini onlardan sor
Kitaplarda değil türkülerde ara
Yemen’i öleni kalanı gidip gelmeyeni
Ben türkülerden aldım haberi” diyerek türkülerin tanıklığının önemine işaret eder.
“Manda söğüt dalına yuva” yapar da, “gaydırı guppak Cemile’m” ile “Fıldır Fıldır Hayriye” yerinde durur mu? “Koynundaki memeler / Turunç olmuş kokuyor” elbette koktuğu için, “Demirciler demir döver ocakta / Şimdiki kızlar ne hoş olur kucakta.”
Mahmut Tuncer’in türküsü de ilginç! “Karı gördüm kaydım kaymaz olaydım.” Tenin ilaç olduğu yüzyıllardır bilinir, yatırıp, tırmalanırsa daha bir anlam kazanır; “Soyun da gir koynuma tenim ilaçtır benim.” ve “Bayıra karşı yatır beni, tırmala beni kaşı beni” diye boşuna dememişler.
Kaytan bıyıklılar çok makbul mü, bilinmez ama kararsızlık da yorar adamı: “İndim derelerine bilmem nerelerine, kaytan bıyıklarımı sürsem nerelerine”
“On beş yaşında da Nazife de hanıma doyum olur mu?” türküsü bozar bizi.
“Dam üstünde un eler tombul tombul memeler”in yanında “A benim söm söm yarim, bir yolcuk öpsem yarim öpmeyle bir şey olmaz bir yolcuk sevsem yarim” kim demiş “bir kerecikten bir şey olmaz” diye? Ya avradın göbeklisi ne ne demeli! “Mendilin ipeklisi tarlanın keseklisi, öpünce bir hoş olur avradın göbeklisi”. Bu da bir şey mi? “Sıra sıra karpuzlar, karpuz memeli kızlar, memesinden ısırdım, altın dişlerim sızlar” da neyin nesi olur?
Denizli türküsü “Mendil Verem mi” de daha da ileri gider bu işler. Nasıl mı?
“Ak göğsünün üstünde, Kılsam sabah namazı. Mendil verem mi? Mendil ayrılık derler, Kendim gelem mi? Takkasına bak! Benden sana fayda yok. Başkasına bak”
“Cami’nin ardı ayaz”sa, “Caminin ezanı yok”, “Caminin müezzini yok” ise danışın müftü efendiye. “Ben müftüye danıştım, yiğit yarsız olur mu?” olmaz diyenler çoğunluktadır sanırım.
Üşenmedim saydım, TRT Türkü Repertuvarı’ndaki tam 88 türküde “imam”, 36 türküde “cami”, 104 türküde “göğüs, göğsün”, 648 türküde “sine, sineler”, 128 türküde “don”, 875 türküde “ten” 425 türküde “bıyık, bıyıklar”, 6 türküde “göbek” sözcüğü geçiyor. “Göbeğinin altı çukur olan Emine’m” de cabası!...
Emirdağ, Aydın, Kütahya ve Uşak türkülerinde “Minareden at beni / İn aşağı tut beni” deniliyor. Oldu! Hem minareden atacaksın hem de inip aşağıya tutacaksın!... Paraşütle bile bu olay gerçekleşemez!...
Olsa olsa müezzin ya da itfaiye erinin sevgilisiyle yaşadığı fantezi biçimi olur bu… Ama yine de soralım!..
-Manda yuva yapmış söğüt dalına, yavrusunu sinek kapmış gördün mü?