Tarihi Kentler Birliğinin Kastamonu toplantısı 17-18 Şubat Cuma ve Cumartesi günleri yapıldı.

Bu haberin günlük yayın yapan yerel gazetelerde (Pazar günleri yayın olmadığı için) 20 Şubat pazartesi günü çıkması gerekirdi.

Bartın Pusula bu haberi pazartesi günü manşetinden verdi.

Haberin devamı da içeriden bir sayfaya yakın yer kapladı.

Diğer gazetelerde konuyu birinci sayfadan verdikleri küçük anonslarla iç sayfalarında işledi.

Haberi pazartesi günü işlemeyen bir gazete vardı, o da halktı.

Bu gazete konuyla Salı günü ilgilendi.

Herhalde acelesi yoktu.

Niye acelesi olsun ki nasıl olsa resmi ilan haber önce çıksa da veriliyor, sonra da çıksa da veriliyor.

Belli ki utanma sıkılma da yok.

Gazetecilikte haberi önce vermek esastır.

Eğer böyle bir kaygınız yoksa ve yayınlanmış bir haberi işliyorsanız demek ki gazeteyi resmi ilan almak için çıkarıyorsunuz.

Milletvekilimiz Yılmaz Tunç&[#]8217;un yol ihalesi ile ilgili açıklamasında da aynı olayı görüyoruz.

Bu haber bizde pazartesi günü çıktı.

Bunlarda Salı günü çıktı.

Bir de tutmuşlar manşetlerine koymuşlar.

Gazetelerin özellikle manşetleri özel olmalıdır.

Tabii bunlar böyle şeyleri bilmedikleri için çıkmış, kullanılmış haberleri manşetlerinden verebiliyorlar.

Ben bunlara gazetecilik dersi vermekten bıktım, bunlar almaktan bıkmadı.

Böyle çok örnek var. Hangi birini anlatalım. Saymakla bitmez ki.

Hem geriden geleceksiniz hem de ben şöyle gazeteciyim, böyle gazeteciyim, benim gazetem şöyle iyi, böyle iyi diyeceksiniz.

Konuşurken mangalda kül bırakmayacaksınız.

Var mı öyle üç kuruşa beş köfte.

Hele biri var ki evlere şenlik.

Eski haberlerden yeni haber üretmekte pek mahir.

İki-üç ay önce çıkmış haberleri, başlıklarını değiştirerek yeni habermiş gibi yutturuyor.

Resmi ilan günlük gazetelerde matbaacılar, aşçılar, dağıtıcılar beden işçiliği yaptıkları halde, haber yazan, kafasıyla çalışan gazeteciler gibi fikir işçisi sınıfına sokuluyor, bu şekilde kadrolar tamamlanıyor.

Geçmişte aynı aileye ait iki gazete vardı.

Bu gazetelerin yayınları birbirine çok benziyordu.

Bu benzerlik mevzuatta münderecatla ilgili maddeyi ilgilendiriyordu.

Amaç iki gazete ile daha fazla resmi ilan almak ve avantaj sağlamaktı.

Aynı filmi bugün bir kez daha izliyoruz.

Bartın&[#]8217;da iki gazete trilyonluk vergi borçları nedeniyle kapandı.

Bu gazeteler bugün başka bir isimle yayın yapıyor olabilir mi?

Olursa bu diğer gazetelerin haklarını yemek olmaz mı?

Ya gazetelerin olmazsa olmazı Türkçe konusu?

Bunun ne siz sorun ne biz söyleyelim.

Çünkü tam bir facia!

Ortalık devrik cümleden, imla hatalarından, kavram kargaşasından, anlamsız kelimelerden, ne dediği anlaşılmayan haberlerden, kompozisyona uymayan haber anlatımlarından, başlık içerik uyumsuzluğundan geçilmiyor.

Türkçe ve edebiyat öğretmenleri, akademisyenler kim bilir içlerinden neler geçiriyorlardır.

Seviyesiz yazıları, kişi, kurum ve kuruluşlara saçma sapan sataşmaları söylememe gerek yoktur sanırım.

Bartın Pusula 5 Ekim 2009 tarihinden bu yana yayın yapıyor.

Neredeyse iki buçuk yıl oldu.

Bahsi geçen mevkutelerle aynı anda ilan almaya başladık.

Gerek yayıncılıkla ilgili olsun gerekse diğer hususlarda olsun iki yıldan bu yana bunları dile getiriyorum.

Değişen hiçbir şey yok. Aynı tas aynı hamam.

Bartın&[#]8217;da günlük çıkan bütün gazeteler resmi ilan yayınlıyor.

İlanı gazetenin yayıncılık açısından iyi olanı da alıyor, kötü olanı da.

Gazeteler ilan yayınlayarak devletin binlerce liralık parasını alıyor.

Bu şartlar altında istediğiniz kadar iyi, titiz, sorumlu, ilkeli, meslek ahlakına uygun gazetecilik yapın ne anlamı var ki.

Haksız rekabet olduktan sonra ne kıymeti var ki.

Harcanan emeğe, zahmete, zamana, paraya yazık.

Biz Bartın&[#]8217;da gerçek anlamda gazetecilik yapılsın, resmi ilanları gerçekten hak edenler alsın istiyoruz. Tek derdimiz bu.

Diyeceksiniz ki Bartın&[#]8217;ın gündemi termik santral, bu konuda konuşmak, yazmak dururken bunun ne alemi vardı.

Ben de diyeceğim ki, termik santral konusunda yazdığım yazılar buradan İstanbul&[#]8217;a köprü oluyor, biraz da başkaları yazsın.

Birisi çıkmış tefecilerden söz etmiş.

Ona da günaydın demek lazım.

Amerika&[#]8217;yı yeniden keşfetmiş.

Ben tefecileri yazarken de bunlar seyre bakıyor, havadan sudan, çiçekten böcekten bahsediyorlardı.

Termik santral gibi tefecileri de biraz başkası yazsın bakalım. Yazsın da görelim.

Ben mafyacıları yazarken de bazıları neler yapıyordu çok iyi biliyoruz.

Şu memlekette kim nasıl gazetecilik yapıyor bilen biliyor.

Diyeceksiniz de biliyorlar da ne oluyor?

Kocaman bir hiç.

&[#]8216;İyilik yap denize at, balık bilmezse Halik bilir&[#]8217; misali çalışıp duruyoruz.

Zaten bu dünyadan bir şey beklediğimiz yok.

Öbür tarafta inşallah bunların karşılığını kat-kat alacağız.

Otopark 3 lira, kaldırım kenarı 72 lira

Yeni Emniyet Müdürümüzün üzerine gittiği ilk aksaklıklardan biri trafik kuralı ihlalleriydi.

Bartın&[#]8217;da en çok ihlal de park yasağı konusunda oluyordu.

Sürücülerin kaldırım veya yol kenarlarında boş buldukları yerleri gelişigüzel doldurması park yasağı ihlaline yol açıyorsa kabul edilebilir bir davranış olamaz.

Yasalar da böyle bir şeyi kabul etmiyor zaten.

O nedenle uygulamalar yapılıyor.

Gözlemlerime göre sorununun üzerine kararlılıkla gidiliyor.

Trafik ekipleri Sayın Müdürümüzün talimatları doğrultusunda park yasağı olan yerleri her gün düzenli olarak kontrol ediyor, kuralı ihlal eden sürücülerin araçlarının camına ceza makbuzunu kesip bırakıyor.

Bazı sokaklarda öyle parklar yapılıyor ki araçlar sağlı sollu çekilmiş, trafiğin akışını aksatıyor.

Bazı dar sokaklara tek sıra park yapılsa bile adı üzerinde dar olduğu için yine sorun yaratıyor.

Böyle yerlerden acil olarak olay yerine ulaşması gereken ambulans veya itfaiye aracını geçirin bakalım.

Dolayısıyla konunun hayati önemi bulunuyor.

Yapılan çalışmalar da bu öneme ve yasalara uygun bir şekilde gerçekleşiyor.

Sürücülerin çoğu 3 lira vermesi var diye otoparka gitmiyor.

Aracı alırken binlerce lira para vermiş, acımamış, 3 liraya acıyor.

Kentimizde otopark çok ama otopark alışkanlığı yok.

Çoğu kapasitesinin yarısını ancak doldurabiliyor.

Emniyetin park yasağı ihlallerinin üzerine gitmesi sürücülere eninde sonunda otopark alışkanlığı kazandıracak.

Bir ceza-iki ceza-üç ceza derken bakacaklar pabuç pahalı mecburen otoparklara gidecekler.

Park yasağından sonra sıranın direksiyon başında cep telefonu ile konuşma yasağının üzerine gitmeye gelmesini bekliyoruz.

Bu konudaki ihlal de çok yaygın.

Bartın&[#]8217;da kuralları uygulamakta kararlı bir emniyet müdürü var.

İnşallah bu gidişle trafiği düzenli ve güvenli bir şehir olacağız.

Sürücülerin trafik kurallarına uymalarını tavsiye ediyoruz.

Cezalar az değil.

Para kolay kazanılmıyor.

Otopark 3 lira, kaldırım kenarı 72 lira.

Tercih sizin.