Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü Konferans Salonu'nda yapılacak İl İnsan Hakları İstişare Toplantısı'na konuşmacı olarak gelen Prof. Dr. Muharrem Kılıç, ilk olarak Vali Mustafa Tutulmaz'ı ziyaret etti.

İstişare Toplantısı'na;
Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz, Vali Yardımcıları Turgut Subaşı, Yıldırım Uçar, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Cezmi Yalınkılıç, Emniyet Müdürü Fahri Aktaş, Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahim Alan, Zonguldak Baro Başkanı Türker Kapkaç, daire müdürleri ve STK Temsilcileri katıldı.

Ankara'dan Prof. Dr. Muharrem Kılıç'ın yanı sıra İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kurulu Üyesi Dilek Ertürk, Mehmet Emin Genç, Kurum Birim Koordinatörü Mehmet Aktaş, İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Uzman Yardımcısı İhsan Deniz Ay, Pınar Kaçan, Hayriye Korkmaz, Aykut Aydın ve Mücahit Yasin Zabunoğlu katıldı.

Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz, hala insan hakları konusunda sorunlar yaşandığını belirterek şöyle konuştu;
"Bu toplantı şunu ortaya koyuyor. İnsan Hakları devletimizin olmazsa olmaz, üzerinde durduğu ve farklı yapılarla insan haklarını koruma çabası içerisinde olduğunu açıkça gösteriyor. İnsan hakları zaman içerisinde evrim göstererek, gelişerek belli bir aşamaya geliyor. Başlangıçta güçlü olan devlet zayıf olan vatandaş; zamanla güçlü devlete karşı vatandaşı korumak, kişileri korumak anlayışı ön plana çıkıyor. Bu anlayış içerisinde sözleşmeler ve bildirgeler yayınlanıyor. Anayasalara konuluyor, bununla ilgili kurumlar oluşturuluyor. Ama bu gelişmelere rağmen hala dünyada insan hakları kavramı hem uygulamada hem de teoride dünyada tartışmalı şekilde devam ediyor."

yProf. Dr. Muharrem Kılıç, konuşmasında şunları söyledi: "Üstün otorite insan hak ve özgürlükleri, temel hakları, doğal hakları gibi bu kavramların hepsi belli bir tarihsel dönemde referansta bulunuyor. Bu durumlar açısından baktığımızda her biri insan hakları tarihi açışından bir gerilime, diyalektiğe, tartışmaya, sosyal ve siyasal kırılmaya tekabül ediyor. Bilindiği üzere hak, insanların hukuk düzeni tarafından korunan hürriyetleri olarak tanımlanmaktadır. Hukuk düzeninin yasaklamadığı, insan fiilleri arasından hukukun korumaya değer gördüğü insan hakları felsefi, ahlaki temelleri bulunan, bununla birlikte siyasal işleme sahip keyfiliğin sınırlanmasını amaçlayan bir olgu olarak belirginleştirmiştir. İnsan hakları hukuku tarihi, doğal hukuk tarihi olarak da okunabilir."