Tahsin Erdem ve CHP Yönetiminin sürekli geçmiş dönemin üzerinde tepinerek, geçmiş dönemi suçlayarak hareket etmeye çalıştıklarını ifade ederek "İki gülücük, bir öpücük günü idare etmeye çalışıyorsunuz. Biliyorsunuz kendi belediyeniz olan belediye başkanlarıyla poz veriyorsunuz ama iki kürek harç alıp gelemiyorsunuz. Sonra efendim geçmiş dönemin geçmiş dönemin yaptığı işlere şu anda lokantalar açıp havasını atıyorsunuz" dedi.
Mustafa Çağlayan, CHP'ye el uzattıklarını ve bu eli geri çevirdiklerini belirterek şunları söyledi:
"Gerek teknik gerekse kendi belediyelerinin ihmalkarlığından kaynaklanan kesintileri oluyor. Yani seçim döneminde şöyle bir ifade hatırlıyorum; 'Zonguldak'ı eski günlerine kavuşturacağız' diye. Zonguldak'ın ve Türkiye'nin eski günlerinde tüp kuyruklarını hatırlıyorum. Eski günlere bir şekilde çevireceklerini hiç düşünmezdim. Ama ben de gördüm. Bahçelievler'de özellikle itfaiye aracıyla su dağıttıklarını ve vatandaşımızın bidonlarla su sırasında, su kuyruğunda olduğunu, bu noktada daha dikkatli olmalarını tavsiye ediyoruz. Bu hususta vatandaşlarımızın sıkıntı yaşamaması için bizlerin de yapacağı bir şey var. Elimizden geleni mutlaka yaparız. Vatandaş olarak biz de ortak bir yaşam alanında yaşıyoruz. Ama biz hiçbir şekilde kendimiz adım attığımız halde karşı taraftan yani muhalefetten Zonguldak Belediyesi'nden herhangi bir adım göremiyoruz. Herhangi bir talep göremiyoruz. Belediye başkanının tutumundan mı kaynaklanıyor? Farklı bir durumdan mı kaynaklanıyor? Daha önce görev yapan arkadaşlar bizi arıyordu. Bir talepleri olduğu zaman söylüyorlar. Biz de elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bir yerde su kesiliyorsa kıymetli arkadaşlar onlar bizim hemşehrilerimiz, onlar bizim komşularımız, bundan etkilenen kişiler, sizler, bizler bunlardan etkileniyoruz. Bunların olmaması için mücadele etmemiz gerekirken bir bakıyoruz yine bu beceriksizliği yapan muhalefet; bir önceki dönemi suçlayarak kendini buradan sıyırıyor ve sorumluluk almaktan kaçınıyor. Ben diyorum ki; bırakın vatandaşa hizmet etme noktasında sizi çok rahat eleştirebilirim. Her olayda çıkarım bir şey söylerim. Ha biz bunu yapmak istemiyoruz. Biz diyoruz ki vatandaşa hizmet edin. Vatandaş Belediye başkanı olarak tercih etmiş, seçmiş. Yapmanız gereken şey hizmet etmek. Sürekli ağlayarak, sürekli borç edebiyatı yapıp, sürekli geçmiş dönemin üzerinde tepinerek, geçmiş dönemi suçlayarak hareket etmeye çalışıyorsunuz, ilerlemeye çalışıyorsunuz. İki gülücük, bir öpücük günü idare etmeye çalışıyorsunuz. Biliyorsunuz kendi belediyeniz olan belediye başkanlarıyla poz veriyorsunuz ama iki kürek harç alıp gelemiyorsunuz. Sonra efendim geçmiş dönemin geçmiş dönemin yaptığı işlere şu anda lokantalar açıp havasını atıyorsunuz. Ama biz bir şey yaptığımızda vatandaşın vergileriyle yapılıyor. Diyorsunuz. Kendi içlerinde çelişiyorlar. Böyle siyaset olmaz. Siyaset şehir adına böyle yapılmaz. Arkadaşlar şu anda seçim yok. Seçim 2028'de, 2028'e kadar el ele vererek bu şehirde hep kullanmamız lazımken bakıyorum, takip ediyorum kısır siyasi açıklamalar, çekişmeler o ona onu söylemiş buna bunu söylemiş gibi yaklaşımları var. Yani bir su baskını olmuşsa geçmiş dönemde ben şunu çok iyi hatırlıyorum; bir ilan yapıldığında suyla ilgili aşırı bir yağmur geleceğiyle ilgili AFAD'tan, meteorolojiden, bir ilan Valilikten bir ilan yapıldığında şehrin çıkarabilecek noktalarında iş makinaları ve personel hazır bulunur. İskan edilecek olan mazgalların başında personeller hazır bulunur. Yani bu iş organizasyonla olabilecek tek ve idareyle olabilecek bir iş. Ama bunlar kafayı paraya takmışlar. Hizmet hiç akıllarında yok. O yüzden benim çağrım şudur; gelin şu şehre hizmet edebilmek için seçimsiz dört senemiz var. Bunu çok iyi değerlendiriyorum. O parti bu parti ayrımı yapmayalım. Biz sizi yaptığınız ekip işlerde Zonguldak Belediyesi'nde belediye meclis üyelerimiz vasıtasıyla, ilçe başkanlarımız vasıtasıyla, gerekse biz eksik olan işlerde tabii ki bu yetkiyi de bize hemşerilerimiz varmış. Ama herhangi bir talebiniz olursa hizmet noktasında buna da sırtımızı dönemeyiz. Uzattığımız eli geri çevirdiniz. Attığımız adımları yok saydınız. Belediye meclisinde 'siz buraya hangi yüzle geliyorsunuz' dediniz."