Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkan Danışmanı Yazar Turhan Oral, İnanış Gazetesi'ndeki köşesinde Zonguldak'ın Kurtuluşuyla ilgili bir makale kaleme aldı:

ZONGULDAK'I KURTARMAK
Zonguldak'ın düşman işgalinden kurtuluşunun 96. yıldönümünü ve Uzun Mehmet'in kömürü buluşunun 188. Yıldönümünü kutladık.
Zonguldak'ın kurtuluşu dediğimiz, Fransızların şehir merkezinden çekilmesi oluyor.
Fransızların şehir merkezini işgal etme gerekçeleri ise buradaki şirketlerini ve mal varlıklarını güvenceye almak.
Sene 1921, Birinci Dünya Savaşı'nın galibi Fransızlar bu topraklarda söz sahibi.
Osmanlı imparatorluğu dağılmış, herkes bir yerlere göz koymuş, Fransızların bahanesi hazır. Zaten uzun yıllardır bu bölgede kömür şirketleri var.
Ama hesap edemedikleri bir Ulusal Kurtuluş Mücadelesi var ve bölge insanları da bu mücadeleye destek veriyor.
Fransızlar geleceği görüyor ve yeni düzeni kabul ederek şirketlerin faaliyetlerini sürdürecek ilişkiler kuruyorlar.
[*][*][*]
Uzun Mehmet 1829'da kömürü buluyor, ama üretim 1848 yılında başlıyor.
Osmanlı İmparatorluğu Sanayi Devrimine ayak uydurup kömürünü değerlendirecek donanıma sahip değil.
Önce İngilizler, sonra Almanlar ve Fransızlar geliyor. Fransız şirketi bölgenin en büyük şirketi oluyor.
Daha 1800'lü yıllarda, 1972 yılına kadar bölgeden kömür çıkartma sözleşmesi yapmış olan Fransız şirketi yeni yönetim ile uzlaşıyor. Askerler gidiyor ama şirket kalıyor.
[*][*][*]
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları Zonguldak Maden Havzasına sahip çıkıyor.
Yerli, yabancı tüm şirketler denetim altına alınıyor ve havza bir devlet ciddiyetiyle yönetilmeye başlanıyor.
Bu arada Türkiye Cumhuriyeti Devleti de kömür şirketi kuruyor ve havzada üretime başlıyor.
1937 yılına gelince Zonguldak'ın işgaline gerekçe gösterilen Fransız şirketi devletleştiriliyor.
Fransız askerlerinden 16 yıl sonra Fransız Şirketi de Zonguldak'tan ayrılıyor.
1940 yılında ise tüm yerli-yabancı şirketler devletleştiriliyor.
Devlet kendi üretiyor, kendi kazanıyor ve Zonguldak bir sanayi şehri oluyor.
Demir-Çelik fabrikaları, enerji santralı, ateş tuğla ve çimento fabrikaları kuruluyor.
Sadece Zonguldak değil, Türkiye kurtuluyor.
Türkiye; "Tam bağımsızlık için ekonomik bağımsızlık şarttır" diyen büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün gösterdiği yolda hızla ilerliyor.
[*][*][*]
Bağımsızlık yolunda hızla ilerleyen Türkiye, dostları sevindirirken düşmanları ürkütüyor.
Din-İman söylemiyle birlikte Mustafa Kemal Atatürk düşmanlığı tohumları hızla atılıyor.
Bir yandan etnik kimlik çalışmaları hızlandırılıyor, öte yandan mezhep farklılıkları öne çıkartılıyor.
Anadolu'dan uzaklaştırılan emperyalist İngiltere'de, Fransa'da, Almanya'da bu konularda bilimsel çalışmalar başlatılıyor.
Türkiye'de Ulusal Bilincin oluşmasını, Türkiye'nin bölgede ve İslam dünyasında örnek olmasını engellemek için her yol deneniyor.
1980 darbesi ve 1990'lara geldiğimizde Türkiye'nin ekonomik olarak işgal edilmesi için küreselleşme hikayeleri ile tüm şartlar hazırlanıyor.
Ve ilk hedef 1990'da Zonguldak madenleri oluyor.
1994'te demir-çelik fabrikaları da hedef oluyor.
Madenciler ve Zonguldak halkı direniyor.
Tüm kamu kurumları tek tek talan ediliyor. Türkiye borç batağına sürükleniyor ve bugün Türkiye'yi parçalama üzerine hesaplar yapılıyor.
[*][*][*]
Zonguldak direniyor ve yeniden kurtuluşa ihtiyacı var.
Zonguldak'ın kurtuluşu Türkiye'nin kurtuluşudur.
Tarihimize bakalım, çıkış yolunu buluruz.
Atatürk'ü hatırlayalım, yolumuz aydınlanır.
TTK zarar ediyor, Zonguldak kambur, Atatürk şöyle böyle, Osmanlı şahane hikayeleri anlatanlar artık gereceği görmelidirler.
Zihinler ve ülke kaynaklarının işgal edilmesine izin vermeyelim......

Editör: Pusula Gazetesi