Zonguldak, 'Yiğitlerin değil, sorunların harman olduğu' bir il.

Seçilmiş ve atanmışların, medyada yaptığı 'Reklam' açıklamaları inadına, 'Halledilmiş' bir konu/sorun yok. Son on yılın en büyük yatırımı, dünya bankası kredisi ile yapılan Arıtma tesisi(22.5 milyon EURO) yüzde 30 kapasite ile kullanılıyor. Bu gün en az beş tane mahallenin lağım kanalları dereye akıyorsa, bunun ayıbı, birinci derecede 'Şehrin seçilmişleridir'

Neden mi?.. Zonguldak Milletvekili Hamdi Uçar, proje konusunda eleştiriler getiren Vali Erdoğan Bektaş'a 'Bürokratlar gelir geçer, iş siyasetçilerde' demiş ya!

Hamdi Uçar kim? Zonguldak'ın son 15 yılına damga vurmuş bir siyasetçi. İktidar partisinde merkez ilçe, il ve milletvekilliği yapan biri.

Buna göre, Dereköyü'nde dünya bankası kredisi ile yapılıp, 'Öğrenci taşıması' nedeniyle çürümeye terkedilen modern ilköğretim okulu, hastane yeri, 20 yılda ancak bitirilen SİTE Kapalı salonu, Gar Müdürlüğü ile Uzunkum arasında 'Hemzemin geçitler' konusu başta olmak üzere karayolları, tünel ve viyadükler konusunda, eksik hizmetlerde 'Sorumlulardan biri'

Zonguldak'ta, yirmiye yakın il müdürlüğü vekaleten yönetiliyor. 'Bürokrat gelir geçer' ise, sorumlu siyasetçi... Acılıkta 'Sağlıkla ilgili' binanın asansörü çalışmıyor. Yaşlı insanlar, beşinci kata öle-dirile çıkıyorlar. Çaycı bile 'Çatı katı dahil altı kattan' sorumlu(!)...' İşin başındaki 'Geçici(!) bürokrat. He mi de koltukta 'vekaleten' oturuyor.

Halka hizmet, sadece yol, viyadük yapmakla, yandaş müteahhite ihale, kaldırım, istinat duvarı vermekle mi olur?

Bizim vekiller, nasıl beceriyorlarsa; üçü bir araya gelip, bir bakanla resim çektirip, medyaya servis etmeyi çok iyi beceriyorlar. Bizim vekiller, nasıl beceriyorlarsa, bir 'Protokol' sıralamasında, resimde çıkmak için birbirleriyle 'itişip-kakışıp' haber olmayı çok iyi beceriyorlar...

Bir liseye öğretmen lazım... İlgili Sendika 'Liyakat' diyor. Vekil bozuluyor 'Meclis üyemin gelini' diyor.

Sendika, 'Ocağa kazmacı' lazım diyor; vekil 'Benim adamım yer altında kazma mı sallayacak!' diyor.

Velhasıl-ı kelam, işine geldiği vakit, işler 'Tıkırında' gidiyor. İşine gelmediği vakit, 'Bürokrat gidici' oluyor.

Peki, Zonguldak'ın 'İnsanlık alemine' rezil olmasına neden olan 'Harman' olmuş sorunlardan sadece biri olan, 'Kaçak Ocak' meselesine neden el atmıyor bu sayın vekillerimiz? 'Kaçak ocak sorununu çözmeyi bilmiyoruz' demek ne demek?

Bana kalırsa, Zonguldak'ın seçilmişleri, sadece 'Şeytanın yatığı yeri' bilmiyordur.

Acaba, 'Kaçak ocak' işiyle iştigal eden belediye başkanları, belediye başkan yardımcıları, il-ilçe yöneticileri, il temsilcileri, kaçak kömür ticareti yapanların siyasete baskıları mı var?

'Bürokrat gelir-geçer' ise; politikacının dediği olur ise, neden 'Kaçak ocaklarda' insanlarımız, çocuklarımız, 'Sayın Vali'nin dediği gibi 'Fare çukurlarında' ölüp gidiyorlar!..

Bu 'Şehrin kaderi midir, rezaletlerle iç içe yaşamak?'

Rezaletleri arttırmak üzerine mi bina edilmiş, Zonguldak'ta hayat?

Geçtiğimiz hafta, öğrenci sayısının 40 bin bandını aştığı üniversiteler arasında olan BEÜ'den mezun olan 3 bin 200 öğrenci için 'Mezuniyet/kep atma töreni vardı.

Aylar önce bilinen bu önemli gün için, yapılacak olan nedir? Şehre gelecek 3-5 bin araç ve öğrenci yakınlarının 'Beslenme-barınma ve trafikte karşılaşacağı sorunları' ele alma değil midir?

'Sorun eksiltme' üzerine kurulu bir düzen olmadığı için, 'Sorunlara sorun eklemek' için adeta gayret sarf edildi. Pazartesi gününden 'Salı günü tüm şehirde sular kesilecek' dendi. Mezuniyet töreni günü şehirde insan-araç yoğunluğunun çıldırttığı bir ortam da sular kesildi...

'Bir elinde cımbız, bir elinde ayna' filmini seyrettiniz mi? Filme nazire yaparcasına, 'Umurunda mı dünya- çal çal oyna' nakaratı benzeri 'Verdiğimiz rahatsızlık için özür dileriz' manasında, sade bir 'Özür' dilendi. Kuaför bulamayanlar, aracı çekilenler, trafik rezaletinde 'Zulüm' çekip, Zonguldak'a bir daha gelmemeye tövbe edenler 'Ciddi' dikkate alınmadı bile.

Dikkate alınsaydı, 'Kriz' masası oluşturulur, sular kesilmez, trafik rezaleti yaşanmaz, kuaförler resmi tatil dışında tutulur, otopark bulamayan insanların araçları çekilmezdi... Durduk yer de bir sorun daha 'Peyda' edilmezdi...

'Bürokrat gelip geçici' imiş!..

Editör: Pusula Gazetesi