O gemide bulunan dönemin MAZLUMDER Yönetim Kurulu Üyesi Recep Karagöz olayın yıl dönümünde duygularını ifade etti. Karagöz şunları söyledi: "
İşgalci İsrail güçleri tarafından Mavi Marmara'da vuruluşumuzun 10. yılı.
Türkiye, Malezya, Kuveyt, Cezayir, Yunanistan, Kanada, İngiltere ve İrlanda gibi 34 ülkeden aktivistler, gazeteciler ve siyasetçiler ile birlikte GAZZE ÖZGÜRLÜK FİLOSU/Mavi Marmara gemisinde, yaklaşık 600 yolcuyduk.
Gazze'ye insani yardım götürmek üzere Türkiye'den yola çıktık. Uluslararası karasularında eli kanlı İsrail işgal güçlerinin saldırısına uğradık. 10 yoldaşımız hayatını kaybetti.
Türkiye tarafından ileri sürülen hiçbir şart (özür/tazminat/ambargo) yerine getirilmeden İsrail'in verdiği 20 M$ lütuf/ex-gratia karşılığı katillere açtığımız ceza davaları düşürüldü.
2016 yılında Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasında Tazminata İlişkin Usul Anlaşması" ile "İsrail'in, İsrail adına hareket edenlerin ve İsrail vatandaşlarının, Türkiye Cumhuriyeti veya Türk gerçek veya tüzel kişileri tarafından konvoy hadisesi ile ilgili olarak kendilerine yönelik doğrudan ya da dolaylı olarak Türkiye'de yapılmış veya yapılacak olan her türlü hukuki ya da cezai talebe ilişkin her türlü sorumluluktan tamamen muaf tutulmalarını sağlayacaktır" maddesi ile teminat altına alındı.
2014 yılında Mavi Marmara'ya izni biz verdik derken de, 2016 yılında, bizden izin mi aldınız giderken derken de siyasi istismar konusu yapılarak üzerinden oy devşirildi.
Mavi Marmara gemisi satıldı, gövdesi parçalandı, varlığı ortadan kaldırılarak misyonu tarihe gömüldü".