Ceza yargılamasının temel amacı, gerçeğin ortaya çıkarılması ve adil bir yargı sürecinin sağlanmasıdır. Ancak, bu amaç, bir suç şüphesi altındaki bireyin fiziksel ve psikolojik bütünlüğünün göz ardı edilerek hedefe ulaşılmasını meşrulaştırmaz. Yani, adaletin tecellisi için bir suç şüphelisine işkence yapılması kabul edilemez.

TCK md.94 – 95

İşkence suçu ve cezası, Türk Ceza Kanunu'nun "İşkence ve Eziyet" başlığı altındaki 94. maddesinde tanımlanmış, neticesi itibarıyla ağırlaşmış işkence suçu ve cezası ise 95. maddede ele alınmıştır. Ayrıca suçun genellikle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile birlikte işlendiği görülmekle birlikte bu durum suçun nitelikli halini değil başkaca bir suçu oluşturmaktadır. Bu suçlar hakkında bilgi vermeden önce, ilgili kanun maddelerini inceleyelim.

5237 sayılı TCK md.94:

Cengiz Bayırlı ile Miami Emlak Piyasası Hakkında Röportaj Cengiz Bayırlı ile Miami Emlak Piyasası Hakkında Röportaj

“1. Bir bireye, insan onuruna aykırı şekilde fiziksel veya psikolojik acı, algılama ya da irade yetisinin bozulması, aşağılanma gibi durumlar yaşatan kamu görevlisine üç yıldan on iki yıla kadar hapis cezası verilir. Suçun bir kadına karşı işlenmesi durumunda, cezanın alt limiti beş yıldan az olamaz.

 

2. Suçun;

 

   a) Çocuk, savunmasız durumda olan bir birey ya da hamile bir kadına karşı,

  

   b) Avukata veya diğer bir kamu görevlisine görevi dolayısıyla işlenmesi halinde, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına karar verilir.

 

3. Eylemin cinsel taciz şeklinde gerçekleşmesi durumunda, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası uygulanır.

 

4. Bu suça katılan diğer bireyler de kamu görevlisi gibi cezalandırılır.

 

5. İhmali davranışla işlenen bu suç için verilecek cezada indirim yapılmaz.

 

6. Bu suç için zamanaşımı uygulanmaz.”

TCK md.95:

“1. İşkence eylemleri sonucunda mağdurun;

 

   a) Duyu organlarından birinin işlevinin kalıcı olarak zayıflaması,

  

   b) Konuşma güçlüğü,

  

   c) Yüzünde kalıcı iz,

  

   d) Hayati tehlike,

  

   e) Hamile bir kadının erken doğum yapması sonucu oluşursa, belirlenen ceza yarı oranında artırılır.

 

2. İşkence sonucu mağdurun;

 

   a) Tedavi edilemez bir hastalığa yakalanması veya bitkisel hayata girmesi,

  

   b) Duyu organlarından birinin işlevini yitirmesi,

  

   c) Konuşma veya çocuk yapma yeteneğinin kaybolması,

  

   d) Yüzünde kalıcı değişiklik,

  

   e) Hamile bir kadının çocuğunu kaybetmesi durumunda, ceza bir kat artırılır.

 

3. İşkence sonucu vücutta kemik kırılması olursa, kırığın hayati fonksiyonlara etkisine bağlı olarak sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası verilir.

 

4. İşkence sonucu ölüm meydana gelirse, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası uygulanır.”

İşkence Suçu Nedir?

İşkence suçu, bir kamu görevlisinin, belirli bir süreçte, kişiye karşı insan onuru ile bağdaşmayacak şekilde, mağdurun fiziksel ve psikolojik acı çekmesine, algılama veya irade yetisinin bozulmasına, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunmasıdır. Yargıtay, ani gelişen ve tekrar etmeyen davranışları işkence suçu kapsamında değerlendirmez. Örneğin, bir satıcıya tokat atan zabıta memurunun eylemi işkence değil, kasten yaralama suçudur. Ancak, satıcının kapalı bir alana götürülüp dövülmesi işkence suçunu oluşturur.

İşkence ve eziyet suçları, sıkça karıştırılan fakat fail açısından ayrılan iki suç türüdür. İşkence suçunun faili kamu görevlisiyken, eziyet suçunun faili herhangi bir birey olabilir.

Kanun koyucu, işkence suçunu düzenleyerek "insan onuru"nu korumayı amaçlamıştır. Bu suçun işlenip işlenmediğinin belirlenmesinde, mağdurun maruz kaldığı davranışların insan onuru ile uyumlu olup olmadığına bakılır.

İşkence Suçunun Cezası Nedir?

İşkence suçu, kamu görevlisinin, bir bireye karşı insan onuru ile uyumsuz, fiziksel ve psikolojik acı, algılama veya irade yetisinin bozulması, aşağılanma gibi etkiler yaratacak davranışlar sergilemesiyle gerçekleşir. Fail hakkında 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası öngörülür.

Suçun bir kadına karşı işlenmesi durumunda, cezanın alt limiti 5 yıldan az olamaz. İşkence suçunun çeşitli halleri ve cezaları şu şekildedir:

İşkence Suçu (TCK md.94)

●       Çocuğa, savunmasız kişiye veya hamile kadına karşı işlenmesi: 8 – 15 yıl hapis

●       Avukata veya kamu görevlisine karşı işlenmesi: 8 – 15 yıl hapis

●       Cinsel taciz şeklinde işlenmesi: 10 – 15 yıl hapis

●       İştirak edenler: Kamu görevlisi gibi cezalandırılır

●       İhmali davranışla işlenmesi: Cezada indirim uygulanmaz

Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış İşkence Suçu (TCK md.95)

●       Mağdurun duyu organlarının işlevinin sürekli zayıflaması, konuşma güçlüğü, yüzünde sabit iz, hayati tehlike, erken doğum gibi durumlar: Cezanın yarı oranında artırılması

●       Tedavi edilemez hastalık, bitkisel hayat, duyu organlarının işlev kaybı, konuşma veya çocuk yapma yeteneğinin kaybı, yüzde kalıcı değişiklik, düşük: Cezanın bir kat artırılması

●       Kemik kırılması: 8 – 15 yıl hapis

●       Ölüm: Ağırlaştırılmış müebbet hapis

İşkence Suçunda Adli Para Cezasına Çevirme, Erteleme ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

Adli para cezası, suç karşılığında hapisle birlikte veya tek başına verilebilen bir yaptırımdır. İşkence suçu sebebiyle verilen hapis cezaları adli para cezasına çevrilemez, hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) ve cezanın ertelenmesi kararları uygulanamaz.

İşkence Suçunda Şikayet Süresi, Zamanaşımı, Uzlaşma ve Görevli Mahkeme

İşkence suçunun takibi için şikayet şartı aranmaz; suçun işlendiğinin öğrenilmesiyle savcılık re'sen soruşturma başlatır. Bu suç için zamanaşımı süreleri uygulanmaz, uzlaşma mümkün değildir. İşkence suçuna ilişkin dava, ağır ceza mahkemesinde görülür.

İşkence Suçunun Unsurları

İşkence suçu, TCK md.94'te belirli fiillerle sınırlı olmayıp, serbest hareketlerle işlenebilir. Ancak, işkence suçu oluşturabilmesi için gereken asgari şartlar vardır:

●       Fiilin, kamu görevlisi tarafından gerçekleştirilmesi,

●       Fiilin, ani değil, belirli bir süreçte sistemli ve süreklilik arz edecek şekilde işlenmesi,

●       Fiilin, insanlık onuru ile bağdaşmayan, fiziksel ve psikolojik acı, algılama veya irade yetisinin etkilenmesi, aşağılanma gibi sonuçlar doğurması,

●       Özel kastın aranmaması, genel kastın yeterli olması.

Kaynak: Haber Merkezi