Rum Mehmet Paşa çok gaddar bir kişi olduğundan, bir çok şehri ve köyleri kasıp kavurmuş bir insandır. Onun için şu cümleler sarf edilir.
Rum Mehmet, yürüdü. Larende'ye vardı. Mescitlerini ve medreselerini yaktı, yıktı ve bozdu. Babasının evi gibi harap eyledi. Şehrin kadınlarını ve oğlanlarını soydurdu. Çıplak ettirdi. Larende'den gitti. Vardı, Ereğli'ye çıktı. Ereğli'nin ilini ve köylerini harap eyledi..."
Kaynaklarda izzet Mehmet Paşa`nın Rum Mehmet Paşa`nın soyundan olduğu söylenir. 
Mehmet İzzet adında bir delikanlı, 20 yaşında iken, Zonguldak’tan İstanbul'a gelmiş ve Kızlar Ağası Hacı Beşir Ağa himayesi ile Baltacılar Ocağına yazılmıştır. Okuma yazma bilmesi dolayısıyla Bab-ı Ali ile saray arasında muhabereden sorumlu memur olan "kapı hasekisi" görevi verilmiştir. Sonra Kızlar Ağası yazıcı halefesi olmuş ve "Bey Halife" olarak anılmaya başlamıştır. Kasım 1757'de ,  ağa yazıcılığına tayin olmuştur. Fakat bu görevi yapmakta iken Sadrazam Koca Ragıp Paşa tarafından hizmeti beğenilmemiş ve 25 Mart 1758'de ağa yazıcılığı görevinden atılmıştır.
Bu yıllar onun için tam bir kabus gibidir. Hem görevden alınmış hem de daha önce himayesine girdiği Baltacılar Ocağı,  sultan tarafından lağvedildiği için;  eski işine dönmesi imkanı olmamış ve bir müddet  işsiz kalmıştır. Bir de üstüne , bu sırada evi yanmıştır.
Bu durum Sultan III. Mustafa`ya bildirildiğinde,  kendisine 7.500 Kuruş bağışlanmasını emretmiş, ayrıca beyler rütbesinde bir ünvan verilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasındaki 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı’nı sona erdiren ve Osmanlı Devletinde önemli toprak kayıplarına yol açan Kaynarca Anlaşması için Dobruca`dan dönüşe geçtikten sonra ölen Sadrazam Muhsinzade Mehmet Paşa yerine izzet Mehmet Efendi atanır. Böylelikle Zonguldaklı İzzet Mehmet Paşa Osmanlı Sadrazamı olur.
Sadrazam olduktan bir buçuk yıl sonra Kırım`dan gelen bir heyet için kurulan çadırda Şeyhülislam ile tartışıp çadırı terk etmesi I. Abdülhamit tepkisini çekmiş ve görevden alınmıştır.
Sadrazamlıktan düştükten sonra çeşitli şehirlere vali olarak atanmıştır. Bunlardan Mısır valiliği ve Erzurum Valiliği önemli görevlerindendir.
Erzurum Valisi iken Sadrazam Silahtar Karavezir Seyyid Mehmet Paşa'nın ölmesi ile boşalan makama yeniden kendisi atanmıştır. ikinci sadrazamlığı sırasında bu sefer de İstanbul'da korkunç bir yangın çıkması sonucu yeniden görevden alınmıştır.
Vezirlikten de emekliliğe ayrıldıktan sonra Filibe'ye sürgüne gönderilmiştir.
İzzet Mehmet Paşa , dört buçuk ay Filibe'de oturdu.
Ocak 1783'de affedildi ve yine vezirlik verilerek Semendire sancağıyla Belgrad muhafızlığına gönderildi. Şubat 1784'te Belgrad'da beklenmedik bir anda vefat etti.
İzzet Mehmet Paşa Osmanlı zamanında Zonguldak`ta doğup en üst makama çıkabilen tek kişidir.
Bugün Karabük ili sınırları içinde olan eski Zonguldak kasabası Safranbolu'da bulunan İzzet Mehmet Paşa Cami hikayesi de oldukça ilginçtir.
"Karabük'ün Safranbolu ilçesinde minaresinin yıkılması halinde ustasının boynunun vurulacağı rivayet edilen İzzet Mehmet Paşa Camisi, 2 asırdan beri ayakta. Padişah 3. Selim'in sadrazamı,  Zonguldaklı  İzzet Mehmet Paşa'nın yaptırdığı camiyle ilgili rivayete şöyle; 
Daha önce defalarca yıkılan caminin minaresinin son kez yaptırılmasına karar verilir. Sağlam inşa edene çok büyük para verileceği ancak yeniden yıkılması halinde boynunun vurulacağı söylenir. Bir Yahudi minare ustası ,minareyi yeniden inşa eder fakat ölüm korkusuyla parasını almadan apar topar kaçar. Aradan 20 yıl geçmesine karşın minare yıkılmayınca usta Safranbolu'ya gelerek parasını alır."
İzzet Mehmet Paşa öldükten sonra bu cami avlusuna defnedilmiştir.
Hayati YILMAZ ile
Zonguldak Tarih

Kaynak: Haber Merkezi