Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi ve Türk Büro-Sen Zonguldak Şube Başkanı Kadir Bacıoğlu, ağır iş yükü altında ezilen Adalet çalışanlarının, kazanılmış haklarının da tek tek ellerinden alındığını öne sürdü. Bacıoğlu, “Adalet Bakanlığı, adalet çalışanlarının haklarını kendilerine teslim edinceye kadar bizler susmayacağız, meydanlarda olmaya devam edeceğiz, iş yavaşlatma, gerekirse iş bırakma olmak üzere her türlü yasal ve demokratik hakkımızı kullanarak, tepki koyma hususlarında kararlıkla yolumuza devam edecek, haklı taleplerimize duyarsız kalan yöneticilerden mutlak suretle hesap soracağız” dedi.

Bacıoğlu, yazılı açıklamasında, şunları söyledi:

“KAZANILMIŞ HAKLARI TEK TEK ELLERİNDEN ALINIYOR”

“Ülkemizin doğusunda, batısında, güneyinde, kuzeyinde, diğer bir ifadeyle en ücra köşesinden, en merkezi birimine kadar adalet ve hak götürme mücadelesi veren adalet çalışanları, emeklerinin karşılığını bugüne kadar alamamışlardır. Adalet çalışanları, ağır iş yükü altında ezilirken, yetmezmiş gibi kazanılmış hakları tek tek ellerinden alınmaktadır. Önce banka promosyonu, daha sonra servis ücreti ödeneklerinin kaldırılması, şimdi ise fazla mesai ücretlerinin kaldırılması… En zor şartlar altında çalışan kamu personeli, adalet çalışanlarıdır. Buna rağmen; maalesef ki, en çok hakkı yenen hor görülen kesim de bu kesimdir. Adalet çalışanları, her şeyden önce insanca muamele görmek, emeklerinin karşılığını almak ve hak ettikleri itibarlarının iadesini istemektedirler. En büyük haksızlık ve adaletsizlikler adliye çalışanlarına uygulanmaktadır. En keyfi işlemler ve uygulamalarla adliye çalışanları yok sayılmaktadır. Özellikle son yıllarda oluşturulan devasa adliye binaları içinde kaybolup giden, ezilen, itilen kakılan, hakim-savcı sınıfının hegemonyası içinde silindir gibi ezilen adliye çalışanlarıdır. Adliye çalışanı, adalet dağıtma hizmetini sunarken, kendisi için de adalet talep etmektedir. Emeğinin karşılığını ve onuru kırılmadan hizmet vermek, kendileri için ayrımcılık değil, herkes gibi eşit olmak istemektedirler. Diğer kamu personelleri gibi, 4483 sayılı yasanın içine alınmak, hakim ve savcıların iki dudağı arasından kurtulmak ve adalet teşkilatında var olan kast sisteminin kaldırılmasını istiyorlar. Daha da önemlisi hür iradeyle hizmet vermek istiyorlar. Sözün özü; herkese adalet dağıtılırken kendileri içinde adalet istiyorlar.”

“ADALET BAKANLIĞI, KENDİ ÇALIŞANLARININ SESİNİ DUYMAKTA SAĞIR VE DİLSİZ OLDU”

“Herkese adalet dağıttığını her platformda söyleyen Adalet Bakanlığı, her ne hikmetse kendi çalışanlarından bunu esirgiyor, çalışanlarının gelirlerini arttırıcı önlemler almak yerine ellerindekilerde tek tek alınıyor. Önce nöbet ücretleri kaldırıldı, sonra banka promosyonu darbesi yedi adalet çalışanı, Ocak 2013’ten itibaren fazla mesailerine uzandı hükümetin eli, onu da kesiyorlar. Anlaşılan zorla çalıştıracaklar. Anayasa ve yasalara rağmen… Fazla mesai yaptıracaklar, daha önceki yıllarda olduğu gibi sesini çıkartanlara sürgün yolunu gösterecekler köle misali çalıştırmaya devam edecekler. Çalışanların sesini duymayan, onları görmezden gelerek adeta yok sayan hükümetin Adalet Bakanlığı da, kendi çalışanlarının sesini duymakta sağır ve dilsiz olmuştur. Yıllardır dile getirdiğimiz yardımcı hizmetler sınıfında istihdam edilen personeli ve mübaşirleri genel idari hizmetler sınıfı kadrolarına almamaları gibi. Ülkemizdeki adalet işleyişini, ileri ülkeler seviyesine yükselteceğini her defasında dile getiren Bakanlık; özlük haklarını her fırsatta daha yaşanamaz hale getirdiği, kazanılmış haklarını gasp ettiği Adalet çalışanları olmadan bunu nasıl başaracak merak etmekteyiz. Malum hükümet 2013 yılı bütçesinde de adalet çalışanlarının özlük haklarını iyileştirilmesi için hiçbir düzenlemeye yer vermemiş, çalışanlarını yine enflasyonun, yükselen fiyat artışlarının altında ezilmeye, yargı sürecini hızlandırmak adına önüne yığılmış binlerce dosyanın işi bitinceye kadar, bedava çalışmaya mahkum etmiştir. Adalet Bakanlığı, adalet çalışanlarının haklarını kendilerine teslim edinceye kadar bizler susmayacağız, meydanlarda olmaya devam edeceğiz, iş yavaşlatma, gerekirse iş bırakma olmak üzere her türlü yasal ve demokratik hakkımızı kullanarak tepki koyma hususlarında kararlıkla yolumuza devam edecek, haklı taleplerimize duyarsız kalan yöneticilerden mutlak suretle hesap soracağız.”
Editör: Pusula Gazetesi