Türkiye Gazeteciler Cemiyeti&[#]8217;nin Konrad Adenauer Stiftung ile gerçekleştirdiği Yerel Medya Eğitim Seminerleri&[#]8217;nin 2010 yılı Değerlendirme Toplantısı, 26-27 Kasım 2010 tarihinde İstanbul&[#]8217;da Nippon Otel&[#]8217;de gerçekleştirildi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç&[#]8217;ın açış konuşması ile başlayan toplantıya, 61 ilden katılan 100&[#]8217;e yakın cemiyet başkan ve yöneticisi, görüşmeler sonrasında benimsenen görüşleri kamuoyuna açıkladılar. Toplantının ilk gününde konuşan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, medyaya sansür uygulanmasını &[#]8220;ilkellik&[#]8221;´ olarak niteledi. Arınç, konuşmasında, daha önce sona erdirileceği belirtilen resmi ilanlarla ilgili olarak, &[#]8220;Resmi ilanlar konusunda endişeniz olmasın. Resmi ilanlar kesilmeyecek&[#]8221; dedi.


Toplantının ikinci günü de yerel basın örgütlerinin görüş ve önerileri dinlendi. TGC Zonguldak İl Temsilcisi Osman Sav, Ereğli Temsilcisi Mustafa Kemal Bektaş, Karaelmas Gazeteciler Derneği Başkanı Atilla Öksüz imzalı bir rapor sunuldu.
Karaelmas Gazeteciler Derneği Başkanı Atilla Öksüz, toplantıya, Zonguldak&[#]8217;ta görev yapan çok sayıda gazetecinin, gazete ve yerel televizyonun görüşleri doğrultusunda hazırlanan raporla katıldıklarını belirterek, rapor hakkında bilgiler verdi. Öksüz, konuşmasında, &[#]8220;Burada yapılan toplantıdan çıkacak enerji iyi değerlendirilmeli. Bizler herkesin söküğünü dikip, kendi söküğümüzü dikemiyorsak, dönüp önce kendimize bir bakmamız lazım. Fikir işçiliğinin çok özel bir meslek olduğunu unutmamalıyız. Basın meslek örgütlerinin bu anlayışı benimseyen kişilerden oluşması gerekir. Bunu sağlayamazsak, herkesin söküğünü dikerken kendi söküğümüzü dikemeyiz. Kamuoyu da bize olumsuz bakar. Tüm basın meslek örgütlerinin öncelikle kendisini gözden geçirmesi gerekir. Örgütlerin mesleki hassasiyetlere yeterince sahip çıkamadığı yerde naylon gazetecilikle yeterince mücadele edemez ve haklarınıza sahip çıkamayız. Buralar siyaset yapma, birileri adına çalışma yerleri değil. Buralarda görev yapanlar öncelikle siyaset üstü bir anlayışla hareket etmesi gerekir. Örgütler kendilerine çeki düzen vermeden, sorgulamadan gazeteciler kendilerini sorgulamaz Amaç koltuk değil, mesleki etik, mesleki ahlakın sağlanması olmalı&[#]8221; dedi.


TGC Zonguldak Temsilcisi Osman Sav ise, yaptığı konuşmada basın meslek örgütlerinin olduğu bir yerde neşterin vurulması gerektiğini belirterek, &[#]8220;Hasta burada. Ameliyat edecekler de burada. Kendi sorunumuz için başkalarının neşter vurmasını bekleyeceğimize, biz neşter atalım. Herkesin kendisini sorgulayıp, başkanlık görev sürelerini sınırlama getirmesi gerekir. Biz de en fazla iki dönem üst üste yapabilirsiniz. Biz Zonguldak&[#]8217;ta yapıyoruz. Hatta ben önceki başkan olarak benden sonraki başkan arkadaşımın yönetiminde yer aldım. Bunları başarmak çok zor değil. Burada her yıl aynı şeyleri konuşup gidiyorsak önce, &[#]8216;Biz ne yapıyoruz?&[#]8217; diye bakmamız lazım&[#]8221; dedi.


Pek çok cemiyet başkanının söz aldığı toplantıda, Zonguldak ekibi, rapor sunan tek il oldu. Dört sayfalık raporun büyük bölümü özet halinde TGC&[#]8217;nin sonuç bildirgesinde yer aldı.


Toplantı, görüşler doğrultusunda hazırlanan ortak metnin okunmasıyla son buldu. TGC Başkanı Orhan Erinç, Başkan Yardımcısı Turgay Olcayto katılımcılara teşekkür ettiler.


SONUÇ BİLDİRGESİ


1- Türkiye&[#]8217;nin dünya basın özgürlüğü sıralamasında 138&[#]8217;inci sırada yer alması cemiyet başkanları tarafından endişe verici bulundu. Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması ve bu alandaki normların AB standartlarına ulaştırılmasının gerekliliğine; ve bu bağlamda gazetecilerin sansür ve otosansüre karşı verdikleri mücadele desteklenmeli.


2- 23 gazetecilik meslek örgütünün &[#]8220;Gazetecilere Özgürlük Platformu&[#]8221; adı altında başlattığı örgütsel dayanışma ve işbirliğinin genişletilerek diğer mesleki sorunlar karşısında da ortak hareket ve eylem kültürünün oluşturulması gerekiyor.


3- Gazeteciler, 212 sayılı yasayla değişik 5953 sayılı Basın İş Kanunu hükümlerine uygun olarak çalıştırılmalı ve yasal iş güvenceleri ile tüm hakları sağlanmalı. Yıpranma hakkı ve benzeri kazanılmış hakları ellerinden alınan basın mensuplarının bu hakları iade edilmeli; sendikal örgütlenmelerinin önündeki tüm engeller kaldırılmalı.


4- Gazetecilik mesleğinin kişisel çıkarlar için kullanılması, özellikle dini bayram ve seçim dönemlerinde ortaya çıkan ve sadece reklam geliri elde etmeyi amaçlayan; naylon, korsan, fason olarak nitelendirilen yayınların önlenmesi için gereken duyarlılık gösterilmeli; Basın İlan Kurumu, valilikler ve gazetecilik meslek örgütleri bu konuda daha etkin çaba sarf etmeli.


5- Yerel gazetelerin önemli gelir kaynağını oluşturan resmi ilanlar arasında yer alan icra-iflas ilanlarının, yerel medya organlarında da yerel ölçekte yayımlanabilmesi için ilgili yasalarda gereken değişikliklerin yapılması konusunda çaba harcanmalı.


6- Yerel medyanın önemli bir kesimini oluşturan televizyon ve radyolarla ilgili destek modelleri araştırılmalı ve geliştirilmeli; yüzde 5 olan RTÜK payı yüzde 1&[#]8217;e düşürülmeli, yüzde 5 olan Eğitime Katkı Payı tamamen kaldırılmalı; gazete, radyo ve televizyonların reklam gelirlerinden alınan yüzde 18 KDV yüzde 8&[#]8217;e indirilmeli.


7- İnternet medyası ile ilgili yasal mevzuat oluşturulmalı; bu sektörde çalışanlarla ilgili mesleki tanım ve kavramlar belirlenmeli; internet gazetecilerinin mesleki ve sosyal güvenlik haklarının sağlanması konusunda gerekli girişimlerde bulunulmalıdır.


8- Ağırlıklı olarak yerel medyada görev yapan gazeteciler ile yayın organlarına yayın politikaları nedeniyle yöneltilen tehdit ve baskı girişimleri devam ediyor. Kaba kuvvetle yıldırma amaçlarına dayalı bu tür davranış ve uygulamaların sonuç vermeyeceğini bir kez daha anımsatır; meslektaşlarımız Balçiçek İlter ile Ahmet Hakan&[#]8217;a yönelik girişimleri de şiddetle kınarız.

Editör: Pusula Gazetesi