İstanbul&8217;da yaşayan Bartın Çevre Gönüllüleri, Bartın Platformunu temsilen Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu (STHP) tarafından düzenlenen &8220;Suyuna, toprağına, ormanına, yaşama sahip çıkanlar, yaşamı savunanlar İstanbul&8217;da&8221; forumuna katıldı. Boğaziçi Üniversitesinde gerçekleştirilen etkinlikle ilgili bilgi veren Bartın Çevre Gönüllüleri temsilcisi Ergin Bozkurt, &8220;Forumun 1. günü termik santral oturumunda söz alarak, bölgemize yapılmak istenen termik santralden dolayı geri dönüşümü mümkün olmayan bir yok edilme tehlikesiyle karşılaştığımızı belirttik. Bunun yanında 3 bin yıllık tarihe mükemmel bir coğrafyaya ve doğaya, değeri ölçülemeyecek su kaynaklarına sahip bölgemizin gözlerini para hırsı bürümüş şirketlerin kurbanı yapılmak istendiğine ama Bartın halkının buna müsaade etmeyeceğini kaydettik&8221; dedi.


Mücadele için Bartın&8217;a çağırdık


Bozkurt, &8220;Platform olarak mücadele dayanışmasının öneminin farkında olduğumuzu ülkenin dört bir yanında termik, nükleer, HES gibi yok etme projelerine karşı direnen örgütlenen birleşen yapıların her zaman yanında olduğumuzu belirterek, Bartın&8217;daki mücadelemize de ortak olmaya çağırdık. Son olarak bu ülkenin, bu coğrafyanın, bu doğanın bu doğal kaynakların bu tarihin bir gün mutlaka iktidar sahiplerine de lazım olacağını ifade ettik&8221; diye konuştu. 3 gün süren forumun sonuç bildirisi ile ilgili de bilgi veren Bozkurt; &8220;Bizler; Suyuna, toprağına, ormanına, emeğine, yaşama sahip çıkanlar, yaşamı savunanlar 15-16-17 Ekim 2010&8217;da İstanbul&8217;da buluştuk. Yaşamın kaynağı olan suyu, alınıp satılabilen piyasa malı haline getirenlere; sulama kanallarına, evlerimize, okullarımıza, hastanelerimize kontörlü sayaç takmaya kalkışanlara; akarsularımızı satışa çıkaranlara, su kaynaklarımıza el koyanlara; sularımızı, su havzalarımızı kirletenlere, halkın sağlık hakkını yok sayanlara karşı mücadelede su hakkına, yaşam hakkına sahip çıkmak için bir araya geldik&8221; diye konuştu.


Enerji ihtiyacı bahanedir


Bozkurt; &8220;Bizler; Türkiye&8217;nin enerji ihtiyacı bahaneleriyle Hidroelektrik santral projelerini yaşama geçirmek için AKP iktidarının 2003 yılında uygulamaya geçirdiği &8216;su kullanım hakkı anlaşmaları&8217; yoluyla akarsularımızın sermayeye satılmasına ve akarsularımızın ticarileştirilmesine karşıyız. Su şirketlerinin başta Uludağ&8217;daki köylere ait sular olmak üzere Anadolu&8217;daki gözelerden (kaynaklardan) akan suları şişelemesine, satmasına, yer altı sularının ticarileştirilme amacıyla kullanılmasına, suyun ticarileştirilmesiyle insanca ve sağlıklı bir yaşam sürme hakkımızın elimizden alınmasına karşıyız. Kapitalizmin kârı temel alan üretim biçimi doğayı, yaşamı tahrip ediyor. &8216;İyileştirme&8217; talep etmiyoruz. Biliyoruz ki sorun bu üretim biçiminin kendisidir. Ancak kapitalizme karşı mücadele ederken onun doğada yarattığı tüm tahribat ve yıkım biçimlerine karşı da mücadele ediyoruz&8221; diye konuştu.


Kanunlar hiçe sayılıyor


Bozkurt şöyle devam etti: &8220;Doğru bilginin halka hızla ulaşması; bilimin halkın ve doğanın yararına kullanılması için bilim insanlarımızın içinde yer aldığı örgütlenmeyi yaratmayı hedefleyeceğiz. Biliyoruz ki suyun ticarileştirilmesine karşı mücadelenin temel dayanağı halkın mücadelesidir Hukuk mücadelesi ancak bu temeli desteklemek için kullanılabilir. Yürütmenin durdurulması kararlarına karşın Başbakan&8217;ın HES açılışı yaptığı uygulamalarda olduğu gibi hukuk kazanımlarının hiçe sayıldığını, ÇED raporlarının ve kararlarının göstermelik olduğunu da biliyoruz. Buna rağmen; bizler mücadelemizi destekleyen hukukçuların sayısını arttırmak ve hukuk alanında deneyimlerin paylaşılacağı zeminleri oluşturmak; baroların bu süreçte gönüllü desteklerini sağlamak için çaba göstereceğiz; Dünya&8217;da suya ve doğaya karşı süre giden saldırıya direnen halklarla temas kuracağız, mücadele deneyimlerimizi paylaşacağız.


Su ticarileştirilmemeli


Suyun ticarileştirilmesine hayır platformu bu noktada yazılı ve görsel malzeme üretimi yapacak; internet sitesini mücadelelerin birbirlerinin deneyimlerinden haberdar olacakları biçimde yenileyecek; suyun ticarileştirilmesinin boyutları ve HES projeleri hakkında bilgi verebilecek insan sayısını çoğaltmak için eğitim çalışmalarını sürdürecektir. Bu noktada etkinlikleri, gelişmeleri, yasal değişiklikleri, direnişleri duyurmak için yayınlar yapmayı, basını ve ortak iletişim hatlarını kullanarak bilgiyi ve deneyimlerini paylaşmayı sürdüreceğiz. Suyun ticarileştirilmesine karşı mücadelenin özneleri ve platform bileşenleri olarak üzerimizdeki sorumluluklardan biri HES&8217;ler ya da kontürlü sayaçlar gibi suyun ticarileştirilmesi saldırısının temel adımlarından ve yaratacakları sonuçlardan haberdar olmayanlara ulaşmaktır. Bu noktada yoğun bir bilgilendirme ve örgütlenme çalışması programlamayı hedefleyeceğiz.


Termik santrallere karşıyız


Anadolu&8217;nun dört bir yanında maden şirketlerine, GDO&8217;lu ürün ve tohumlara, termik-nükleer santral projelerine, HES projelerine, su şişeleme şirketlerine, kentlerde suyu ticarileştirme uygulamalarına; 3. Köprü gibi kentsel rant projelerine yani kapitalizmin doğaya, emeğe yönelen saldırganlığının karşısında direnenlerle mücadelemizin ortak olduğunu söylüyor, direnişi büyütmek için yan yana geliyoruz. Suyu ve doğanın her parçasını metalaştırmaya çalışanlara, kentte kırda insanların ve diğer canlıların yaşam hakkına saldıranlara; sadece suyu metalaştırarak değil eğitimden sağlığa, barınmadan ulaşıma tüm yaşamsal ihtiyaçlarımızı piyasalaştıran, emek gücümüzü sömüren emperyalist kapitalist sisteme karşı mücadelemiz ortaktır. Toplumsal muhalefeti örgütlemeye ve hak arama mücadelelerimizi alanlarda ortaklaşarak yürütmeye kararlıyız.


Doğa metalleştirilemez


Doğal varlıkların metalaştırılmasına destek veren bilim insanları, şirket ve kamu yönetimlerindeki mühendisler de halka ve doğaya karşı işlenen suçların ortağıdır. Bu konuda bu kişilerin bağlı oldukları meslek odalarını ve görevi halk için bilim üretmek olan üniversiteleri göreve çağırıyoruz. Ortak örgütlülüğümüzde söz; suyuna toprağına, ormanına, yaşamına, emeğine sahip çıkan ve diğer tüm canlıların da hakkını savunan halkındır.
Biz; tüm mücadeleleri birlikteliğe çağırıyoruz ve kapitalizme karşı yaşam alanlarını, yaşamlarını korumak için mücadele edenlerle, emek mücadelesi verenlerle ortaklaşarak yolumuza birlikte devam edeceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz. Biz; haklıyız meşruyuz kazanacağız. Anadolu&8217;nun dört bir yanında sularına, ormanlarına, toprağa, doğaya emeklerine sahip çıkmak için mücadele edenlere sesleniyoruz: Direnişiniz direnişimizdir, mücadelemiz sularımız ve doğa meta olmaktan çıkarılana kadar sürecektir; zafere kadar, kazanana kadar&8221;

Editör: Pusula Gazetesi