Zonguldak´ın Beycuma beldesine bağlı Hacıali köyünde oturan Recep Taşten, 1996 yılında çalştığı inşaattan düştü. Belinden rahatsızlanan Recep Taşten, 2006 yılının Ağustos ayında bel fıtığı rahatsızlığı nedeniyle ameliyat olunca iki senedir ailesini geçindirmekte güçlük çekmeye başladı. Komşularının yardımıyla ve fitre paralarıyla ayakta kalan Taşten, oturdukları evin eskimesi ve yıkılma tehlikesi bulunması nedeniyle komşularından ve tanıdıklarından topladığı tahtalarla 20 metrekarelik kullanım alanına sahip bir baraka yaptı.





Etrafını naylon ve branda ile çeviren Recep Taşten (45), eşi Sevil Taşten (43), çocukları Hüseyin Taşten (15) ve Ramazan Taşten (11) ile bu barakaya taşındı. Eşyaları üst üste bulunduğu tek gözlü barakada yaşam savaşı veren Taşten ailesi, son günlerde yağan kar ve yağmur nedeniyle zor anlar yaşadı. Havaların soğuduğu bu günlerde barakanın içerisini ısıtmakta bile zorlanan Taşten ailesi, barakanın toprak zemininden çıkan böcek ve yılanların kendilerine zarar vermesinden korkuyor.
Maddi imkansızlık nedeniyle oğlu Hüseyin Taşten´i 8. sınıfa kadar okutabildiğini söyleyen baba Recep Taşten, şöyle konuştu: "Komşular ve tanıdıklardan topladığım tahtalarla bu barakayı yaptım. Etrafını naylon ve branda ile çevirdim. Çok soğuk oluyor ama mecburuz. Maddi imkanımız yok. Soguktan sabahlara kadar uyuyamıyorum. Çocuklarım üşüyor, donuyor diye sürekli sobayı yakıyorum. İki yıldır fitre paraları ile ayakta duruyoruz. Hüseyin´i okutamadım. 8. sınıfta okuldan almak zorunda kaldım. İlköğretim Okulu 6.sınıfta okuyan Ramazan Taşten´i de okutuyorum. Gücümün yettiği yere kadar okutacağım."
Kış koşullarında böyle bir barakada kalmanın kendileri için çok zor olduğunu anlatan anne Sevil Taşten de, topraktan yılan ve böceklerin gelip çocuklarına zarar vermesi endişesi ile gece gündüz uyuyamadığını söyledi.
Bir ev ve okuldan almak zorunda kalan çocuğuna iş isteyen Sevil Taşten, şunları söyledi: "Çok soğuk oluyor. Sürekli soba yaksak da üşüyoruz. Bu soğukta bulaşık ve çamaşır yıkarken daha da zorlanıyorum. Eşim ameliyat olduktan sonra çocuklarım aç kaldı. Milletten topladığımız paralarla çocuklarıma bakmaya çalıştım. Topraktan çıkan böcekler, yılanlar zarar verecek diye çok korkuyorum. Kediler de olmasa, burası fareden geçilmezdi."
Beycuma Şehit Öğretmen Hamza Halit Sülün İlköğretim Okulu öğrencisi Ramazan Taşten de, imkanlar ölçüsünde okumak istediğini söyledi. Evde yattıkları, yemek yedikleri ve televizyon izledikleri odada bulunan iki çekyattan birinde ders çalışabildiğini anlatan Ramazan Taşten, şöyle konuştu: "Üşümemek için sıkı giyiniyorum. Gece annem, sürekli üstümüzü örtüyor. Çok üşüyoruz."
Kardeşini okutmak için çalışmak istediğini belirten ağabey Hüseyin Taşten de, sözlerine şöyle devam etti: "Geceleri çok soğuk oluyor. Annem üzerimizi örtse babam sürekli sobayı yaksa yine fayda etmiyor. Çok üşüyoruz. Ben mühendis olmak istiyordum ama okuyamadım, kardeşimi okutmak için elimden ne gelirse yaparım. Çalışırım ama iş bulamıyorum."
Editör: Pusula Gazetesi