Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı Yaşar Sinoplu, Avrasya Kamuoyu Araştırmaları Merkezi tarafından yapılan anket çalışmasının gereksiz olduğunu ve böyle çalışmaların sadece gündemi değiştirmek amaçlı yapıldığını söyledi. Değişik olaylarla ülke gündeminin devamlı değiştirildiğini belirten Yaşar Sinoplu, ülkenin yapay gündemlerle vakit kaybettiğini, işsizliğin ve yoksulluğun arttığını, ekonomik sorunların çözüm beklediğini belirtti. Sinoplu, &8220;Zaten bugünkü gündemde AKP, CHP ve MHP var. Bunlar 3 Kasım 2002&8217;den beri var. Ben de diyorum ki, &8216;ey anketi yapan anketörler, kardeşlerim siz ne istiyorsunuz. Zaten bu sistem bu dizayn böyle devam ediyor. Dış güçler içerideki işbirlikçileri vasıtasıyla Türkiye&8217;yi yönlendirmeye devam ediyor&8221; dedi.

Ben ülkesini düşünen bir vatandaşım


Yaşar Sinoplu, &8220;2002 seçimlerinden önce Uğur Dündar&8217;ın programında Başbakan ile Deniz Baykal konuşturularak bu insanlara ya CHP&8217;ye ya AKP&8217;ye ya MHP&8217;ye oy verileceksiniz diye lanse edilerek bu horoz dövüşü oynandı. Ben ülkesini düşünen bir vatandaş olaraktan bu konular yüzünden çok üzülüyorum. Bu ülkeyi yönetmeye talip olan insanlar gelin bakalım ülkenin borçları azaldı mı, çoğaldı mı? Bu insanların işsizliği azaldı mı çoğaldı mı? Bunları konuşalım. Bu ülkede ne değişti? Avrasya Kamuoyu Araştırmaları Merkezi tarafından yapılan kamuoyu araştırmasına göre ilimizde Ak Parti oy oranı yüzde 11.21 gerilerken, CHP oy oranı yüzde 3 oranında, MHP oy oranı yüzde 2 oranında arttığı yazılmış. Yapılan ankette Bartın Milletvekilleri arasında yapılan dağılımda bir değişim olmadığı söyleniyor&8221; diye konuştu.


Bu taksimi kurt bile yapmaz


Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı Sinoplu, &8220;Sonra Karadeniz bölgesinde bulunan 67 milletvekilinin 34&8217;ünü AKP, 20&8217;sini CHP, 13&8217;ünü de MHP oluşturuyor gibi bir bölüşüm yapmış. Halk arasında bir değim vardır. Bu taksimi kurt bile yapmaz derler. Zaten bu durum 2002 yılından beri böyle devam ediyor. Bartın&8217;da her gün elektriği, telefonu, suyu kesilen binlerce insanımız var. Beni daha zorlarlarsa resmi müracaat ederek gerekli kurumlardan mağdur olan insanların sayısını ispat edebilirim. Bunlar insanları uyutmak için yapılan anketlerdir. AKP 2002 yılından beri hükümette. Peki, iktidarda olduğu sürede ülkede ne oldu? Zenginler aşırı zengin, milletimiz de aşırı derecede fakir hale geldi. Bunlar kendiliğinden olmuyor. Doğru tektir&8221; şeklinde konuştu.


Bin 100 TL maaş alan insan geçinemiyor


Yaşar Sinoplu, &8220;Ey gençler, ey Bartın&8217;daki genç kızlarımız, erkek çocuklar sorarım size. Bir aile kızıyla veya tahsilli ve ilim sahibi olmuş erkek veya bayan ile evlenmek istemiyor musunuz? Evet, istiyorlar ama ağabey ikimizin de işi yok, annem babam ne zamana kadar bize bakacak diyorlar. Bartın&8217;da bin 100 TL maaş alan bir insan geçinemiyor. Askeri ücret alanlar zaten geçinemiyor. Alınan maaşlar ayın 16&8217;sında bitiyor. Bankaların oyunlarıyla beraber bir sürü kredi kartına boğulmuş insanımız bir bankadan diğer bankaya para aktararak kısır döngü dönüyor. Sonra facialar meydana geliyor. Allaha şükür daha Bartın&8217;da yok. Zonguldak&8217;a kadar geldi. Zaten orada da bazı şeylerin olduğunu görüyoruz. İnsanlar cinnete doğru gidiyor&8221; ifadesini kullandı.


Ülkede ne var ne yok satılıyor


Suni gündemlerle insanların uyuşturulduğunu ifade eden SP İl Başkan Yardımcı Yaşar Sinoplu şöyle devam etti: &8220;2010 yılı faize 56,8 milyar TL. Peki, bütçe açığı ne kadar 50 milyar TL. 2010 yılı bütçesi 287 milyar TL. 100 küsuru bütçe açığı ve faiz. Biz &8216;halkımız çaresizseniz, çare biziz&8217; diyoruz. Açık oturum yapalım diyorum gelemiyorlar. Bu insanların iş bulması mümkün değil ki. Neden? Ne var ne yok satılıyor bu ülkede. İşsiz adama nerede iş bulacağız. Türkiye milli gelirinden fazla borçlanmış, halk da borçlandırıldı, büyük iş adamları da borçlandırıldı, borçsuz kimse kalmadı ve bu ülkede artık millet her gün başka bir gündem seyrediyor. Ulusal televizyonlarda söylenenleri görüyoruz. Bülent Arınç&8217;ın evinin önünde suikast, Sayın Başbakan&8217;ın evinin önünde bilmem ne. Her gün gündem değişiyor. Bu ülkenin insanlarına önceden dış güçler tarafından suikast yapılırdı, ortalığı karıştırmak için. Bizim insanımızın işi aşı olduğu zaman &8216;Allah razı olsun&8217; der. Biz öyle asil bir milletiz ama halk şimdi kara kara düşünüyor.


Kredi kartı ile borçlandırıyorlar


Bu ülkede 72 milyon insan varken, ülkemize 120 milyon telefon girmiş, 110 küsur kredi kartı dolaşıyor. Bunlar kendiliğinden olmuyor. Bankalar bayan ya da erkek genç bir evladımızı giyindiriyor. Vatandaşta yolda yürürken efendim size kredi kartı verelim diyor. Ben almayacağım, lazım değil diyoruz. Bir yere giderken lazım olur diyor. Vatandaş alsam olur diye oltaya yapışıyor. Arkasından hemen görevli evrakları çıkartıyor. Vatandaş evrakları imzalıyor. İmzalanan evraklarda küçük küçük yazılarla ekonomik manada idam fermanı. Sonra geliyor bin 500 TL&8217;lik kredi kartı. Genç için ideal bir para. Gencimiz ayağına ayakkabı bir de pantolon alıyor, biraz da arkadaşlarıyla geziyor tozuyor. Tabi bir bakıyorsun kredi kartının limiti dolmuş. Tabi bırak taksitini gelir olmadığından askerisini ödemeye mahkum oluyor. Aradan zaman geçiyor onu da ödeyemez duruma geliyor. En sonunda da bin 500 TL&8217;lik kredi kartı borcu 5 bin TL oluyor. Tabi bu parayı almak içinde çantalı banka avukatları geliyor.


Şahıslarla zorum yok


Günaydın ey siyasiler. Öyle dükkan dükkan gezmeyle, internet aracılığıyla gazetelere haber vermeyle, faks göndererek şu yazıyı basın demeyle olmaz bu iş. Gelin hep beraber halkın önünde konser verir gibi insanlara brifing verelim. Ben bunun için çırpınıyorum. Gelemezsiniz, gelmeniz mümkün değil. Çünkü konuşamazsınız. Siz sadece borsanın yüzde 70&8217;i dış güçlerin eline geçti gibi haber verirsiniz. Televizyonların yüzde bilmem kaçı başkalarının eline geçtiğini, eğriyi doğru, doğruyu eğri diye halkımıza gösterirsiniz. İşsizliğe çare dediğimiz zaman hiç bir şey söyleyemezsiniz. Bu vatanın batması haktır diyen şairin dediği gibi ben bu vatana sahip çıkacağım, vatan batmasın diye bunları konuşuyorum. Benim şahıslarla zorum yok


Çalışkan halkımıza teşekkür ederim


Yakup Bey iki de bir gazetelere çıkıyor. Yok, oy potansiyelleri yüzde 60 olacakmış. Yakup Ulupınar ben seni severim, yapma kardeşim. Eğer bu insanlar AKP&8217;ye oy verirse Allah Aziz Nesin&8217;e gani gani rahmet eylesin derim. Bu ülkede Saadet Partisi&8217;nin üretime dayalı ekonomi programını uygulamaktan başka hiçbir çare yok. Ben her yere gidiyorum. Merkeze yakın köylerimizdeki insanımızın daha altına su değmedi. Evlerin yüzde 80&8217;inde bir tane emekli var. Köylerde de mevsimine göre mamulleri satıyor. Çalışkan halkımıza teşekkür ederim ama yakın köylerdekiler bunda 3-5 kuruş kazanıyor. Uzak köylerdekiler perişan oldular.


Kuyuya giren değişiyor


Şimdi büyük bir oyun var. Hema şirketler topluluğu santral konusunda asıldıkça asılıyor. Adamlar haklı. Neden? Ticaret eden adam ticari yönünü düşünür. Peki, bunun müşterisi kim? Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Böyle müşteri hiçbir yerde yok ki. Elbette asılacaklar ama bizde diyoruz ki, &8216;Hema şirketi siz buraya kömür çıkartacağız diye geldiğiniz. Kömürü çıkartın ellerinizden öpelim diyoruz. Kömür ocaklarına devamlı insanlar götürülüyor. Kuyudan aşağıya iniliyor. Eskiden deniz altına girecek insanlar doktor kontrolünden geçirilirdi. Basınç var. Hema&8217;nın kuyusuna girip, çıkanlar çıktıktan sonra başka türlü konuşmaya başlıyor. Acaba orada metan gazı gibi gazlarla insanlar değişime mi uğruyorlar.


İşsizliği biliyoruz, çareyi de söylüyoruz


Biz konuşmuyoruz, biz ülkemizin hangi anayasa ile kalkınacağını, hangi kanunlarla ülkemizin bağımsız hareket edeceğini biliyoruz. Şeker fabrikaları satılacaktı. Allaha şükürler olsun Danıştay tarafından üretim şartı konulmadığı için Şeker Fabrikalarımızı kurtardık. Bunları satmayın diye aylarca gazetelere beyanat verdik ve şimdi satamıyorlar. Ülkenin öncelikli sorunu işsizlik diyorlar. Konuşmak başka, uygulamak başka. Biz konuşmuyoruz, uygulamayı da gösteriyoruz. İşsizliği biliyoruz, çareyi de söylüyoruz. Ne var ne yok satacaksınız. Bizim insanlarımız perişanları oynuyor. Bizim ülkemizde niçin yer altı yer üstü kaynaklarımızı üretime geçirmiyoruz. Yiğit Bulut diye bir gazeteci var. &8216;Ne olursunuz, şu petrol çıkarma kanunlarında değişiklik yapın da artık kendi petrolümüzü kendimiz çıkartalım&8217; diyor. Oradan da bir örnek gösteriyor.


Neden ipin ucu Amerika&8217;da?


Ülkemizde sağduyulu insanlar kapatın denilen yeri mahkeme kararıyla açıyorlar. Oradan şimdi binlerce varil petrol çıkıyor. Neden ipin ucu Amerika&8217;dakinin elinde oluyor. İpin ucu Türkiye&8217;deki insanların elinde olmadıktan sonra bu ülkenin kurtuluşu yok, Saadet Partisi ilk seçimde iktidara gelerek, kaldığımız yerden Numan beyin Başbakanlığında satılanları yasalar çerçevesinde geri alarak, üretime dayalı ekonomiyi alarak, bu insanların makûs talihini yenecek yegâne kadro biziz ve biz palavra atmıyoruz. Araştırsınlar kurmuş olduğumuz hükümetlerde yapmış olduğumuz icraatlar devletin arşivlerinde de var, meclis kayıtlarında da var&8221;

Editör: Pusula Gazetesi