Liman caddesi üzerinde Fransızlar döneminden kalan sığınak, Vali Osman Hacıbektaşoğlu'nun talimatıyla belediye işçiler tarafından temizleniyor. 

Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir döneminde temizletilen sığınak, Valiliğin talimatıyla yeniden temizlenmeye başladığı ifade edilerek; Vali Osman Hacıbektaşoğlu'nun önümüzdeki günlerde ziyaret etmesi bekleniyor. 

------------
 

Zonguldak'ta kömürün çıkarılmasıyla yabancı sermayenin etkilerini görüyoruz. İlk dalgakıran rıhtımını inşa eden Fransızlar (1890-99), Fransız-Ereğli şirketini de kurarak kömür çıkardılar...

Yayla'dan Fener'e kadar olan bölgede Fransızlar ikamet etmiştir. Eski Zonguldak'ta bu bölgenin adı Fransız mahallesidir. O yıllarda bu bölgeye girmek yasaktır. İşgal yıllarında Fransız sivillerini, çoğunluğu Arap kökenli olan Fransız askerleri korumuştur... 

Şimdiki müdürlük durağı olan bölgede Fransız hastanesi bulunur. Ve yine hastane çevresinde Fransız evleri ve Fransız şirketi direktörünün ikamet ettiği Yayla Konağı bulunuyordu... 

Zonguldak limanı ve eski hızlı kömür yükleme iskelesi inşası sırasında, Genel Direktörlük (işçi Müdürlüğü) binasının da bu bölgede olması, Fransızların yerleşim seçimidir.

Liman arkasını Fener mahallesine bağlayan atık taşıma tüneli ile şimdiki Yayla konağı arkasından, çarşı karakolunun yanında bulunan sığınağın birbirine yakın tarih aralığında yapıldığı eski fotoğraflardan ve haritalardan alınan bilgilerle tahmin edilmektedir... 

Endüstri meslek lisesi önünde bu tünellere bağlantılı olduğu tahmin edilen diğer bir giriş, yakın bir zamana kadar da bulunmaktaydı...

Bu yer altı geçitleri hakkında, net bir bilgi, plan ve projenin olmamasının sebebi; birinci dünya savaşı ve sonrasında Zonguldak'ta yaşayan Fransızların kendi güvenlikleri için geçiş yolu ve sığınak projesini hayata gizli geçirdikleri düşüncesini akla getirmektedir. 

Elimizdeki belgelere dayanarak, Liman arkasına ait 1910'lu yıllara ait bir fotoğrafta desenlere ve tünellerin henüz olmadığını gözlemlersek 1921 yılından sonra Zonguldak'ı terk etmeye başlayan Fransızların yaptığı haritalarda bu tünellerin gösterilmesi, yapıldıkları tarihin, tahmini 1915 ile 1920'li yıllar arasında olduğunu işaret etmektedir.

Fener mahallesinden, liman arkasına inen ve bugün turizme açılan tünelin inşaat sebebinin ise 1920'den 1956 yılına kadar ocaklardan çıkartılan atıkların liman arkasından ve Fenerdeki bu burundan denize dökülmesi sebebiyle açılmış servis tüneli olduğunu görmekteyiz.

Fenerdeki kır kahvesi diye adlandırılan eski yerin yanında bulunan vinç binası da bant yardımıyla yukarı çekilen atıkların, oradan denize dökülmesi için kullanılıyordu...

………….

1912 yılında Balkan Savaşı patlayınca savaşta ihtiyaç olan kömürün havzadan çıkarılması ve İstanbul’a nakli önemini arttırdı. Kilimli ve Kozlu demiryollarının havzada çıkarılan kömürün taşınmasına yetmemesi üzerine bu demiryollarını birer metre genişliğinde, vagonlarında demirden olarak 8 ton ürün alacak büyüklükte yaptırılması işine girişildi. Bu iki hat böylece inşa ve tamir edildi… Kilimli şimendifer hattı mevcut durumundan 3 metre kadar aşağıya düşürülerek İnağzı ocağına sahilden demiryolu ile bağlantı sağlanmıştır. Bu hatta 2 adet lokomotif ve 6 tonluk vagonlar çalışmaya başlamıştır. Kozlu şimendifer hattı ise 1,5 metre kadar yükseltilmiştir.

Rusya Osmanlıya savaş açınca Rus kruvazörleri Zonguldak önlerine gelip şehri top ateşine tuttular. Halkın bombardımandan zarar görmemesi için Zonguldak merkezinden geçen demiryolunun özelliğinden yararlanarak dağların içindeki güvenli bölgelere “turuka” denilen maden direği vagonlarına insanlar yüklemiş, madenlerin içine sevk edilmiştir. Ocaklar sığınak olarak kullanılmış, bu usul savaş boyunca uygulanmış ve kimsenin kılına zarar gelmemiştir.

Özellikle Zonguldak merkezinde, Baştarla ve Üzülmez bölgesindeki ocaklar yakınlığı ve demiryolu ulaşım kolaylığı sebebiyle denizden ve havadan gelecek saldırılara karşı coğrafi yapısal özelliği de düşünülerek tarih boyunca sığınak olarak kullanılmıştır.

Birinci Dünya Savaşı’nda Rusların bombardımanından etkilenen ve binalarında hasar alan, Yayla Mahallesi’ndeki Fransızlar da sahilde bulunan Fransız şirketiyle bağlantılı dehliz açarak sığınaklar yapmışlardır.

Şimdi, Zonguldak Maden Müzesi’nin yanında eğitim ocağı olarak kullanılan Baştarla Ocağı, Birinci Dünya Savaşı’nda sığınak olarak kullanılmış. 1937 yılında üretimi durdurulan bu kömür ocağı, İkinci Dünya Savaşı yıllarında, her ne kadar Türkiye savaşa girmese bile (1939-1945), yine havadan gelebilecek saldırılara karşı sığınak olarak kullanılmıştır.

Bugün aynı tehditle karşı karşıya kalınabileceği düşünülürse, kentimizde planlı bir sığınak inşaatı olmadığından, Mithatpaşa-Kilimli arasındaki karayolu tünellerinin ve bölge ocaklarının, yine Baştarla’daki eğitim ocağının sığınak olarak kullanılması kaçınılmazdır… Bunun için devletin A, B, C, planları üzerinde çalışması ve hazırlıklı olması, ihtiyaç halinde devreye koyabilmesi önemli bir görevidir.

Yüksel Yıldırım-15 Mart 2021

Zonguldak Nostalji

Muhabir: Öznur Güneş