Parti yöneticisi, son dönemde adı gündemden düşmeyen işadamı kılığındaki nitelikli dolandırıcıya "Milletvekiliyle fazla görünme. Hem Milletvekiline hem de partiye zarar veriyorsun" diyor. Nitelikli dolandırıcı, hiddetleniyor: "Vekilin adaylık başvuru ücretini ben ödedim. Yemin için kürsüye çıktığı takım elbiseyi ben aldım. Evinin kirasını ben ödüyorum. Ne zaman, nereye para ver dese veriyorum. Parayı verirken zarar vermiyorum da, yanında gezerken mi zarar veriyorum? Siz işinize bakın. Rahatsızlığı varsa vekil bana söyler." Nitelikli dolandırıcı haklı. Vekil de bu işlerin karşılığında kamu kurumlarının yöneticilerini arayıp nitelikli dolandırıcının işlerini takip ediyor. Ama nereye kadar?